*18* Uçak

246 17 2
                                    

Yankı Pakel

Brezilya'dan ülkeme dönmek için uçağa binecektim. Her ne kadar Lal ve Can'a burada kalacağımı söylesem de asıl amacım onlara sürpriz yapmak. Zaten Lal'ın doğum günü de yaklaşıyordu. Bensiz asla kutlayamaz.

Yapılan anonslardan ve kontrollerden sonra sağ salim uçağıma binmiştim. İçimden keşke business bilet alsaydım demedim değil. Üçlü koltuklara oturuyorduk. Ortada oturmak çok saçma olsa da diğer yerlerde oturamıyordum.

Yanlarımın boş olacağını düşünmüşken tanıdık simalar oturunca kaşlarım çattım ve gözlerimi kısarak onlara baktım. Adal'ın menajerine benziyordu kızıl saçlı, orta yaşlı kadın.

"O kadar kısma, gözlerin bozulacak." Adamın ukala tavırlarına kaşlarımı daha çok çattım. Onun kahkahasıyla gözlerim devirip önüme döndüm. 

Bu sefer kadını incelemeye başladım. Çıkaracağım bir yerden ama nereden? Sanki... Buldum.

"Adal'ın menajeri sizdiniz, değil mi?" diye sordum kadına. Ukala olan adam derin bir off çekti. Hayır ona ne ise.

"Evet, sizi de Yankı Pakel'e benzetmiyor değilim." dedi sıcakkanlılıkla. Kahkaha attım. Ayol o benim işte.

Elimi uzatarak "Yankı Pakel." dedim. Kadın büyük bir şaşkınlıkla ve mahcubiyetle elimi sıkarak "Feris Özal." dedi. Kadınla derin bir sohbete girdik. Omzuma çöken ağırlıkla kafamı çevirdiğimde Ukala oyuncunun omzuma düşen kafasını gördüm. Kendisi oyuncu Feza Soykan'mış. Çok da önemli değil mi? Kendi düşüncelerime göz devirip Feza'yı uyandırmak için harekete geçtim. 

Onu dürteceğim zaman Feris beni tuttu. "Uyku problemi yaşıyor. Kolay kolay uyuyamaz." dediğinde elimi çektim.

Aklıma gelen fikirle sırıtmaya başladım. Feris "N'oluyor?" diye sordu. "Fotoğraf çekelim." dedim. Klasik menajer özelliği olarak direkt reddetti.

"Lütfen! Sadece eğlence olsun. Onun telefonundan da çekilip ekran fotoğrafı yapayım. İki fotoğraf bana, iki fotoğraf ona. Sana da veririm. Hadi lütfen." Ay çok yalvarmıştım çünkü Feza çok komik gözüküyordu.

Büyük ısrarlarımın üzerine izin verir vermez telefonumu çıkarttım. Onu tek başına çektikten sonra selfie de çekindim. Fotoğraflara bakması için Feris'e verirken Feza'nın telefonunu bana uzattı. Onunla da selfie çekinip Feris'e verdim. Son fotoğrafta üçümüz çıkmıştık. Benimle olan fotoğrafını duvar kağıdı yaptım. Görünce çok şaşıracak.

"Bir şey derse?" diye sordum muzipçe sırıtmaya devam ederek.

Feris omuz silkerek "Kolay kolay insanlara kızmaz o. Değiştireceğinden bile şüphe ediyorum." dediğinde kıkırdadık. Feza'nın kıpırdanmasıyla sustum. Umar'la da böyle olmak isterdim. Kafamı arkaya yaslayıp gözlerim kapattım. Kendime acı çektirmekten başka bir şey yapmıyorum.

Lal'in taktiği, uyursam belki geçer...

***

Tek bavulumla uçaktan inerek taksiyle Lal'in evine gittim. Çok heyecanlıydım. Zili çalarak ellerimle oynamaya başladım. Kapı açılınca sarılmak için Lal'e atlayacaktım ki Umar'ı görmemle ellerimi geri eski haline getirdim. Onda mimik oynamazken yüzümdeki gülüş yavaş yavaş soldu. 

İçeri geçmem için kenara kayıp "Geçebilirsin." dedi. Onun böyle soğuk davranması içimi acıtıyordu. O küçük kızın kalbi milyonuncu kez kırılıyordu farkında olmadan. İçeriden hiçbir ses gelmeyince "Lal nerede?" diye sordum.

"O iş için çıktı."

Tek başımıza aynı ortamda kalmak anlamsız olacağından "Gideyim o zaman ben. Akşam şey yaparım... Haber veririm." diyerek kapıya yöneldim. Umar'ın kolumdan çekmesiyle tökezlesem de çabuk toparladım.

Yan Komşu  ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin