72. Bölüm "Sevdiğim Kişi"

883 179 39
                                    

Qin Yang'ın "İşte buradasın." deme şekli He Jin'i neredeye gözyaşlarına boğuyordu. Ne kadar aptal olduğunu düşündü... Qin Yang onu sadece biraz umursamadı diye hemen savunmasız bir hale gelmiş ve bütün mantığını kaybetmişti. Önceden daha soğukkanlıydı...

Qin Yang ona biraz soğuksa ne olmuş? O hep meşguldü ve He Jin'in sadece daha fazla proaktif olması gerekiyordu!

He Jin içten içe kendini azarlıyordu, sonra ilerledi ve "Hastaneye gidelim, doktor yaranı tedavi etsin. Düzgün bir şekilde sarılınca daha iyi olur." diye önerdi.

Qin Yang He Jin'e baktığında onun ne kadar endişeli olduğunu fark etti ve artık ona çok kızgın değildi. Qin Yang aniden He Jin'in sempatik bir insan olabileceğini, sadece kendisini iyi ifade edemediğini düşündü.

Böyle bir düşünceyle Qin Yang tekrar özgüvenli bir hale geldi. Öyleyse, He Jin belki de düşündüğü gibi düz değildi? Kendi ilüzyonundan uyandı. Lanet olsun, He Jin heteroseksüel olsa bile peşinden giderdi, hiçbir şey coşkulu bir ruhu yenemez!

Hastaneye vardıklarında doktor basitçe sarılan bandajı çıkardı, kanın kuruduğunu ve bandaja yapıştığını gördü. Doktor bandajı çıkarmaya çalışırken Qin Yang kaşlarını çattı ve acıyla dudaklarını ısırdı, He Jin bunu izlerken üzgündü, dayanamayıp omzuna elini koydu "Çok acıyor mu?"

He Jin burada olmasaydı Qin Yang asla savunmasız tarafını açığa çıkarmazdı. Tenis kortunda düştüğünde biraz kaşlarını bile çatmamıştı, He Jin'in bu kadar endişeli olduğunu gördüğünden çok heyecanlıydı ve rol yapmak istiyordu, "Evet, acıyor."

He Jin, "..."

Doktor kırklarında olan bir erkekti, Qin Yang ile dalga geçti, "Çocuk değilsin, biraz acıya katlanamıyor musun?" Başını kaldırıp He Jin'e baktı, "Oldukça yakışıklısın, ama kızları etkilemek için daha sert olmalısın, bilirsin ya?"

Qin Yang, "..." (▔_▔|||)

Doktor bir kez daha kontrol etti ve sadece bir sıyrık olduğuna karar verdi, iğneye gerek yoktu. Sonra yarayı sterilize etti, temizledi ve sardı. Qin Yang bu sefer ses çıkarmadı. Doktor neşeyle başını salladı ve birkaç iltihap karşıtı ilaç yazdı, Qin Yang'a "İyileşmeden önce suyla temas etmesine izin verme. Yarın yine geleceksin ve tekrar yapacağız. Birkaç gün sonra iyi olacaksın." diye hatırlattı.

Qin Yang, "Tamam." diye cevapladı.

Doktor, "..."

Hastaneden çıktıklarında Qin Yang saati kontrol etti, maç bitmek üzereydi ve tenis kortuna geri dönmeye hiç niyeti yoktu.

He Jin öne atılıp "Neden öğrenci yurduna geri dönüp dinlenmiyorsun? Sana yemen için bir şeyler getireceğim."

Qin Yang düşündü, odasındaki kaskı hala kaldırmamıştı, geri dönüp odayı düzenlemek daha iyi olabilirdi. Başını salladı, "Tamam, yalnız gideceğim. İşini bitirdiğinde yurda gel." Sonra He Jin'e öğrenci kartını verdi.

"Gerek yok. Benim var." He Jin elini salladı, hemen arkasını döndü ve kafeteryaya yöneldi. Yemek zamanıydı ve bu yüzden kantinde yemekler raflara koyulmuştu. He Jin menünün bir fotoğrafını çekti ve ne istediğini sorarak Qin Yang'a gönderdi.

Qin Yang altı yemek ve iki kase pilav sipariş etti. He Jin kendisine tek kullanımlık yemek kutusu almıştı. Qin Yang'a "Ne iştah ama." diye cevap verdi.

Qin Yang, "Yaralıyım ve daha çok yemem gerekiyor." diye cevapladı.

He Jin gülmesine engel olamadı.

Geri dönüş yolunda He Jin maçı izlemeyi bitirmiş insanlarla karşılaştı. Hou Dongyan ona doğru koştu ve "Neden yalnızsın? Qin Yang ile değil miydin? Yarası nasıl?" diye sordu.

