YARA

29 12 0
                                    

-Mehmed
Mehmed ardına baktığinda eceyle karşılaşdı.
Her zaman sevimliliğini koruyan bu kız Mehmed'e minnet dolu bakışlarla bakıyordu.
-adımı nereden biliyorsun?
-adını bilmeyen mi var
-anlamadım.
-bu mahallede herkes seni tanıyor
-nasıl? Ben kendi halinde bir öğretmenim. Beni neden tanısınlar?
-benim için yaptığın kahramanlık herkesin dilinde
"Kahraman"
Mehmed kahraman mı olmuşdu?
Mehmed;
-ben kahraman değilim, diyerek lafa atladı.
-ama beni kurtardın
-sadece yardım ettim
Ece Mehmedin yanına geldi.
Sarılmak için yaklaşmışdı ki Mehmed geri çekildi.
Sinirle;
-Ne yapmaya çalışıyorsun?, dedi.
Kız sesi titreyerek;
-sadece teşekkür etmek istemişdim, dedi.
-bana namahrem olduğunu bilmiyor musunda sarılmaya yelteniyorsun, dedi.
Mehmed dini bütün bir ailenin ilgisice büyütülmüş çocuğuydu.
Babası eşinin intikamını oğlundan alırken dini vecibelerini oğluna öğrenmemişti.
Babası onu islam konusunda eğitmesede çevreden aldığı bilgilerle haramı helali öğrenmişdi.
Mehmed ibadetlerini yapmıyordu belkide içindeki boşluğun adı islamdı.
Ece ise Mehmed'in aksine dindar olmayan bir aileye sahipdi.
Annesi onu çok iyi eğitsede ailesinden almadığı islami bilgileri kızına verememişdi.
Bu yüzden ece rahat bir kızdı.
Bu yaşına kadar bir çok sevgilisi olmuşdu.
Ece şaşkınlıkla;
-Namahrem mi? ,dedi.
Kaşları o ne der gibisinden çatılmışdı.
Ece'nin bu tavrı bilgisizliğindendi ama Mehmed kendisiyle dalga geçdiğini düşündü.
-evet Namahrem sen bana dokunamazsın demek, sen bana haramsın, kor ateşsin demek
Mehmed Ece'nin konuşmasına firsat vermeden binaya girdi.
Biliyordu ki konuşmaya devam etseydi sinirlenecek ve kızın kalbini kıracakdı.
Mehmed Ece'nin küstah olduğunu düşünürken Ece ise Mehmed'in söylediklerine anlam vermeye çalışıyordu.
"Sen kor ateşsin"
Ece binanın önünden ayrılırken Mehmed'de evine girdi.
Sinirliydi.
Çantasını kenara fırlatıp yatak odasına geçdi. Pijamalarını alıp soyunmaya başladı.
"Bu nasıl cürret, bu nasıl üslup" diye düşünüyordu.
Oda'nın kapısına yaslanan kötü adam Mehmed'e bakıyordu.
-Neden kızdan kaçdın ki? Yoksa onu güzel bulmuyor musun?
Mehmed cevap vermeyince kötü adam konuşmaya devam etti.
-ha sen kendine güvenmiyorsun, tabi sende haklısın 
O kız seni ne yapsın?
-kapa çeneni
-yoksa aşık mı oldun?
-neyi neden yapdığımı çok iyi biliyorsun ama sormayada devam ediyorsun
-bu benim görevim
-tabi ya senin görevim benim hayatımı mahfetmek
Kötü adamın sinsi gülümsemesi yüzündeki yerini aldı.
-Hayatın zaten bir harabe. Kendine verdiğin zararın yarısını dahi ben sana vermiyorum.
Mehmed susdu.
Susdu çünkü kötü adam yine haklıydı.
-senin celladın yine sensin
Mehmed kötü adamı hiçe sayarak odadan çıkdı.
Zaten zor bir gün geçirmişken üstüne birde kötü adamın ithamları kaldırılıcak halde değildi.
Aç karnını doyurmak için mutfak'a girdi.
Bekarların klasiği olan bir paket makarnayı mutfak dolabından alıp tezgaha bırakdı.
Lavabonun altından bir tencere alıp su doldurdu.
Mehmed su dolu tencereyi ocağa koyarken aklına Ece geldi.
Çok mu kötü davranmışdı?
Hayır, hayır gerekdiği kadar mesafeliydi.
Nerden aklına düştüyse gamze gözünün önüne geldi.
Gamzeyi çulsuz mehmed'e verecek halleri yokdu.
Mehmed on sekizinden beri görmemişdi gamzeyi.
Acaba evlenmiş midir? Çocuğu varmıdır?
Mehmed Gamzeyle açık açık konuşmasada Gamzeninde onu sevdigini biliyordu.
Gamze mehmed'in ona doğum gününde aldığı kelebekli kolyeyi hiç boynundan çıkarmazdı.
Gamze belkide o çok değer verdiği kolyeyi atmışdır bile diye düşünüyordu mehmed.
Onu bekleyecek hali yokdu ya.
Başkadını sevmişdir, evlenmişdir diyordu.
Öğrenmekden korktuğundanda Gamze'yi Güneş'e sormazdı.
Suyun kaynayıp tencereden taşdı.
Mehmed makarnasını hazırlayıp salona, her zaman yemeğini yediği koltuğa geçdi.
Kötü adam ise karşısına oturdu.
Alay edercesine gülümsedi.
-Aşk senin neyine?
Sahi ya aşk benim neyime?
Mehmedi düşüncelerinden çalınan kapının sesi ayırdı.
Kim olabilirdi ki? Mehmedin geleni gideni olmazdı.
Mehmed kapıyı açar açmaz karnına bir bıçak saplandı.
Kapısına gelen yıllarca umansızca beklediği ölüm müydü?
İçindeki boşluğu doldurmadan ölüme hazır mıydı?
Ya Kerem, Kerem'e söz vermişdi.
Sözünü tutamayacak mıydı?
Karşısındaki kişi bıcağı geri çekdi.
Bu hareketi mehmedin daha fazla canını yakmışdı.
Mehmed elini yara'nın üstüne götürdü eli kanlar içerisinde kalmışdı.
Ölümün soğuk nefesi artık Mehmed'in soluğuna karışmışdı.
Daha fazla dayanamadı dizlerinin üstüne çöktü.
Güçlükle başını kaldırıp karşısındaki kişiye bakdı.
Ama neden?

Bir bolümun daha sonun geldik

Buraya bölüm hakkındaki görüşlerinizi alayım

Sizce mehmedi bıçaklayan kimdi?

Sizi seviyoreeee

Bayy bayy

EBR-İ NİSANWhere stories live. Discover now