ÖZÜR DİLERİM

20 11 0
                                    

Karşısında ki kişi hızla oradan ayrıldı.
Mehmed ölümle baş başa kalmışdı.
Evet bir'de kötü adam vardı.

Mehmed daha fazla dayanamayarak yere yığıldı.
Sadece gözleri açıkdı, konuşabiliyordu ama bağırıpda yardım çağıracak gücü kendinde bulamıyordu.
Kötü adam Mehmed'in başına geldi.

-yardım çağırma mı ister misin?

Kötü adam Mehmed'in yüzüne doğru eğildi. Kulağına doğru eğilip dinler gibi yaptı.

-Hayır mı? Zaten çağırmam ki, dedi.
Omzunu banane der gibisinden sallayarak.

-doğru ya ben aslında yoktum
-düşünmezsem olmazsın nah olmam

Kötü adam Mehmed'in baş ucuna oturup onu süzmeye başladı.

-Ne vardı direnecek? Acı çektiğini ikimizde görüyoruz

Mehmed'in göz kapakları yavaşca kapanıyordu.
Dayanacak gücü kalmamışdı.
Mehmed bir şeyler söylemek istiyordu ama gücü  sadece dudaklarını oynatmaya yetecek kadar kalmışdı.

-Anne özür dilerim

Takaatsiz kalan adam daha fazla dayanamayarak bayıldı.

Mehmed gözünü açtığında ilk olarak gözüne yoğun bir ışık vurdu.
Gözlerini kısıp ışığa alışmaya çalıştı.
Başını hafifce kaldırıp sağına bakınca kolundaki serumu gördü.

Buranın hastahane olduğunu anlamışdı ama onu buraya kim getirmiş olabilirdi ki?

Kolundan gözü kayınca yanı başında ki sandaye'de uyuya kalan Ece'yi gördü.

Mehmed kaşlarını çattı.
Olanları anlamaya çalışıyordu.
Son hatırladığı kişi o haysisetsiz herifin yüzüydü.
Son göreceğin yüz benim yüzüm olacak derken ne kadar ciddi olduğunu gözler önüne sermişdi.
Yoksa on'u hastahaneye getiren kişi Ece miydi?
Öyleyse Ece'nin mehmedin evinin civarında ne işi vardı?
Cevapsız çok soru ortaya çıkmısdı ve çıkmayada devam ediyordu.
Mehmed bir yandan bunları düşünürken bir yandanda yerde kanlar içerisindeyken hissettiklerini ve gözünün önüne gelen insanları düşünüyordu.
Dünyada ki en kıymetli insanı anımsamışı.
"ANNE"
ne güzel kelime.
Bir devrin başı bir devrin sonu;
-Anne
"Özlem" şairlerin dize dize anlattığı kadar vardı.
Ağırdı.
Her omzun taşıyamayacağı kadar ağırdı.
Serumun bitmesine az kalmıştı.

Mehmed kalkmak istediği için doğruldu ama karnında hissettiği ağrıyla bu teşebbüsü yarıda kaldı.
-Ahh
Mehmedin sesiyle Ece uyanmışdı.
-sonunda uyandın
-sonunda derken
-iki gün oldu. Seni dün ameliyata aldılar, çıkınca yoğum bakım servisinde normale dönünce de normal oda'ya aldılar.
-peki sen burada neyapıyorsun?
-Ben senin için
-senin için ne demek ben seni yanımda görmek istemiyorum
-Ama ben sana ne yaptım?
-beni senin sevgilin bıçakladı
-sevgilim değil
-dikkat ettiğin ayrıntı sevgilin olup olmaması mı?
-...
-neyse ne ? Ben insanlık görevimi yapıp seni kurtardım sen peşime takıldın
-özür dilerim

Ece ayağı kalktı.
-polis dışarıda ifadeni almak için uyanmanı bekliyorlardı. Ben çağırayım.
Ece dışarı çıkarken polisler odaya girdiler.
İçeri giren iki erkek polis mehmed'in yanında ki sandalyelere oturdular.

-öncelikle geçmiş olsun
-sağolun
-Yaralandığınız günü hatırlıyor musunuz? Yada sizi yarlayan şahısı görebildiniz mi?
-Evet , evet hatırlıyorum
Mehmed duruşunu düzelterek konusmaya devam etti.
-az evvel dışarı çıkan hanımefendinin eski sevgilisiydi, dedi.
Eski kelimesinin üstüne basarak.
-Adını bilmiyorum on'a sorabilirsiniz, derken tek eliyle de kapıyı gösteriyordu.
-Aranızda husumet mi vardı?
-Bir kavga yaşandı. Sevgilisine siddet uyguluyordu bende kurtardım. Oradan bilenmiş olabilir
-Anlıyoruz
-başka bir sorunuz var mı?
-Hayır tekrar geçmiş olsun

Polisler odadan ayrılırken Mehmed kapı aralığından ece'yi gördü.
Mehmed'den çekindiği için dışarda bekliyordu.
Olanların müsebbibi Ece değildi ama mehmed öfkesini zavallı kızdan çıkarmışdı.

Adam kızgın kadın kırgındı.

Mehmed dikkat çekmeden göz ucuyla kıza bakıyordu.
Çok mu ileri gittim diye düşünüyordu.

Mehmed baş ucundan gelen sesle başını önüne eğdi.

-ölmediğin için üzgün müsün?
Kötü  adam sözlerini alaycı bir tonda söylemişdi.
Mehmed kötü adamı hiçe sayarak uzandı ve başını diğer tarafa çevirdi.

Gözleri dolmuşdu.
Kötü adam Mehmed'in yüzünü göremiyordu.
Hastahane odasında bir başına yatarken yalnız hissediyordu.
Hep olduğu gibi kimsesiz.

Kötü adam siyah deri ceketinin cebinden sigara paketini çıkardı.
Bir dal sigarayı kurumuş dudaklarının arasına alıp yaktı.
Bir şey fark etmişcesine hızlıca sigarayı iki parmağının arasına aldı.
-içer miydin?
Mehmed cevap vermeyince kötü adam sigarasını içmeye devam etti.
Mehmed;
-içme şunu, dedi.
Öksürmeye başlamışdı.
Kötü adam Mehmed'e cevap vermeyince yüzünü on'a taraf çevirdi.
-içme dedim
Kötü adam lakayt bir tavırlı;
-inkarada geçmiyorsun yoksa cepheyi bırakdın mı?
Mehmed boğuk çıkan sesiyle;
-git buradan
Kötü adam Mehmed'e gözlerindeki karalık geri gelerek cevap verdi.
-ben istemediğim sürece sen beni yollayamazsın

Mehmed  kötü bakışlarıyla kötü adam bakarken kapı açıldı.
Gelen Ece idi.
Mehmed başını önüne eğdi çünkü koltukla konuşuyor gibi görünmek hoş olmazdı.
-Ben...
Mehmed kükrercesine kızı susturdu.
-Sen ne? Kapı çalmayı bilmiyor musun?  Hem senin burada ne işin var?  Açık açık kovmam mı gerekiyor 
Seni burada görmek istemiyorum.
Ruh hastası mısın? Kovulduğun yerde kalmaya devam ediyorsun

Sus pus duran kız bu fevri çıkışa sinirlenmişdi.
Gür çıkan bir ses tonuyla;
-ifademi verdim buraya çantamı ve ceketimi almaya geldim, dedi.

Kötü adam'ın oturduğu koltuğa asılı olan ceketini ve Çantasını aldı.
Kapıya yönelmişdi ki aniden durup arkasında kalan Mehmed'e baktı.
-insanlara saldırmana gerek yok. Kafayı sana taktığımı da düşünme. Benim yüzünden yaralandın sadece yardım etmek istedim.
Zor olan sadece senin hayatın değil öyleymiş gibi davranmayıda bırak, dedi.

Ece giderken ardında pişman bir adam bırakmıştı.
Kötü adam kaşlarını kaldırarak;
-Havalı kız, dedi.
-saçmalama
-asıl sen saçmalama ruh hastası o mu sen misin?

Mehmed kızın üstüne fazla gittiğinin farkındaydı.
Serumu hızlıca çıkarıp ayağa kalkdı.
-Ahhh
Yarası acımışdı.
Yüzünü ekşiterek yarasına dokundu.
Yara karın boşluğundaydı.
Kapıya yaklaşdı.
Kötü adam;
-Gitme
Mehmed ardına bakarak;
-bu defa değil bu defa sen kazanamayacaksın
Mehmed hastahane koridoruna çıkdı.
Doktorların dikkatini çekmeden çıkışı bulmalıydı.
Duvara yakın bir şekilde yürümeye başladı.
Asansöre gidiyordu.
Ece'yi asansöre binerken gördü.
Amacı ona yetişmekdi.
Bir hemşire Mehmed'i ve durdurmaya çalışdı.
-beyefendi durun yaralısınız
Kısa boylu, kızıl saçlı, çilli hemşire Mehmed'i odasına geri götürmeye çalışıyordu.
Mehmed hemşireden kaçmak için geri adım atıp hızla koştu.
Bu yaptığı canını acıtmışdı.
-Ahh
Elinin yarasını daha sıkı tutmaya başladı.
Asansör kapanmak üzereydi ayağını araya koydu ve kapanmak üzere olan kapı açıldı.
Asansöre binen Mehmed nefes nefese kalmışdı.
-özür dilerim
Ece'nin yüzünde endişe vardı.
Mehmed yarasını tuttuğu eline bakdı eli kanlar içerisinde kalmışdı.
-doktorun yanına gitmeliyiz
Ece hareket eden asansörü durdurmaya çalışıyordu.
-özür dilerim
-dikişlerin açılmış olabilir
-özür dilerim
-Ne özründen bahsediyorsun şimdi bayılacaksın
-özür dilerim
Ece hızla asansörün düğmelerine basıyordu.
-Hadi ya
-özür dilerim kabul et
-özür dilerim
Mehmed bu sefer bağırmışdı.
-Tamam kabul ediyorum
-Mehmed'in göz kapakları yavaşca kapandı.
-Hayır olamaz,  uyan Mehmed uyan
Ece bağırmaya başladı.
-YARDIM EDİN

Yeni bölüm sizlerle

Satır aralarına yorumlarınızı bırakmayı unutmayın lütfen

Seviliyorsunuz

Bay bayyy

EBR-İ NİSANWhere stories live. Discover now