çocuk yapma

28 11 0
                                    

-Alo

-Mehmed

-Baba...

-...

-Telefonu güneşe verir misin?

-Güneş kızım abin arıyor, gelde konuş

Uzakdan genç kızın sesi geliyordu.

-Geliyorum Babaaa

-Alo abiciğim

-prensesim nasılsın?

-iyiyim abi sen nasılsın?

Mehmed'in eli istemsizce yarasının üstüne gitti.
Ne kadar yalan söylemeyi sevmesede kardeşini üzmek istemiyordu.

-iyiyim kuzum

-Babam da iyi köyde çalışıyoruz. Çalışırken  zaman hızlı akıyor nasıl geçtiğini  anlamıyorsun bile

-anlıyorum kuzum

-Abi okul nasıl gidiyor?

-normal her zaman ki gibi

-abi ben seni hiç okulda görmedim her zaman ki halini nereden bilebilirim ki?

-haklısın kuzum, şimdi kapatmam lazım ben seni sonra ararım

-tamam abiciğim kendine çok dikkat et. Allah'a emanet ol

-sende kuzum

Mehmed kısa bir konuşmanın ardından telefonu kapattı.
Güneş tatlı bir kızdı. Annesi kadar da güzeldi.
Annesinden aldığı iri ela gözleri bakmaya kıyılamayacak kadar güzel bakardı.
Babası ise tek kelimeyi oğluna fazla görmüşdü.
Aralarında ki bağ ince'de olsa bu durum Mehmed'i üzüyordu.
Kötü adam;
-para istemeyi unuttun

-kapa çeneni

Mehmed dolabından aldığı ceketinide dikkatlice giyerek evden ayrıldı.
Dar merdivenlerden inerek kapıya ulaşdı.
Apartmanın büyük demir kapısını açarak bedenini sokağa attı.
Aklı ne kadar telefon konuşmasında kalmış olsada  çalışıp para kazanmalıydı.
Sirkelenip kendine gelmek zorundaydı.
İlk gördüğü şey Ece'nin yeşil gözleri oldu.
Servis alıyordu.
İşe geri dönmüs olmalıydı.
Kız mahçupca başıyla selam verdi.
Mehmed ise görmemiş gibi yaparak yoluna devam etti.
Mehmed hızla adımlarla ilerlerken kötü adam ardından koşmaya başladı.
Nefes nefese kalmıştı.

-yavaşla, bu kadar hızlı olmak zorunda mısın?

-ardımdan gelmek zorunda mısın?

Kötü adam Mehmed'in yanına geldi.

-Nereye gidiyoruz?

-Ben yalnız gidiyorum sen gelmiyorsun

-Geleceğimi biliyorsun

Mehmed etrafında insanların olmamasından dolayı kötü adamla dikkat çekmeden konuşabiliyordu.

Kötü adam bir hazine bulmuşcasına heyecanla;

-Pazara, dedi.

Pazar meydanına geldiklerinde günün çokdan başladığı belli oluyordu.
Mehmed tezgahına geçip pazardan arkadaşıyla getirttiği sebzeleri dizmeye başladı.
Ağır kasaları yerden tezgaha çıkarırken zorlanıyor, yarasına baskı uyguluyordu.
Tüm sebzeleri dizdikden sonra yerine geçti.
Kötü adam ise tezgahın önüne yaslanmış duruyordu.
Ardına bakarak Mehmed'e;

-satış yapmamı ister misin? ,diye sordu.

-ya sabır

Yan tezgahda ki adam;

-Mehmed ne olduda sabır çekiyorsun?

Kötü adam alaycı gözlerle Mehmed'e bakıyordu.
Gözleriyle cevap bekleyen adamı işaret ederek;

-Hadi cevap ver ,dedi.

-yok bir şey haluk abi

Haluk aldığı cevapla önüne döndü.

-tı, tı, tı

Haluk Mehmed'in davranışlarına anlam verememişti.
Kötü adam ise bu durumdan zevk almıştı.
Beyaz gömleğin kol kısımlarını dikkatlice yukaru doğru katladı. Siyah ceketini ise çıkararak tezgahın arkasına bıraktı.
Tezgahın önüne geçerek bağırmaya başladı.

-Buyrun, buyrun sebzelerimiz çok taze, domatese baaaak al al gel buradan allll

Kötü adam kulak yırtan sesiyle bağırırken mehmed ise umursamaz bakışlarla izliyordu.

-senden daha yakışıklıyım diye beni kıskandın mı?

Mehmed insanların dikkatini çekmeyecek ölçüde gülmeye başladı.
Kötü adam Mehmed'i kızdırmak için uğraşırken gülmesine sebep olmuşdu ve bu durum hiç hoşuna gitmemişti.
Mehmed gelen müşterisini görerek yönünü tezgahına çevirdi.

Mehmed'in tezgahının başına gelen müşteri kilolu, orta boylu, kısa saçlı, yeşil gözlü, hokka burunlu kırkı yaşlarında bir kadındı.
Bir elinde güçlükle ittirdiği pazar arabası bir elindede sıkıca tuttuğu sekiz yaşlarımda ki haylaz çocuğun eli vardı.
Çocuk kadına tezatla cılızdı.
Gür saçları, al al yanakları ufakda bir burnu vardı.
Kadınınkine benzeyen yeşil gözleri ise tek ortak noktalarıydı.
Çocuk mızmızlanıyor çocuk mızmızlandıkça kadın daha fazla sinirleniyordu.

-Teyze ne istersin?

-Bir kilo yeşil biber ver oğlum

-Tabi vereyim

-ben seçeceğim ama

-Tamam sen seç

-buyur bu poşete seçtiklerini doldur başka bir şey var mı?

-bir kiloda patlıcan ver

-Annane bırak elimi ben büyüdüm

-hayır bırakmayacağım

Çocuk çırpınıyor kadından elini kurtarmaya çalışıyordu.

-Ya annnane bırak

-seni anneme söyleyeceğim huzur evine yollasınlar

-senin diline biber süreceğim, dedi .

Tezgahdan aldığı bir biberi göstererek.

-Ben'de seni babama söylerim

Çocuk sesini yükselttikce kadın daha fazla sinirleniyordu.

Arabayı tuttuğu tek eliyle biberleri ve patlıcanları seçti.

Parasını çok fazla bulsada ödeyip oradan ayrıldı.

Kötü adam soğuk bakışlarıyla Mehmed'e döndü.

-ileride sakın çocuk yapma sonra buna benzer, dedi.

Kötü adam'ın söyledikleri Mehmed'i güldürmüştü.
Ne kadar Kötü adam'a karşı gardını indirmemeye dikkat etsede kendini gülmekten alıkoyamamışdı.
Mehmed kimse güldüğünü fark etmeden gülüşünü sakladı.

"Çocuk yapma buna benzer..."

EBR-İ NİSANWhere stories live. Discover now