affediyorum

22 6 0
                                    

-BABA...

genç kız başını abisinin omuzuna koydu.
Gözlerini yumdu.
Babası ölüm kalım savası veriyordu.
Babası onun; ilk arkadaşı, sırdaşı, annesi, ilk öğretmeniydi.
Babası Güneş'in her şeyiydi.
Mehmed için ise durum çok farklıydı.
İçeride cansız bir vaziyette yatan adam ona ne bir baba ne bir anne vermişdi.
Annesinin katili, çocukluğunun düşmanı o bir canavardı.
İki kardeş, iki farklı hayat...

Genç kız iri ela gözlerini abisine çevirdi.
İyi bir temenni bekliyordu.
Güneş;

-iyileşecek inşALLAH

Mehmed genç kızın güzel iri ela gözlerine dikti kahvelerini ama verecek cevabı yoktu

-...

Güneş mehmed'e göre inançlı bir insandı.
Babası oğluna vermediği islami eğitimi ve bilgiyi kızına vermişdi.
Güneş dini bütün bir gençdi.
Sabır diyordu çünkü sabredenler ve şükredenlerin ahirette ki büyük kazancını biliyordu.

Mehmed kız kardeşinin alnına bir buse kondurdu.

-Meleğim...

İki kardeşin birbirini bulan gözleri odadan gelen sesle odaya döndü.
Genç kız endişeyle;

-Ne oluyor?

Odaya bir doktor ve bir hemşire girdi.
Genç kız endişeli gözlerini abisine çevirdi.
Medet umuyordu.
Abisinden çevirdiği iri ela gözlerini odaya çevirdi.
Genç kız odaya girmek için kapıya yöneldiğinde abisi belinden tutarak genç kızı durdurdu.

-Güneş doktorlara engel olmamalısın

Cama baktıklarında babalarının gözlerini açtığını gördüler.
Genç kızın yüreği umut ile dolarken adamın ruhu korkunun görünmez duvarlarıyla sarılmışdı.
Güneş;

-çok şükür ALLAH'ım, çok şükür

Dua ederek ellerini yüzüne sürdü.
Mehmed kız kardeşine bakarken
'en son ne zaman dua ettim' diye düşündü.
Dua etmiyordu.
Zelil olmuşdu da haberi yoktu.
Doktor odadan çıktığın'da kardeşler soluğu doktorun yanında aldılar.
Güneş doktorun yüzüne bakmadan konuşmaya başladı.

-Doktor bey babam nasıl?

-tehlikeyi atlattı

-ne zaman gidebiliriz?

-normal odaya alacağız bir gün gözetimimiz altında kalacak sonra eve gidebilirsiniz

Mehmed lafa atıldı.

-Teşekkür ederiz

-geçmiş olsun

Doktor gidince kardeşler baş başa kaldılar.
Güneş sevinçle abisine sarıldı.
Ani hareketiyle eli mehmed'in yarasına değmişdi.
Üstünden zaman geçse de güneşin hareketi Mehmed'in canını yakmışdı.
Dudaklarından küçük bir inilti kaçtı.

-Ahh

Güneş endişeli gözlerle abisine baktı.

-abi ne oldu, neyin var?

-bir sorun yok güneş

Güneş inanmamışdı ama üstelemedi'de.
Abisinden ayrıldı ve gitmek için hazırlandı.

-Nereye gidiyorsun?

Genç kız tebessüm ederek abisine cevap verdi.

-hastahanenin mescidine gideceğim, şükür namazı kılmak istiyorum

-Peki...

Genç kız bir kaç adım atmışdı ki abisine dönerek yanağına bir öpücük kondurdu.

-özledimmm

Mehmed'in de yüzünde tebessüm oluşmuşdu.
Genç kız giderken mehmed'de camdan babasını izlemeye başladı.
Ciğerlerine derin bir nefes armağan etti.
Dudaklarının arasında bir fısıltı kaçtı.

'Küçük mehmed'i canavarın elinden kurtaracağım'

Mehmed omzun'da hissettiği el sebebiyle irkildi.
Bu kişi kötü adam'dan başkası değildi.

Üstünde tenine yapışan beyaz bir gömlek ve siyah pantolon vardı.
Saçları her zaman ki gibi özenle taranmıştı.
Gözlerinde ise her zamankinin aksini yumuşak bakışlar vardı.
Mehmed 'kötü adam'ın da bir vijdanı varmış' diye düşünüyordu ama bir yandan ise kötü adam tarafından acınmak istemiyordu.

-onun için üzüldün mü? Ölmesinden korktun mu?

-sanırım korktum ama ölümden değil beni senin ellerinde bırakıp'da gidecek diye korktum

-Emin misin?

Bu sefer bakışları 'yalan söylüyorsun' der gibi bakıyordu.

Mehmed odadan çıkan hemşire'nin yanına gitti.

-Ben hastanın oğluyum görebilir miyim?

-zaten normal odaya alınacak o zaman görebilirsiniz?

-ben şu an görmek istiyorum

-tabi ama babanız uyuyor

Mehmed fısıldadı.

'Ben'de onu istiyorum ya'

-görmek istiyorum

-hazırlanıp girebilirsiniz

-Teşekkür ederim

-rica ederim

Mehmed hazırlanarak yoğum bakıma girdi.
Üstünde mavi bir elbise, başında bone ve ağzında'da maske vardı.
Boğazında düğümlenen cümleler, sırtına binen yüke, ciğerlerine dolan cam parçalarına rağmen babasına yaklaşdı.
Yatağın kenarına oturdu.
Babasının solmuş elini ellerinin  arasına aldı.
Kahve rüyası gözlerinden bir damla yaş firar etti.
Başını önüne eğerek gözlerini kapadı.
Acıyla dudağını ısırdı.
Bir süre öyle kaldıkdan sonra başını kaldırdı.
Babasının solmuş yüzüne bakdı.

-Neden beni sevmedin? Birazcık sevseydin sana ömrümü adardım.

Mehmed derin bir nefes aldı.

-Ben... ben sadece çocuktum.

Bir yaş daha kaçdı kahve rüyası gözlerinden.

-Benden neden öc aldın? Baba... ben annemin katili değildim. Küçük bir çocukdum. Savunmasız küçük bir çocuk...

-beni senden kurtardım ama beni benden kurtaramıyorum, olmuyor... yapamıyorum

Kaşları catılmışdı. Üzüntüsü yüzünden okunabilecek kadar barizdi.
Mehmed babası'nın elini dikkatlice bırakdı ve göz yaşlarını sildi.

Ayağa kalktı. Kötü adam Mehmed'in ardında durmuş onları seyrediyordu.

Mehmed boynunu bükerek ellerini iki tarafa açdı.

-sende güçsüzdün, gücünü bana duyduğun nefretten almak istedin

Mehmed babasının yüzüne yaklaşdı.

-hala güçsüzsün çünkü yanlış yolu seçdin.
Acizdin hala acizsin.

Arkasını dönerek kapıya doğru yaklaşdı.
Kapıyı açınca ardına bakdı.

Gözünden bir damla yaş kaçırarak;

-Baba seni affediyorum

Yeni bölüm geldiii

Mehmed'in yerinde olsaydınız affeder miydiniz?

Bay bayyy

EBR-İ NİSANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin