.20.

2K 213 104
                                    

Üstümdeki elbiseyi umursamadan, Seungmin ile her zaman buluştuğumuz parka girdim. Seungmin elinde tuttuğu kravatı ve iki düğmesini açtığı gömleğiyle bankta oturuyordu. Balodan sonra eve gitmeden buluşmak istemişti.

Beni görür görmez ayağa fırlayıp koşarak yanıma geldi ve sıkıca sarıldı. Bu tepkiyi beklemiyordum ama neden yaptığının farkındaydım.

Gülümseyerek ellerimi sırtına koydum. Yanağımı omzuna yaslarken, "Hayalkırıklığına uğramış olmalısın." dedim.

"Onu sonra konuşacağız." dedi ciddiyetle. Sarılmayı bırakarak geri çekildim ve yüzüne baktım.

"Bütün yol boyunca arabamdaydı, değil mi? Şimdi de burada olmalı." diyerek gözlerimi karanlık parkta gezdirdim. Kimden bahsettiğimi anlayınca şaşkınlıkla bana baktı.

"Biliyor muydun?" diyen sesi de şaşkınlığını yeterince yansıtıyordu. Bahsettiğimiz kişi, bir saat önce öldürdüğüm kızdı. Ruhu beni takip etmiş olmalıydı. Seungmin de bunu bildiğinden bana sarılmıştı zaten, kızı uzak tutmak için. Oysa bana hiçbir şey yapamazdı o kız, ölüydü artık. Ruhlar bize dokunamaz ya da zarar veremezdi, bunu biliyordum. Zarar verebiliyor olsalardı Felix, önceki hayatında mutlaka Daewoo'ya zarar verirdi.

Seungmin'in bana sarılma sebebi, kıza göz dağı vermekti. Eminim şoka girmişti pis sülük.

"Elbette biliyordum, Seungmin. O kız sülük gibi yapışmayı sever. Kesin onu öldürdüğüm için öfkeden deliye dönmüştür. Muhtemelen arabada yanıma oturup çığlık  falan atmıştır." dedikten sonra boş parka bakarak, "Zavallı." dedim. "Nasılmış, hm? Sesinin duyulmaması, kendini koruyamamak ve kimsenin seni görmemesi?"

Seungmin elimi tuttu sıkıca. O da kızı göremiyordu ama burada olduğundan emindik. Peşimi kolay kolay bırakmazdı, biliyordum ne kadar inatçı olduğunu. Seungmin beni buraya, birlikte yüzleşelim diye çağırmış olmalıydı. Yalnız olmamı istermiyordu ama bunu kendim de hâlledebilirdim. Nasılsa kendini bana gösteremez ya da beni incitemezdi.

"Sen bunları öldüğün için yaşıyorsun ama ben de dahil birçok kişiye, yaşadığı hâlde böyle hissettirdin. Söylesene, nasıl hissettiriyor?" dedim. Biraz bekledikten sonra, "Ee, duyamıyorum. Daha sesli söylemelisin." demiştim.

Seungmin tuttuğu elimi hafifçe çekiştirerek, "Yeter, biraz daha uğraşırsan intikamcı bir ruha dönüşebilir." diye fısıldadı.

Tek kaşımı kaldırdım. "İntikamcı ruh mu?"

"Evet. Ruh çok kinlenirse intikamcı ruha dönüşebilir ve bu birine yapabileceğin en kötü şey olur. Bir ruh, intikamcı ruha dönüşürse hemen yakalanıp yok edilir. Yani ruhlar alemindeki yaşamını bile yok edersin, bunu yapma."

Memnuniyetle gülümsedim. "Daha iyi değil mi? Kolayca ölmesine izin verdim sonuçta, en azından diğer yaşamını da mahvetmeliyim. O, ikimizin önceki yaşamlarını mahvetti sonuçta. Adil olur."

"Hayır," dedi kaşlarını çatarak. "Yena, sen bu ilişkideki masum tarafsın. Böyle yapma."

Boştaki elimi yanağına koyarak gülümsedim. "Seungmin, o masum kız öldü. Hem de iki kere. İlkinde annesi ve amca dediği biri tarafından öldürüldü, ikincisinde ise intihar etti. Akıllanması için iki ölüme ihtiyacı vardı."

Elimi yanağından çekip bir adım geriye attım. Hâlâ elimi tutarken hipnoz olmuş gibi bana bakıyordu.

"İyi olmak hiçbir işe yaramıyor. Hayatta kalmak ve istediğim gibi yaşamak istiyorsam ben de onlar gibi kötü olmalıyım. Elbette herkese karşı böyle olmayacağım, sadece onlara böyle davranacağım. Kalbim henüz o kadar kararıp taşlaşmadı." dedikten sonra, "Umarım asla da taşlaşmaz." diye fısıldamıştım.

My Side | SeungminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin