Her şey eve gelen yanlış bir kargoyla başladı...
Ben kim miyim?
Ben, Peri Ahsen Bennur.
Bu hikâyenin Tomu mu yoksa Jerrysi mi olduğumu örenmek istiyorsanız, mutlaka okuyun!
Şşt🤫 burda olanlar aramızda!
Bütün hakları: Peri'nin magazin dergilerind...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Üzerimdeki özenle ütülenmiş kırmızı yüksel bel kumaş pantolonumun üzerinde elimi gezdirdim gerginlikle. Omuzlarımı saran, uzun kollu yakası ve dekoltesi açık kırmızı büstiyer tarzı kazağım ve yakama takılı olan altın rengi kalp şeklinde, zarif, ortasında küçük bir inci bulunan broşumla kombinimi tamamlamıştım. Havalar hafiften soğumaya başladığı için, üzerime siyah bir kaban almıştım.
Kombinim Ajda Pekkanın 'Yakar geçerim' isimli eserinden esinlenmiş gibi duruyordu.
Resmen ateş ediyordum ayol! Ayağımdaki kirmizi tek bant, zarif ince uzun topuklu ayakkabılarımla tamamdım. Siyah güneş gözlüklerimi hafifçe elimle güzelttim. Yürürken salınan tepeden yapmış olduğum sıkı at kuyruğumla çok havalıydım be! Tü tü tü, Nazar değdirmeyin ayol!
Afetin Aslanla konuşmasından sonra hızla hazırlanmaya koyulmuştum. Saç, Makyaj, Kıyafet derken az kalsın vazgeçiyordum. Neyse ki kendi kendime gaz verebilme yeteneğim vardı da hazırlıklarımı tamamlayıp yola çıkabilmiştim. Dudaklarıma çüretkar bir renk olan kirmizi ruj sürmüştüm. Eğer gelirdiyse o Ajancığın aklını başından almayı planlıyordum.
Aslanın oraya gelip gelmeyeceğini merak etmesem ve merakımdan ortadan ikiye çatlayacağımı bilmesem boşverip, evde kaybolan yıllarımın- aman yani kaybettiğim işimin yasını tutabilirdim! Depresyon iz loading yazısı yüklenemeden sıfırlanmıştı onların sayesinde. Bunda da vardır bir hayır diyerek uzatmamıştım mevzuyu. Evden çıkmadan önce kendi kafamda bir takım planlar kurmuştum bile.
Afetin randevuda olduğumu söylediği bey hiç var olmadığı için, yalana baş vurmayacaktım tabiki! Dizi mi çekiyorduk ayol burda.
Kimi arayıp son dakika "Aa pardon ya benim arkadaşım, ona yaptığım piçlikten sonra bana piçliğin el kitabının screenshot'unu alıp attı da, acaba rica etsem 1 saat içerisinde sana atacağım adrese gelip benim sahte randevuya çıktığım çocuk olur musun?" diyebilirdim ki!!!
Hadi ben dedim diyelim, hangi yarım akıllı bu teklifimi kabul edip benimle böyle bir yalanın içine girerdi, soruyorum size ponçiklerim!?
Gerçek hayatta bu işler böyle kolay halledilmediği için, hiç asilzadeliğimi bozmamış, biz tek başımıza da randevuya çıkabilecek güçteyiz diyerek kendimi kandırmıştım.
Ben şu an ne mi yapıyordum?
Arabamın içinde oturmuş, elimdeki dürbünle Afetin adres olarak attığı Lahmacuncuyu izliyordum!
Bu kadar şık giyinip böyle bir yerle karşılaşmış olmam, beni açıkçası hüsrana uğratmıştı biraz. Tabi, sorun bendeydi. Afetin beni normal bir yere göndereceğini düşünmem tamamen benim hatamdı!
Randevuların vazgeçilmez terçihi, Lahmacuncunuz dağima ve her yerde yanınızda! Ilk randevu için lüks bir Balık restoranı mı? Hah, o da neymiş Lahmacuncu dururken!!
