9. Bölüm: Hilal operasyonu

1.7K 350 65
                                    

Keyifli okumalar ve bol kahkahalar dilerim. 💙🐣

Etrafımızı saran adamlarla, kızlarla birbirimize daha çok yanaştık. Alçaklar kurt sürüsü gibiydiler... Hilal operasyonu mu yapıyorsunuz ayol! Ne bu aksiyon!

Kolum alçıda olmasa bir şekilde kurtulma ihtimalimiz vardı, lakin ben bu durumdayken ve Ece ağlamaktan bir hal olmuşken kurtulacağımıza pek bel bağlayamıyordum, ne yazık ki...

"Ahey ahey! Daha diplomamı alamadımmm! Vah benim anam oyyy!" diyerek ağıt yakan Eceyle gülsem mi ağlasam mı bilemedim.

"Gerizekalı! Ağlayıp durma. Sinirlerimi bozuyorsun! O diplomayı da alıp götüne sokacağım şimdi! Olmayan diplomanın derdine düştü, hiç başka derdimiz yokmuş gibi!" diyerek bağırdı Nur. "O değil de ben açıktım kızlar. Acaba bu adamlar insafa gelip bize yemek verirler mi?" dememle bakışları gerçekliğimi sorgularcasına bana dönmüşlerdi. Yanlız beni de anlayın ponçiklerim. Nerdeyse 1 gündür hiçbir şey yememiştim. Serum dışında!

Kafama aldığım darbeyle susmam gerektiğini anladım. "Elf soyuna sıçtığımın Perisi" diyerek mırıldandı Nur. Adamlar şaşkın ördek yavruları gibi birbirlerine bakıyorlardı.
Sanırsam bizim bu birbirinden saçma konuşmalarımız onların son kalan beyin hücrelerini de yakmıştı. Adamların arkadan gelen birine yol vermesiyle adamın biri bize doğru yaklaşmaya başladı.

Sanırsam onların ele başıydı. Ellerindeki silahlarla etrafimızda daire şeklinde dizilmiş bekleyen şerfsizlerle kaçabilecek bir yerimiz kalmıyordu. Üç tane kızdan da bu kadar korkulmazdı ama be....Bu tedbir de neyin nesi, kimin fesiydi?

"Kızlar eğiliyoruz yavaşca. Yere çömün." diyerek elimi yere doğru sallayarak eğilmeye başladım yavaşça. Kızlarda iki yanımda sorgulamadan benimle birlikte çökmüşlerdi.
"Iyi de biz şimdi niye çömdük?" diye sordu fısıldayarak Ece. "Ilk defa çok mantıklı konuştun arkadaşım. Evet niye??" dedi Nur da.

"Bir keresinde bir belgesel de denk gelmiştim. Orda diyordu ki, köpeklerin karşısında çömüp göz hızasına gelince bir şey yapmıyorlarmış." dedim çok ciddi bir şekilde.

Ece ve Nur birbirlerine bakıp aniden ayağa kalktılar. "Kalk, kalk! Bende sanıyorum bir bildiği var da çömüyoruz! Hay allahım ya!" demişti Nur söylenerek.

Ne var, bence gayet mantıklıydı!?
"Sizin ne işiniz var gece gece burda!" diye bağırdı karşımızda duran adam. Hödük müsün acaba? demedim tabiki! Saçmalamayın. Kendimizi durduk yere öldürtmeye gerek yok.

"Hepsi bu ikisinin suçu! Siz bunları alın beni salın!" dedi Nur. "Ne!? Benim suçum mu! Kimdi taksiçi beye 'Bizi kafana göre bir yerde tükür ağabey' diyen! Çok afedersiniz ama hepsi bu sarı çıyanın suçu beyefendi!" dedim gözlerimi belerterek.

Bu durumda bile kibarlığımı koruyorum falan sanmayın cancağazlarım. Tamamıyle göt korkusuydu şu an ki tepkim. Yani köprüyü geçene kadar ayıya dayı demek gibi düşünün.

"En masumları benim, kimse kusura bakmasın! Beni zorla bindirdiniz taksiye! Ne olduğunu bile anlamadım. Zaten her şey de bu Peri'nin başının altından çıktı! Yok neymiş hastaneden kurtarıcakmışız onu! Hanımefendiye rahat hastane koltukları battı!" diyerek çirkefleşmişti Ece de. Göt korkusundan topu durmadan birbirimize atıyorduk anlayacağınız.

Adam daha fazla dayanamamış ola ki "Yeter kesin! Tek bir kelime daha edenin dilini keserim!!" diyerek bizi tehtit etti. Silah tuttuğu elini de üzerimize dogrultmuştu.

"Hah şöyle anasını satayım ya! Ne kafa acıyonuz, dır dır dır!" dedi silahıyla kafasını kaşıyarak. "Alın şunları depoya götürün! Bunlarla napıcamızı sonra düşünürüz." dedi şerefsiz. Dilimi kesmekle tehtit etmeseydin anlaşabilirdik yiğido, ama artık ezeli düşmanımsın!

KUZU GÖRÜNÜMLÜ KURT - FINALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin