yüzleşme

16 4 0
                                    

Mehmed oracıkda uzandı.
Bacaklarını kıvırarak karnına kadar çekdi.
Annesi gelseydi. Elini şevkatle oğlunun saçlarından geçirip başına bir öpücük kondursaydı.
Oğluna iyi temennilerde bulunsaydı.
'İyi olacak' deseydi mehmed inanırdı ki.
Gözlerini yumdu. Uyusaydı, uyusaydı ve uyku tüm hayatını unuttursaydı.
Olmuyordu işde olmuyordu.
Hiç bir uğraş yaşanılanları unutturmaya yetmiyordu.
Mehmed gerçek dünyaya Babasının sesiyle döndü.

-Mehmed

-...

-duymamazdan mı geliyorsun gel buraya

Mehmed yerinden doğrularak salona, Veli'nin yanına gitti.
Veli avluda masa'nın yanında ki sadalye'ye oturmuşdu yanında ki sandalye'de ise kötü adam oturuyordu.
Mehmed babası'nın karşısında ki boş sandalyeyi çekerek oturdu.
Veli kahvelerini oğlu'nun kahvelerinden kaçırıyordu.
Sanki suçlu gibi.
Gardını indirmeyen, suçunu kabul etmek istemeyen bir suçlu...
Veli ne konuşmalıydı ki?
Özür dilese hangi yaptığı'na yetecekdi ?
Bugün'den bahsetse baba oğul ne konuşurdu ki?

-Mehmed, dedi adam.

Ne söyleyeceğini henüz seçememişdi.
Güneş evden çıktı.

-Abi akşama yapmamı istediğin bir yemek var mı?

Güneş'in gelişi Veli'yi kurtarmışdı.

-istediğim özel bir yemek yok. Babam ne istiyor ise onu pişir

-Ben'de istemiyorum kızım ne istiyorsan onu yap

Güneş güleç bir yüzle cevap verdi.

-Tamam

Genç kız eve girerken Veli, mehmed ve kötü adam yalnız kalmışlardı.

Kötü adam kendinden emin bir tavır ile oturarak gözleri ile Mehmed'i süzmeye başladı.

-Ne söyleyeceksin?

Mehmed'in sesi soğuk çıkmışdı.

-Gitmeni, dedi Veli aynı soğukluk ile.

-işim bitince gideceğim

-Ne işi?

-Yüzleşme... senin ile yüzleşeceğim

-Bizim bir meselemiz yok

-Mesele... mesele derken hayatımdan mı bahsediyorsun?

Mehmed histerik bir gülümseme ile kahvelerini babasına çevirdi.

-baba biliyor musun? Yıllardır aradığın suçlu ben değildim o kişi sendin. Annem gitmek istememişdi ama sen ısrar ettin. İflas etmek üzereydin, kötü durumdaydın bir buhruna girmişdin hala o buhranın içindesin. seni o buhrandan ne annemin ölümü çıkardı ne de elimden aldığın çocukluk çıkarabildi.
Beni'de o buhranın içine sürüklesin. Aklımı kaçırmak üzereyim.

Veli acizliğini sergileyerek ayağa kalktı.
Kaçıp kurtulacağını sanıyordu.
Mehmed;

-Otur, dedi.

Veli oturmayınca mehmed ayağa kalktı.
Kötü adamın oturduğu sandalyeyi işaret parmağı ile gösterdi.

-O sandalye de biri oturuyor. Adı da kötü adam.
Son üç yıldır benimle beraber yaşıyor

Veli şaşkın gözler ile oğluna bakıyordu.
Mehmed sinirle mi bu sözleri sarf ediyordu.

-Mehmed

Kötü adam ayağa kalktı.
Gülen gözler ile olanları izliyordu.

-bunu bana sen yaptın

Mehmed ellerini başına dayadı.

-Burası senin eserin

Mehmed başına vurarak aynı sözleri telafuz etmeye başladı.

-Senin eserin, senin eserin, senin eserin...

Veli oğlunun ellerini zorla da olsa indirdi.

-Oğlum yapma

-Ben senin oğlun muyum? Bunca sene neden bana zulmettin? Neden çınar ağacımı kestin? Neden?

Güneş sesleri duyunca evden çıkmış eşikde durarak endişeli gözler ile olanları izliyordu.
Güneşin olaylardan bir haberdi.
Annesi öldüğünde çok küçükdü sonrasın da babasının abisine olan soğukluğunu görüyor ama çekindiği için karışamıyordu.

Veli yolun sonuna geldiğini anlayarak bir sandalye çekip oturdu. Mehmed veli'nin karşısında dikilirken kötü adam da arkasındaydı.

-O gün arkadaşlarımdan borç istedim ama hiç kimse bana borç vermedi. Para sorun değildi de sözümde duramayacağım diye korktum. Sizi çarşıda bırakarak tuncay abinin yanına gittim.
Tuncay abinin saatcı dükkanı vardı.
Babamdan kalma köstekli saatimi sattım.

-bayramlık alabilmek için mi?

-Evet ama o para ile içki aldım

Veli kahvelerini mehmedin kahvelerine dikti.

-arkadaşıma uydum, mehmed  yemin ederim ilk defa içtim içmez olaydım

-Sonra annen ile tartıştık onu arabaya zorla bindirdim

Veli başını eğdi.

-Sonra kaza oldu, gözlerimi açtığım'da bir saniye için bile kendimi düşünmedim. İlk seni sordum
Yan sedye de yatıyordum. İyi olduğunu öğrenince şükrettim. Güneş'i hemşirenin kucağın da gördüm.
Çocuklarım hayattaydı. Sonra gözlerim annenizi aradı. Bulamadım. Kalkmaya yeltenince, durdurdular. Öldüğünü öğrenince dünyam yıkıldı.
O benim dünyamdı ve benim yüzümden ölmüşdü.

Kötü adam lafa atıldı.

-ve ilk itiraf

Güneş göz yaşları ile ıslanan yanaklarını elinin tersi ile sildi. Daha önce Veli yada Mehmed kazayı anlatmamışlardı.

-zaman geçtikce gözlerimde ki hüznün yerini öfke aldı. Sen kurbandın. Güçlü görüneceğim diye zalim'e dönüşmüşüm kendimi hiç görmedim

-katil bendim

Güneş koşarak babasının boynuna sarıldı.
Ne çok acı çekmişlerdi.

Mehmed avlu kapısını çarparak evden çıktı.
Hızla yürümeye başladı.
Derin bir nefes aldı.

"Karahindibağlara sır vermeli"

EBR-İ NİSANWhere stories live. Discover now