.5.

2.2K 233 116
                                    

Karşımdaki beden bana gülümseyince ben de gülümsedim. Babamın sağ kolu olan Shin amca, dünkü kaçırma olayını duyunca beni ziyarete gelmişti. Otuzlu yaşlarındaydı ve babamdan çok onu görürdüm. Sık sık eve uğrar, bazen beni okuldan almaya da gelirdi. Doğum günümde babam ve ondan başka hediye veren olmazdı.

"Dikkat etmelisin. Kendini ezdirme okulda." dedi çayından bir yudum almadan önce. "İstersen gelip müdürünüzle konuşabilirim Yena. İncinmen beni üzüyor."

Babam bile söylememişti bunu. Shin amca gerçekten bana değer veriyordu. Yüzümdeki ve kolumdaki morlukları görünce endişelenmişti.

Omuz silktim. "Gerek yok Shin amca. Konuşmak işleri kötüleştirmekten başka bir şeye yaramaz."

"Hmm, sen istemiyorsan elimden bir şey gelmez." dedikten sonra kolundaki saate baktı ve gözleri büyüdü. "Ben kalkayım artık. Baban kızacak yoksa."

Shin amcayı yolculamak için onunla birlikte bahçeye çıktım. O arabaya binerken başka bir araba girmişti bahçeye. Tanıyordum arabayı, Seungmin okul biteli bir saat olmasına rağmen yeni gelmişti.

Shin amca bana arabadan el sallayınca gülümseyerek geri el salladım ve arabadan inen Seungmin'e döndüm. Çok bitkin görünüyordu. Yanıma geldi ve birlikte eve girdik.

"Biraz uyuyabilir miyim?" dedi.

"Hmhm. Oda hazırlatayım mı?" diye sorduğumda başını sağa sola sallayarak reddetti. Benim odama girince odada birkaç saniye gözlerini gezdirmiş ve koltuğa uzanmıştı. Ona yastık ve battaniye getirip rahat bir şekilde yatmasını sağladıktan sonra, "Ben aşağıya iniyorum." demiştim. Ben buradayken rahat uyuyamazdı.

"Hayır, burda dur." dedi gözleri hâlâ kapalıyken.

Kaşlarımı kaldırıp, "Rahat olacak mısın?" diye sordum.

"Susarsan, evet."

Gözlerimi devirdim ve yarım kalan kitabımı aldım. O uyurken, ben karşısındaki koltukta kitap okumuştum ve böyle bir saat geçirmiştik.

Gözlerim sızlamaya başlayınca kaldığım yere işaret koyarak kapattım kitabı. Karşımda uyuyan Seungmin'e kaydı gözlerim. Yanımda ikinci kez uyuyordu. İlki yanlışlıkla olsa da bu sefer kendi isteğiyle uyumuştu.

Bilmiyorum, belki ben abartıyorumdur ama bu bana güvendiği anlamına geliyordu bence. Benim yanımda uyuyorsa benden zarar gelmeyeceğinin farkında ve yanımdayken rahatsız hissetmiyor demektir. Ayrıca daha önce uyurken hiç görmemiştim onu. Okulda asla uyumazdı.

Ben odamdan başka yerde uyuyamazdım. Bir anlığına Seungmin'in yanında uyuyabilir miyim düşündüm, cevap çok açıktı. Uyumazdım. En savunmasız hâlimdeyken kendimi ona bırakacak değildim. Ben zorbalık görürken gülümsemeye devam eden birine nasıl güvenebilirdim?

Odamın kapısı tıkladı ve cevabımı bile beklemeden hizmetçi içeri girdi. Meraklı bakışları beni bulunca, "Yemek vakti geldi efendim." demişti.

Başımı salladım ve çıkmasını işaret ettim. İlk defa eve erkek bir arkadaşım geldiği için geldiği için herkes meraklanmıştı anlaşılan.

Tekrar Seungmin'e baktığımda uyandığını ve gözlerini ovuşturduğunu gördüm. Galiba hizmetçinin sesine uyanmıştı, gerçi gayet sessiz konuşmuştu kız.

"Uykun baya hafifmiş." dedim. Doğrulup ayaklarını koltuktan sarkıttı ve boş boş yere baktı birkaç saniye. Ayağa kalkmadan önce, "Banyo ne tarafta? Yüzümü yıkamalıyım." demişti. Elimle odamdaki banyoyu işaret ettim ve o yüzünü yıkarken bekledim.

My Side | SeungminWhere stories live. Discover now