2.Kitap - 24. 25. ve 26.Bölümler

34.6K 2.8K 3.2K
                                    

Selam canımın içleriiii. Nasılsınız? :')

Yine biraz açtık arayı sanırım. :( Ama o kadar yoğundum ki en son bölüm paylaşımımın üzerinden 2 hafta geçti ve ben bu 2 haftada Mersin'de, Bursa'da, Merzifon'da imza yapıp üstüne de iş için 2 kez İstanbul'a gidip geldim. Yine de çok özür dilerim 2 haftalık bu bekleme için... Daha fazla uzatmadan sizi bölümlerle baş başa bırakacağım şimdi. :')

Bölüm Müziği : Emir Can İğrek - Beyaz

İyi okumalar dilerim. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. <3 

Bu arada bu saatte sahuru bekleyenleriniz varsa da iyi sahurlar dilerim. <3 


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


24.Bölüm : On Dört.

Sabah gözlerimi altıncı evde açtığımda aklım hala Uraz'daydı. Ne yapıyordu, uyanmış mıydı, kahvaltı yapmışlar mıydı? Dün gece eğlenmişler miydi acaba? İçimdeki ağlama hissinin yeri düşüncelerim arttıkça kafamda büyürken ayağa kalktım. Hızlıca bir duşa girip bornozuma sarınıp hazırlanmak için giyinme kabinine geçtim. Kıyafetlerimi giydikten sonra elime geçen "889" rozetime öylece baktım. Aklım geçmişte bir ana gidiverdi...

Bundan bir yıl ve birkaç ay öncesine gitti zihnim. Yine burada, yarışmanın hazırladığı platformda ve yalnızca beş kişiydik. Önümüzde beş yol vardı ve her birimiz birer yol seçmiştik. Kendime seçtiğim yola adım attığım sırada son gördüğüm yüz yanımdaki yola giren Uraz'ın yüzüydü. İçerisi o kadar sessiz, o kadar hareketsizdi ki hayatın durduğu bir noktadaydık sanki. Sadece yürüyorduk. Yerde duran büyük taşların birinin üzerinde ileriyi gösteren bir ok işareti vardı. Gözlerim etrafı olabildiğince incelemeye çalışıyordu. Sessizliğin sesiyle, hiçliğin gürültüsüyle birlikte yürüdüğüm yarım saatim sonunda telsizimden bir ses gelmişti, dün gibi hatırlıyorum.

"Beni duyuyor musunuz Enkaz Altındakiler?" demişti Eren'in sesi kesik kesik, "Ben 747. Duyan numarasını söylesin." O sırada bir ses daha gelmişti.

Enkaz AltındakilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin