*1* Baş Belası

1.4K 35 4
                                    

Lal Yıldız

Beklemekten sıkılınca arabadan inip setin yanına gittim. Dizinin yönetmeni Umar Yıldız. Kendisi abim olur. Neden abim olur, benim de bir fikrim yok. Laf dalaşına girmekten başka bir şey yapmayız. Ama gelin görün ki iş yerinde tam bir İstanbul beyefendisiydi.

Etrafta insanlar birbirleriyle sohbet ediyorlardı. Madem mola verilmiş ben niye arabada bekliyordum. Abim cast direktörü ile konuşuyordu. Yanlarına gidince ikisine de selam verdim. Abim beni hemen kolunun altına aldı ve kulağıma "Umar Bey'im ben, tamam mı?" diye fısıldadı. Yoo, abimsin. Neyse biraz profesyonelce davranayım bari.

"Umar Bey, beni yemeğe götürecektiniz." dedim. O sırada karşımda duran cast direktörü elini uzattı.

"Ben Elvan. Setin cast direktörü." dedi sevecen bir şekilde. Ne hikmetse ben senin adını biliyorum. Gazeteciyem ya hani.

"Lal. Setle Umar dışında pek bir alakam yok." dediğimde abimin dirseğini karnımda hissettim. Elvan kibarca gülerken ben acı içinde kıvranıyordum.

"Hamileyim ben. Bana nasıl vurursun?" diye bağırdım. Amacım onu rezil etmekti. Ne hamileliği?

Boş gözlerle bana bakmaya devam etti. Acımı unutup gülmeye başladığımda abim çekiştirerek beni daha sessiz sakin bir tarafa çekti. Gözlerimi etrafta gezdirirken cast direktörünün hala buraya baktığını fark ettim. Daha doğrusu abime...

"Kızım sen insan gibi davranamıyor musun? Annemler seni yaparken malzemeden mi kısmışlar?" dedi. Çok ciddiydi, aman Allah'ım abim neden bu kadar ciddi.

"Bekletiyordun beni. Şaka yaptım."

"Çok komikti, gülmekten öldüm. Kız yanlış anladı." Hangi kız? 

"Kim?"

"Seni ilgilendirmez götümün kenarı. Yok sana yemek falan." Ne!? Ben boşa mı bekledim bunca saat?

Giderken abimin kolundan tuttum. "Hiç kusura bakma güzelim. Beni yemeğe götüreceksin." diye ısrar ettim ve sonunda kabul etti.

"Son bir sahne çekeceğiz. Bekle üretim hatası." Gözlerimi devirdim.

Bir köşeye oturmuş hiç sevmediğim bir adamın dizisini izliyordum. Adal Barkın Vural. Çok iticiydi. Onun yerine odun koysanız daha güzel oynar.

"Bana oradan bir su verir misin?" duyduğum sesle arkamı döndüğümde kendi kendime söylenmeye başladım. İti an çomağı hazırla. Kölen miyim ben senin, git kendin al.

"Burada çalışmıyorum." diyerek önüme döndüm.

"Ama suyun dibinde duruyorsun." dediğinde derin bir nefes vererek bardağa su doldurdum ve ona uzattım. Karşımdaki sandalyeye geçip oturdu. Ondan gözlerimi çekip abimi izlemeye başladım. O da sahneyi büyük bir dikkatle izliyordu.

"Yönetmenin yakını olduğunu hiç görmemiştim."

Gözlerimi yavaşça ona çevirerek "Benden başka yakını yok ama." dedikten sonra gözlerimle Elvan'ı aradım. Onlarda bir şeyler vardı, bunu hissediyordum. "Cast direktörüyle yakınlar gibi." diye ekledim.

Benim baktığım yere o da bakarken "Kıskandınız mı?" diye sordu. Ne kıskanacağım be. Giderse arkasından halay çekerim. "Ne kıskanacağım giderse bayram eden ben olacağım." dedim.

"Çok açık sözlüsünüz. Bu dediklerinizi duysa..." dedikten sonra lafını tamamlamasını bekledim ama hiçbir şey söylemeden beni izliyordu.

Omuz silktim. "Duysa bir şey olmaz." dedikten abimin bize doğru geldiğini görerek ayağa kalktım. Tam olarak tanışmak amacıyla elimi uzattım. Çünkü şov yapacağım.

Yan Komşu  ✓Donde viven las historias. Descúbrelo ahora