Yetenek

99 16 2
                                    

Yapılan saldırı mafyayı yıpratmış olsa da onlara bir şeyi öğretmişti: daha güçlü olmak zorundaydılar. Bu 'Todana' denen, Çin kökenli grup hakkında herkes elinden gelenin en iyisini yapmak için gayretliydi. İçlerinde rahatlama vardı çünkü artık üyelerin kaybolması durmuştu. Bunun yanında oldukça adam kaybetmiş olmaları yönetici takımı düşük derecede de olsa endişelendiriyordu.

"Rintarō, bana o tatlılardan almanı söylemiştim!"

"Ahh, Elise-chan~ eğer bu elbiseyi denersen sana onlardan bir oda dolusu kadar alacağım~"

Patronun odasına giren Dazai, karşılaştığı görüntü karşısında sessiz kaldı. Mori ve Elise birbirleriyle konuşurken Elise, Dazai'nin odaya girmiş olduğunu gördü. Konuşmayı kesti ve Mori'ye kaş göz işaretleri yaptı. Mori arkasını dönünce karşısındaki genci gördü ve toparlandı. Ortalık karardı ve hemen tekrar aydınlandığında Mori masasında oturuyordu.

"Hoşgeldin, Dazai-kun."

Dazai, başıyla selam verdi ve masaya yaklaştı. Düz bakışlar eşliğinde konuşmaya başladı.

"Adamları konuşturdum."

Mori'nin gözleri parladı. Eliyle devam etmesini işaret etti.

"İkinci Dünya Savaşı'nda Japonya'dan Çin'e kaçmış paralı askerler grubu. Yani ninjalar. Nesillerdir Japon imparatoru onlara haksızlık yaptığı için Çin'e kaçtıkları ve güçlerini topladıklarında haklarını geri almaları öğretiliyormuş. Çin'de de yıllardır faaliyet gösteriyor ama adlarını duyurmamaya çalışıyorlarmış. Bu nedenle sorgulamayla pek bir yere varamazmışız."

Mori, başıyla onaylayarak Dazai'yi dinliyor bir yandan da not tutuyordu. "Neden Yokohama'dan saldırı yapmışlar? Tokyo'ya geçmek için burayı mı kullanacaklar?" diye sordu.

Dazai, başıyla onayladı. "Öncelikle Yokohama'nın limanından giriş yapmak istemişler ama bizimle karşılaşmışlar. Asıl hedefleri biz değiliz. Sadece onlar için geçilmesi gereken engeliz. Bu iş biraz askeriyeyi de ilgilendiriy-"

"Onlar bize saldırdılar. Askeriye bize karışamaz."

Lafı kesilince Dazai bir süre sessiz kaldı. Mori bu sessizliğini "Peki 'Todana' denmesinin nedeni neymiş?" diyerek bozmasını sağladı.

"Kimsenin girmek istemediği bir dolapları varmış. Muhtemelen işkence yapıyorlar. Bunlar organizasyon içerisindeki söylentiler. Elimizdeki adamlardan hiçbiri o dolabı görmemiş bile."

Dazai bunları söylerken sol elini havada umursamazca salladı. Bu, Mori'nin gülmesine sebep oldu. Dazai anlam vermeye çalıştığı ifadesiyle patronunun kahkahalarını dinledi.

"Dazai-kun, çoktan bu organizasyonun içine sızdın, değil mi?" Mori kahkahalarını bastırarak sormaya çalıştı. Dazai'nin yüzüne karanlığın şekil bulmuş halinde bir gülümseme yerleşti.

***
Bıçağın masaya saplanmasıyla Yumiko yerinde hopladı.

"Mori-san neden bana bu işleri veriyor! Bunun için mafyada değilim! O pisliklere tekmelerimle günlerini göstermem lazım!"

Sesi tüm odada yankılanan Chuuya, yine kağıtlardan sıkılmış ve onları bıçağıyla masaya saplamıştı.

"Sakin ol, Chuuya-san."

"Anlamıyorsun, Yumiko. Böyle işler benim işim değil." diye tısladı dişlerinin arasından. "Kesin Dazai piçi bana bu işleri itekliyor."

Yumiko, kıkırdadı. Chuuya'nın öldürücü bakışlarıyla karşılaşınca sesini yuttu.

Miss Wanna DieWhere stories live. Discover now