22. Bölüm: Yattı balık yan going

1K 254 68
                                    

Keyifli okumalar ve bol kahkahalar dilerim. 💜🧚‍♀️

Nur'dan:

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Nur'dan:

Allahın hanzosu gelmiş el şakası yapıyordu bana! Gören de efendi uslu bir şey sanardı bunu.

"Sıçacağım ama bacağına! Koluna mayın kodumun çocuğu!" diyerek sinirlendim. Nerdeydi ulan bu insanlar?  En son pazarda hep beraber alışverişe kaldığımız yerden devam etmek istemiş ve bunun için yola koyulmuştuk. Sonra ne olduysa o sapakta olmuştu! 5 farklı yol mu olur lan! Kesin orda farklı yollara ayrılmıştık. Bu yanımdaki andaval yüzünden de, fark edememiştim bunu.

"Sakin ol güzelim...Ne kızıyorsun? Alt tarafı şaka yaptım." diyerek eli ile yanağımdan makas alarak güldü. Eline hızla vurup onu omzumla omzundan ittirdim.

Biraz hızlı vurmuş olacağım ki 1.90'lik adamı tezgahlardan birinin üzerine devirmiştim. Südyenlerin arasında şok olmuş gözlerle bana bakan Akına doğru kahkaha atmaya başladım.

"Ayy! Ulan! Hiç güleceğim yoktu be! Südyen kaç para ağabeycim?!" diyerek kafamı arkaya atarak koçaman kahkaha attım. Bana sinirli sinirli bakan Akınla gülmem durmuştu. Burnundan soluyordu resmen.

"Nur! Kaç...Yakalarsam fena olur!" der demez ben çoktan tabanları yağlayarak koşmaya başlamıştım.

Yanlışlıkla çarptığım teyzelerden biri "Uyy çüruttun kolumi! Pok yiyenun ettu! Ne koşaysun arkandan alacakli mi geluy!" diyerek söyleniyordu ama "Kusura bakma teyze alaçaklıdan beteri var!" diye bağırıp koşmaya devam etmiştim.

****

Aynı saatlerde Aykız'dan:

"Koçum Balın kilosu kaç lira?" diyerek Dağhanıma baktım. Yanağından makas almak için parmak uçlarımda yükselip ona doğru uzanmıştım ki havaya kalkan elime hızla bir şaplak atıp beni durdurdu. "Rahat dur güneş!" diyerek kaşlarını çattı yiğidim. Of ulan of! Ne güzel yaratmıştı bunu ey güzel rabbim!

"Niye kızıyorsun ki amor? Yanağından bal damlıyordu onu silecektim..." diyerek dudak büktüm. Normalde asla bu kadar çocukça hareketler yapmazdım ama Dağhan içimdeki çocuğu ortaya çıkartıyordu.

"Güneş dedum! Rahat dur, el alemun içinde tovbe estafurullah tovbe!" diyerek benden uzaklaşmaya çalıştı. "Ha yani diyorsun ki tenhada gel koklaşalum he yiğidum!?" diyerek gidip tekrar koluna yapıştım. Bunları derken de gözlerimi Türkan Şoray gibi kırpıştırıyordum.

Şu halimi Fransadaki bana yazılan Emmanuelle görse gözleri ağlamaktan kör olurdu herhalde. Adama bir kere yüz vermemiş, flörtlerinin hepsini itinayla aduket yaparak imha etmiştim.

Ulan Dağhan! Bana yaptırdığın şeylere bak, zalım! Fransız mektebindeki hoçalar benim şu hanımefendi kişiliğimi görseler okula mühür vurur, biz bu işi bırakıyoruz derlerdi.

KUZU GÖRÜNÜMLÜ KURT - FINALWhere stories live. Discover now