39.Bölüm: Final

1K 112 141
                                    

Keyifli okumalar ve bol kahkahalar dilerim. 🦋💙

Ah benim dağ gibi durup, dal gibi kırılan kalbim...

Ah benim dağ gibi durup, dal gibi kırılan kalbim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

6 ay sonra
Peri'den:

"Değdi saçlarıma bahar gülleri
Nazende sevgilim yâdıma düştün
Sevenin bahtına bir güzel düşer
Sen de tek sevgilim aklıma düştün
Nazende sevgilim yâdıma düştün-"

Kafama yediğim yastıkla susmak zorunda kaldım. "Yeter da yeterrrrr!" diye çığlık atarak saçlarını yolan kıza kahkaha attım. "Ula Dağhan Mağhan delirtmemiş beni, beni sen delirtmişsin, sen!!! Bir sus da artuk, kafa kalmadi bende!! Sabahtan beri riv riv riv! Ula bir bıkmadun şarkıdan gitti!"

"Her gün aynı şarkıyı söylemek ne demek ya!?? Allahım bu kız beni delirttiii!!!" diye bağırarak kafasına vurdu. Daha çok güldüm onun bu haline. O da daha fazla dayanamayarak benim kahkahalarıma katıldı.

Odaya gelen hemşire ikimize bakıp kafasını olumsuzca sallayarak "Yine mi kavga ediyorsunuz hanımlar?" diye sordu. İngilizce konuşmasına burun kıvırdım. Ona aldırmadan sadece deli gibi kahkaha atmaya devam ettik.

Ah deli demişken, cidden deliydik ya biz! 46 raporumuz bile vardı artık!

"Aykız hanım, lütfen Peri hanımın tercihlerine artık saygı gösterin. Peri hanım siz de lütfen biraz daha kısık sesle söyleyin şarkınızı ve Aykız hanım'ı rahatsız etmeyin. Anlaştık mı?" Kadın isimlerimizi doğru düzgün söyleyemiyordu. Bu durum çok komik olmasa da insanın gülesi geliyordu. E ne demişler, deliye her gün bayram.

Omuz silkerek tekrar şarkı söylemeye başladım. Aykız çıldırarak kendini yastığına gömdü.

1 yıl sonra
Peri'den:

Arkamda kalan Aykızın ağzını hızla kapattım. "Şşt uyandıracaksın şimdi insanları! Bağırma!" Bir kaç ay önce bu tımarhaneden salınmıştık ama ne hikmetse kafayı tekrar sıyırıp gerisin geri buraya gelmiştik. Ve ta ta ta da! Işte yine burdayız! Ingiltere'nin Batı Yorkshire eyaletinde, Menston kasabasında bir hasanede.

Biz iki deliyi aynı odaya koyarak ne kadar yanlış bir şey yaptıklarını 6 ayda fark ettikten sonra bizi ayırmak istemişlerdi ama biz direnince maalesef ayıramamışlardı. Ben sabahtan akşama kadar şarkı söyleyerek geçiriyordum günlerimi. Aykız kendi kendine konuşup durmadan duygu değiştiriyordu. Anlayacağınız ikimizin de kafalar yanmıştı.

Şu ansa hastaneden kaçmaya çalışıyorduk. Sebebi ne mi? Yemekleri beğenmemiştik. Evet, yemekler önemli bir etkendi! Şöyle güzelce bir çağ kebabı getirdiler de biz mi burun kıvırdık ayol?!

Anahtar olmadan hastaneden çıkamazdık ve onu almak içinse yıllardır yıkanmaktan bir haber olan bekçinin yanında almıştık soluğu. "Iyy bu bitli kafa ne zaman yıkanacak acaba?! Kusucam galiba! Ben yapamam Peri...Sen al! Midem el vermiyor..." diyerek yakınan kızın kafasına vurdum. "Salak istersen megafon vereyim git kulağının dibinde bağır, biz senden anahtarları alıp kaçacağaz diye!" derken bende bağırıyordum ama bunun farkında değildim.

KUZU GÖRÜNÜMLÜ KURT - FINALWhere stories live. Discover now