15. "Kalbe Atılan Düğümsel Mevzular"

3.7K 262 382
                                    

Harbiden çok ciddiyim biri beni okuyup üfleyebilir mi Allah rızası için...

Ayrıca medya çok güzel, aranızdan biri yaptı. Çok teşekkür ederim ona, çok güldüm mlsf ahakdnmsmfhajd

"Bölüm şarkısı bu mu, ne alaka la gardaş?" diye sormayın, ne bileyim yazarken arada bunu da dinledim. Kaç gündür bağımlılık yaptı resmen-,-

Bölüm SailorNeptuneeee 'e ithafımdır. Seni seviyorum❤️

***

Yapılan hatalı bir hamle, diğer hatalı hamlelere genellikle zemin hazırlardı. Domino taşı misali, birini devirdin mi diğerlerinin de devrilip yıkılması hiç de zor olmaz ve kaçınılmazdı. Hata yapmayı bırakmak için ya acele etmek gerekiyor -ki devrilen taşlara son vermek adına- ya da daha fazla devrilmemesi için taşlardan birini çekip her şeyin daha fazla bozulmasına ve dağılmasına engel olmak gerekiyordu. Zararın neresinden dönülse kârdı kısacası.

Halil bu iki şansı da elinden çoktan kaçırmıştı. Hatalarından ders çıkaran biri değildi sanırım ve işleri daha çok batırmıştı. Her şeyin daha kötü olmaması için ne acele edebilmişti ne de hata yapmayı bırakabilmişti. Oysaki aynı hataya düşmemek için yaptığı şey, yine hataya sebebiyet vermişti. Aynı bokun bir başka laciverti de denilebilirdi.

Gözlerine çektiği perde ve kendine sürekli söylediği yalan, işleri onun için daha çok sarpa sarmıştı. Bazı şeyler eğer olmuyorsa daha fazla zorlamamalı ve oluruna bırakılmalıydı, o bırakmamış ve gelecek olan fırtınayı tek bir cümleyle büyütmüştü resmen.

Aylar sonra sesini duyabilmişti, aylar sonra ona dair bir şeyi hissetmişti ve sesini duyduğunda her bir hücresi titremişti. Özlediğini biliyordu ama sadece sesini duymak bile yerin ayaklarının altından kaydığını hissettirecek kadar olduğunu tahmin edememişti. Harbiden siki çok feci tutmuştu. Bunu kabul etmek ise ona çok pahalıya mâl olmuştu. Koca bir kalp kırıklığına... Ve o kalbi nasıl onaracaktı bilmiyordu bile.

Attila'nın son söyledikleri aklına her geldiğinde hak ettiğini biliyordu fakat o ağır sözlerin altında ezilip kalıyordu yüreği işte. Sözde istediği olmuştu, Attila artık ona herhangi bir his beslemiyordu. Nefret dahi etmiyordu ve en ağırı buydu sanırım. Nefretine dahi layık değildi... Attila için bitmişti. Ama aslında istediğini sandığı şey asla istemediği şeydi ve bunu ondan duyunca daha iyi anlamıştı.

Attila için bitmişti, oysaki onun için bitmeyi bırak başlamamıştı bile. Kabullenmesi yıllarını almıştı üstelik.

Attila için bazı şeyler başlarken bile Halil için hisler kök salmıştı çoktan, o sadece Attila gibi gösterememişti duygularını hiçbir zaman. Bu konuda berbattı, sırf aynı şeyleri Attila'ya da yaşatmamak için ondan hep uzak durmuştu. Çünkü Attila'nın kendini değersiz ve kötü hissetmesi bu hayatta isteyeceği son şey dahi değildi.

Duygularını gizlemekte usta olduğu yetmezmiş gibi kendine çok iyi yalan da söylemişti, doğrusu hem kendine hem de çevresindeki insanlara. O kadar inanmış ve inandırmıştı ki Zehra'yı sevdiğine, evlendiğinde aldığı haber üzerinden yük kaldırmıştı. Rahatlamıştı, koca bir kambur yok olmuştu. Ama rahatlar rahatlamaz yüzüne tokat gibi inen hisleriyle karşı karşıya gelmişti.

Aldatıldığında dahi üzüntüsünü ve hayal kırıklığını belli edememişti. Herkes onun çoğunlukla gamsız ve duygusuz olarak görüyordu, ancak o sadece duygularını fazla belli edemiyordu. Gamsız ve duygusuzun yanında hep sessiz sakin bir tip olarak da bilinirdi o yüzden.

Gemisini Bekleyen LimanWhere stories live. Discover now