Giriş

379 31 3
                                    

Her sabahki gibi barınma birimindeki kendine tahsis edilmiş odada hazırlandı ve kafeteryadan bir şeyler alıp mafya binasına gitti. Tüm neşesiyle ve enerjisiyle gördüğü herkesi selamladı. O neşeyle yürürken mafyadaki adamlardan biri koşarak ve nefes nefese yanına geldi.

"Fukui-san!" Soy ismini duyunca sesin geldiği yöne doğru döndü. "Patron sizi acil bir toplantı için çağırıyor."

Adamın telaşındaki farklılığı sezdi. İfadesini bozmadan teşekkür etti ve toplantı odasına gitmek için asansöre bindi.

Asansör, 33. kata çıktığı için uzun bir vakit bekledi. Bu sırada Chuuya ile karşılaştı. Şakalaşarak birlikte toplantı odasına gittiler.

Chuuya, rütbesinden ötürü Yumiko'nun önünde yürüyordu. Bekçiler hiç düşünmeye gerek duymadan içeri girebilmeleri için kapıyı açtılar. Herkes gelmişti. Uzun masanın en baş sandalyesini Liman Mafyası'nın Patronu, Mori Ōgai onurlandırıyordu. Yanındaki sandalyelerde yönetici, yani Patronun bir altı olan Ace ve Ozaki Kōyō vardı. Kōyō, önündeki yarısı dolu şarap kadehine odaklanmıştı. Ace ve Mori, aralarında bir şey konuşuyorlardı ve ifadelerinden bundan keyif aldıkları anlaşılıyordu. Ace'in yanındaki sandalyeyi Dazai Osamu ve onun yanındakini de Akutagawa Ryuunosuke dolduruyorladı. İkisinin de karşısındaki sandalyeler boştu ve yeni gelen sahiplerinin oturmalarını bekliyorlardı. Dazai, kollarını göğsünde birleştirmiş oturuyordu. Sağ gözü, kolları ve boynu bandajlarla kaplıydı. Sağ tarafı kapıya dönük olduğu için yüzündeki ifade görünmüyordu ama başı eğikti. Onun kopyası şeklinde yanında oturan Akutagawa'nın ise gözlerinin kapalı olduğu görünüyordu. Diğer sandalyeler boştu.

Masanın üstü bazı kağıtlar ve dosyalarla kaplıydı. Chuuya, homurdanarak Dazai'nin karşısındaki sandalyeye oturdu. Kōyō'ya bir şeyler fısıldadı. Yumiko da Chuuya'nın yanına, Akutagawa'nın karşısına, oturdu. Yüzünde şaşkın bir ifade vardı. Masadakileri süzmeye başladı. O sırada Chuuya'nın yanına adamlardan biri geldi. Chuuya ona da bir şeyler söyledikten sonra adam saygıyla eğilerek uzaklaştı. Chuuya ve Kōyō, eğlenceli bir sohbete daldılar.

Bir hafta önce bu oda tadilat edilmişti. Yumiko, değişikliği fark edip etrafı inceledi. Duvar kağıtları maviden kırmızıya dönmüştü. Yerdeki döşemenin rengi bir ton daha koyu bir gri olmuştu ve avizeler daha görkemli olanlarla değiştirilmişti. Etrafı incelerken yerde, odanın bir köşesinde boyama yapan Elise'i gördü. Elise'in resme olan ilgisini seviyordu ve onunla bu konuda karşılaştıkça konuşurdu. Şu an Elise, yaptığı resme o kadar dalmıştı ki, toplantı odasını yavaş yavaş dolduran mafya üyelerinin farkına varmamıştı. Yumiko, Elise'e bakarak gülümsedi ve başını önüne çevirdi. Masanın üstünde, önünde duran kağıtları incelemeye başladı.

Mafyanın aylık toplantılarından biri olduğunu kağıtlara baktığında anlamıştı. Bir ay nasıl geçmişti, bilmiyordu. Bu ay gerçekten hareketliydi ve bu yüzden zamanın akışına dikkat edememişti. Bu ay neler yaptıklarının yazılı olduğu dosyaları karıştırıyordu.

Kağıtları karıştırırken bir anda kendine doğrultulmuş bakışlar sezdi. Bakışların nereden geldiğini hissedebiliyordu. Hafifçe sağa bakarak kafasını kaldırdı ve Dazai'yle göz göze geldi. Bir an nefesinin daraldığını hissetti, gözlerini çekmek istedi. Sanki tüm ruhu emilmiş gibiydi ve baktığına pişman oldu. Gördüğü en karanlık gözlere sahip insan ile göz göze gelince taşa döndüğünü hissetti. Korku, nedensizce bedenini sardı. Belki de Dazai, onun korkmasını istiyordu ve o şekilde bakıyordu.

Yumiko, birinin onu kurtarması için yalvarmaya başladı ki bir gölge aralarına girdi. Biraz önce Chuuya'nın konuştuğu adam elindeki şarap kadehini Chuuya'nın önüne bıraktı. Yumiko ve Dazai'nin bakışlarının arasına girince kız, gözlerini hemen kağıtlara geri çevirdi. Sadece 2-3 saniye olan bu bakışma, Yumiko'ya Dazai'den uzak durması gerektiğine dair karar vermesine neden oldu. Adam uzaklaştı ve Chuuya teşekkür etti.

Miss Wanna DieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin