.23. | FİNAL

2.8K 321 361
                                    

Kollarımı kendime sarmış, korkuyla çarpan kalbimi yatıştırmaya çalışıyordum. Bulunduğum yer, Seungmin'in öldürüleceği yerin karşısındaki binanın çatı katıydı. Hava kararalı bir saat olmuştu. Rüzgarlı, serin bir gündü.

"Gergin misiniz küçük hanım?"

Önümdeki binayı izlemeyi bir an bile bırakmadan, "Çok fazla." dedim. "Ya bir şeyler ters giderse? Ya Başbakan Kim'in hazırlık yaptığımızdan haberi varsa ve asıl tuzağa düşen bizsek?"

"Telefonunu dinliyoruz zaten, bir şey bildiğini sanmıyorum." diyen Yoon abi, beni sakinleştirmekte pek başarılı olamamıştı.

Rüzgar saçlarımı uçuştururken, "İkinci bir telefonu olabilir." diye mırıldandım.

Yanımda, sırtını korkuluklara yaslamış olan Minho vardı. Rüzgar saçlarını dağıtırken ağzındaki limonlu lolipopu çıkarıp, "Şşş, rahat ol biraz." dedi.

"Demesi kolay. Seungmin'in hayatı söz konusu." dedim ona göz ucuyla bakarak.

"Her şeyi ayarladık. Fazla düşünüyorsun." demiş ve lolipopu tekrar ağzına koymuştu.

Sokağın başında görünen araba ile titredim ve korkuluklara doğru bir adım attım. Biraz sonra araba yavaşlayıp park etmişti. Seungmin tek başına arabadan indiğinde ellerimi korkuluğa koyarak sertçe yutkundum.

Ya bu, onu son görüşüm ise?

Seungmin arabadaki babasına bir şeyler söyledikten sonra kapıyı kapatarak başını kaldırdı ve benim olduğum yere baktı. Oldukça yüksekte olduğum için beni tam olarak göremeyeceğini bilsem de elimi kaldırıp yavaşça salladım. Tepki vermeden arkasına dönüp karşıdaki binaya yürüdü.

İçeri girince arkamdaki Yoon abiye baktım hemen. Ne demek istediğimi anlayarak elindeki telsizi dudaklarına yaklaştırmış ve, "Başlayın." demişti. Karşı binadaki adamlarımıza işaret vermiştik, buradan sonrası tehlikeliydi.

Karşı binada sadece adamlarımız yoktu, yanlarında Jisung ve Hyunjin de vardı. Onlar bu işlere alışkın oldukları için gelmişlerdi ve diğerlerinin gelmesini istememişlerdi. Aslında benim gelmemi bile istememişlerdi tehlikeli olduğu için ama ben ısrar edince Minho'yu yanıma vermişlerdi. Sanki Yoon abi işinde uzman değildi de beni koruyamazdı(!). Fakat amaçları beni korumak olduğu için onlara kızmam saçma olurdu.

Kısa bir süre sonra Minho, "Silah sesi geliyor." diyince gerginlikle dudaklarımı yaladım. Ben bir şey duyamıyordum. Arkama döndüm ve çatı katına açılan asansöre doğru hızla yürüdüm.

"Hey, bekle!" derken bir yandan da arkamdan koşmuştu Minho. Asansörün düğmesine basarak kapıların açılmasını bekledim, bu esnada Yoon abi ve Minho da bana yetişmiş ve asansöre binmişlerdi.

Zemin kata basıp kapıların kapanmasını izledim. Asansör yavaşça inerken silah seslerini boğuk da olsa duymaya başlamıştım. Ayağımı sabırsızca yere vururken kollarımı göğsümde bağladım. Niye bu kadar yavaştı bu asansör? Ya biz inene kadar bir şey olursa?

"Rahatlasana. Kötü bir şey olmayacak." dedi Minho.

"Sen öyle san." diye mırıldandım. Önceden ölmüştü, tekrar yaşanması mümkündü. Keşke daha farklı değiştirseydik, bu kadar beklemeseydik. İşin içinde kiralık katil vardı! Normal bir ölüm değildi bu!

Aklım neredeydi benim? Neden daha iyi bir plan yapmamıştım?

Kapılar açılır açılmaz asansörden inip binanın çıkışına ilerledim, Minho ve Yoon abi hemen yanımdaydı. Dışarı çıkamadan beni durdurmuşlardı.

My Side | SeungminWhere stories live. Discover now