16.Bölüm : On Beşinci Ev.

225K 16.1K 32.5K
                                    

Merhaba sevgili sevgilileriiiimm <3 

Yukarıdaki müziği açmayı unutmayın, iyi okumalar dilerim :) Bölüm sonunda görüşürüz^^


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


16.Bölüm : On Beşinci Ev.

(Yazarın Anlatımıyla)


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Gök gürültülerinin altında karşı karşıya durmuş iki adam birbirlerine bakıyorlardı. Araz Kayalar ve Murat Sonat. Hayatın bir araya getirdiği bu iki ruhtan ikisi de en sevdiklerinin kaybını çözmeye çalıştıkları için buradaydı. İstanbul gri bir sabaha hazırlanıyordu, hava olabildiğince soğuktu. Araz'ın damar yolu açmaktan delik deşik olmuş elleri Murat'ın getirdiği kağıdı tutuyordu.

"Ben iki gündür buradayım," dedi Murat, "Gelen giden yok. Burası komple kapalı. Karakola gittim, araştırıyorlar ama hiçbir şey çıkmadı. Bu binaya geldiğini biliyorlar, her nasılsa kamera kayıtlarına ulaşamadılar. Burayla ilgisi olan kimseye ulaşamadılar. Ne yapacağımı şaşırdım, o kadar çaresiz kaldım ki iki gündür burada bekliyorum. Kumru'nun annesi hiç iyi değil, ne uyku uyuyor, ne yemek yiyor."

Bildiği her şeyi bir çırpıda anlatan Murat Sonat içinin ürpermesiyle titrediğini hissetti, yağmur şiddetini giderek arttırırken şehir fırtınaya teslim oluyor gibiydi.

"Bu merkezin kime ait olduğunu öğrenemediler mi?" diye sordu Araz merakla.

"Öğrenemediler..."

"Ya da öğrendiler ama size açıklamak yerine saklamayı tercih ettiler." dedi Araz şüpheyle. Artan rüzgar birbirlerini duymalarını bile zorlaştırırken Murat başıyla arabasını gösterdi.

"Gelin, bir yere gidip çay kahve içelim... Bu havada burada durmayalım."

Araz endişeyle arkalarında kalan bu binaya son kez baktıktan sonra Murat ile birlikte arabaya doğru yürüdü. Murat sürücü koltuğuna, Araz yanına geçerken telefonunun titrediğini fark etti. Koltuğa otururken bir yandan cebinden telefonunu çıkarmış ekranına bakıyordu. Gelen mesaj doktor Beste'dendi. Kaşlarını çatarak ekrana baktı. Hava aydınlanmamıştı bile.

Enkaz AltındakilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin