.12.

2.3K 236 238
                                    

Ne zamandan beri?

Gece boyunca zihnimi bu soru ele geçirmişti. Ne zamandan beri?

Ne zamandan beri Seungmin'den hoşlanıyordum?

Ne zamandan beri her hareketini dikkatle izleyip anlam yüklememeye çalışıyordum?

Ne zamandan beri rol yapmasına sinirleniyordum?

Ne zamandan beri... bana rol yapmadan, samimiyetle bakmasını istiyordum?

Bu yeni değildi, biliyordum. İtiraf etmesi zor olsa da, uzun bir zamandır böyleydim. Seungmin'i ilk gördüğüm andan beri.

Neredeyse beş yıl olmuştu bu hisleri beslemeye başlayalı. Seungmin'i ilk defa, lisenin ilk senesinde yemekhanede görmüştüm. Görünüşünden biraz etkilenmiş ve onu süzmüştüm, sonra göz göze gelmiştik. Gülümseyerek başıyla selam vermişti.

Bu okulda, beni insan yerine koyarak selam veren ve gülümseyen ilk kişi oydu. Bundan da etkilenmiştim zaten. İyi biri olmalı, diye düşünmüştüm. Sonrasında koridorda ben kitap ya da kağıt taşırken birkaç kere yardım ederek konuşmuştu benimle. Başta benimle arkadaş olmak istediğini sandığım için sevinsem de, bana da diğerleri gibi yapmacık davrandığını fark edince öfkelenmiştim.

Bilmiyorum, benim ne farkım vardı ki diğerlerinden? Neden bana farklı davranacaktı ki? Fakat bunu o zaman düşünememiş ve bana da sırf diğerlerine yaptığı gibi yalakalık yapmasını gururuma yedirememiştim. Babasından hoşlanmamamın da bunda payı vardı.

Düşüncelerimi ona kaba bir dille söylediğimde ilk önce yüzündeki yapmacık gülümseme silinmişti. Sonra ise kaşlarını çatarak bana aynı kaba şekilde karşılık vermişti.

Bu ise işleri daha da kötüleştirmekten başka bir şeye yaramamıştı.

İyice sinirlenmiştim. O laf dalaşından sonra birbirimize düşman kesilmiştik. Üzerine bir de lisenin ikinci yılında aynı sınıfa düşmüştük, şu anki gibi. Her gün illa ki tartışacak bir şeyler buluyorduk. Seungmin kalbimi çok kırmıştı, ben de onunkini.

Bir keresinde uzaktan bana seslenmişti, ben de duyamamıştım. Yanımdan geçerken, "Pardon, sağır olduğunu unutmuşum." demişti. O gece ne kadar ağladığımı anlatamam size.

Nefret etmeye çalışmış, sürekli ondan nefret ettiğimi söylemiştim kendime. Okuldan mezun olduktan sonra bir daha karşılaşmamıştık. Ara sıra sosyal medya hesaplarını kontrol etmek dışında iletişime geçmeye de çalışmamıştım.

Ölümünü duyduğumda perişan olmamın bir sebebi de buydu aslında, hâlâ seviyordum onu. Bana ettiği onca kötü lafa ve aradan geçen zamana rağmen hem de.

Peki ya Seungmin? O ne zamandan beri böyle hissediyordu?

Konuşmamıştık bu konu hakkında. Beni sevdiğini söylememişti, ben de ona söylememiştim. Sadece elimi tutup buruk bir tebessüm etmişti.

Karşımda oturan Felix dik dik yüzüme bakarken bile bu düşüncelerden kurtulamıyordum. Sanki birisi otomatik oynat düğmesine basmış gibi, dün müzik sınıfında olanlar tekrar tekrar zihnimde oynatılıyordu.

Felix, "Artık bir açıklamayı hak ettim bence." diyince derin bir nefes aldım. Bugün kendini iyi hissetmiş olacak ki okula gelmişti ve olanları duyar duymaz yanımda bitmişti. Bahçedeki oturaklara karşılıklı yerleştiğimizde, kollarımı önümdeki tahta masaya yaslamıştım.

"Neyi açıklamamı istiyorsun?"

Yüz ifadesi 'Benimle dalga geçme.' der gibi olunca gözlerimi kaçırdım. "Baştan başla işte. Geçmişe nasıl döndün? Ben yokken olanları da detaylı anlat."

My Side | SeungminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin