.14.

2.2K 226 206
                                    

Yatağıma uzanmış planımı gözden geçirirken telefonum çalmaya başlayınca yerimde doğruldum. Uzanıp telefonu aldığımda Seungmin'in aradığını görmüş ve şaşırmıştım. Vakit kaybetmeden hemen açtım.

"Alo?"

Titreyen sesiyle, "Yena?" diyince gözlerim büyümüştü.

"Seungmin ne oldu? Neden sesin öyle geliyor?"

İç çektikten sonra, "Yanıma gelebilir misin?" demişti. Yerimden kalkıp sanki görebilirmiş gibi başımı aşağı yukarı salladım.

"Gelirim tabii. Neredesin?"

"Konum atarım." diyip yüzüme kapattı. Birkaç saniye sonra mesaj attığı konum ise daha önce hiç gitmediğim bir yerdi. Bir çocuk parkını gösteriyordu ve biraz uzaktı. Bu geç saatte orada ne işi vardı? Hem sesi neden öyle kötüydü?

Üzerimi değiştirip şoföre ve korumalara haber verdim. Yola çıktıktan sonra yirmi dakikaya attığı konuma ulaşmıştım. Arabadan indim ve terk edilmiş gibi görünen çocuk parkına baktım. Salıncaklardan birinde oturan Seungmin'i fark eder etmez, "Burada bekleyin." demiştim korumalarıma. Sonra da hızlı adımlarla yanına gitmiştim.

Önünde durduğumda başını kaldırıp bana baktı. Ağladığını görünce, nefes almamı zorlaştıran bir yumru oluşmuştu boğazımda.

Ayağa kalkıp bana sarıldı ve, "Geldin." dedi. Ben de ona sarılırken, "Geldim, hep gelirim." dedim. Söylediklerimle birlikte kollarını daha sıkı sarmıştı. İçini çeke çeke ağlamaya başlayınca ne yapacağımı bilemedim bir an. Tek yapabildiğim ağlamamak için kendimi tutmaktı.

Ne kadar orada sarıldık ve o ağladı bilmiyorum. Sakinleştiğinde salıncaklara yerleşmiştik. İkimizden de ses çıkmıyordu ve ben önce onun konuşmasını bekliyordum. Anlatmak istemediği bir şey anlatması için zorlayamazdım onu.

"Şarkı söyler misin?" diye fısıldadı. Çok ağladığı için sesi boğuktu.

"Hmhm, söylerim." diyerek derin bir nefes aldım. Son günlerde çok sık dinlediğim bir şarkı vardı, onu söyleyecektim.

"Kimse bilmiyor, karanlıkla saklandığımı. Kimse bilmiyor, siyah gerçeklerin içinde yüzdüğümü."

Bana baktığını biliyordum fakat önüme bakmaya ve yavaşça ileri geri sallanmaya devam ettim.

"Koşmayacağım, pişman olmayacağım. Aydınlat, aydınlat. Düşemem. Gerçeklerden korkma, korkuyu unut. Aydınlat, aydınlat. Kaybolma."

Son kelimeyi söylerken Seungmin'e bakmıştım ve göz göze gelmiştik. Gözlerimi ondan çekmeden söylemeye devam ettim.

"Savaşmak zorundayız, ortaya çıkan karanlıkla. Asla ama asla pes etmeyeceğiz. Işığımı kaybetmekten korksam da yine de duramam. Kimse anlamıyor."

Birkaç saniye duraklayarak önüme döndüm. Seungmin bu şarkıyı biliyor olacak ki o benim yerime devam etti.

"Kimse bilmiyor, yoğun karanlıkta batışımı. Kimse bilmiyor, hatıraların beni uyandırdığını. Koşmayacağım, pişman olmayacağım. Aydınlat, aydınlat. Düşemem."

Tekrar ona baktığımda, kucağındaki elleriyle oynadığını ve şarkıyı sessizce mırıldandığını görmüştüm.

"Kimse anlamıyor. Kimse anlamıyor gizlenen gerçeği. Savaşmak zorundayız, ortaya çıkan karanlıkla. Asla ama asla pes etmeyeceğiz. Seni kaybetmekten korksam da,"

Sözleri değiştirmişti. 'Işığımı kaybetmekten korksam da,' demesi gerekirken, 'Seni kaybetmekten korksam da,' demişti.

Dudağımı ısırdım ve yumruklarımı sıktım ağlamamak için.

My Side | SeungminWhere stories live. Discover now