"Yurda döndü. Doktor ciddi olmadığını söyledi." He Jin yemek çantasını salladı, "Yemesi için bir şeyler götürüyorum."

Hou Dongyan kokladı ve acıkmış hissetti, "Ah hayır, beni de acıktırdın. Kantine gidiyorum, sonra görüşürüz!"

He Jin aceleyle dördüncü kata çıktı. 417 numaralı odaya vardığında kapının yarı kapalı olduğunu gördü. Tereddüt etmeden içeri girdi ama hemen Qin Yang'ın odasında başka bir ses duydu. He Jin hafifçe kapıyı tıklattı, koyu kırmızı kıyafetler içindeki genç önünde duruyordu, bu Qin Yang ile oynayan Zhang Xiao'ydu!

"He Jin?" Qin Yang ona doğru baktı, "İçeri gel!"

He Jin Zhang Xiao'ya hafifçe gülümsedi, o da bir gülümsemeyle karşılık verdi, kapıyı kapattı ve Qin Yang'a "Okul arkadaşın mı?" diye sordu.

Qin Yang masayı temizleyip He Jin'e yemek kutularını koyması için yer açmadan önce kısaca cevapladı "Evet."

Zhang Xiao Qin Yang'ın yatağına oturdu. Arkadaşının burada olduğunu görünce rahatsız etmek istemedi ve yemek kutularını verdikten sonra ayrılacaktı. Ama Qin Yang kolunu çekti, "Bizi rahatsız etmiyorsun. Az sonra gidiyor. Sonra gelip benimle ye."

Zhang Xiao hemen şakayla Qin Yang'ı azarladı, "Nadiren Hua Üniversitesi'ne geliyorum ve yaptığın tek şey beni göndermek mi?"

Qin Yang He Jin için bir sandalye çekti, sonra masadaki yemek kutularını işaret etti ve Zhang Xiao'ya "Hiçbir zaman kantinden yemiyorsun zaten." dedi.

Zhang Xiao elini salladı, "Bırak kalsın. Bir sonraki zaman öyleyse."

He Jin lisedeki kızlar ve erkekler hakkında konuşmalarını dinledi, yurtdışına çıkan, yabancı bir erkekle sevgili olan, yeni bir araba alan ve dahası... Bir yabancı gibi hissetti.

Hua Üniversitesi'nde birçok yabancı öğrenci olsa ve birçok yabancı öğrenci yurtdışında okumaya başvurabilse bile He Jin bunu yapmanın gerçekçi olmadığını düşünmüş ya da hiç düşünmemişti. Mezun olduktan sonra bile, Yüksek Lisans ve Doktora derecelerine devam etmek için Çin'de kalmayı tercih ederdi.

Her genç gibi, o da hala dış dünyanın özlemini çekiyordu. Kısa süre sonra sohbetlerine katıldı ve yavaş yavaş Zhang Xiao ve Qin Yang'ın farklı bir toplum düzeyinde olduğunu keşfetti.

Tong Xuan'ın bahsettiği "özel okul" terimi ona belirsiz bir fikir vermişse, öyleyse Qin Yang ve Zhang Xiao arasındaki konuşma, farkı daha güçlü hissettirmişti.

O anda Zhang Xiao aniden, "Bu arada, bunca zaman sonra hala yalnız mısın? Hala doğru olanı mı bekliyorsun?"

He Jin'in zihni boşaldı ve "Qin Yang'ın hoşlandığı biri var mı?" diye sordu. Aslında, Qin Yang uzun zaman önce ona bundan bahsetmişti, ama He Jin sadece yalnız olduğu gerçeğine dikkat etmişti. Şimdi tamamen farklı bir hikayeydi. Qin Yang'a karşı özel hisleri olduğu için doğal olarak bu gibi konulara karşı daha duyarlı hale gelmişti. Zhang Xiao "Bekliyor." da demişti, bu ne anlama geliyor?

Zhang Xiao, He Jin'e baktı ve "Evet, yıllar oldu. Kim olduğunu sordum ve bana o kişiyle bir oyunda tanıştığını söyledi..." dedi.

Qin Yang hızla Zhang Xiao'nun ağzını kapattı, "Kapa çeneni!"

Zhang Xiao güldü ve onu itti, "Seni yaşlı bakire, konuşma özgürlüğüm var!"

He Jin, Qin Yang'a, ardından tekrar Zhang Xiao'ya baktı. Qin Yang'ın yıllardır birinin hayranı olduğunu öğrendiğinde, ruh hali anında en alt noktaya düşmüştü. Ama "o kişiyle bir oyunda tanıştı." dediğinde, He Jin'in aklında bazı hassas düşünceler dolanıyordu... Artık ne hissedeceğini bilmiyordu!

Waiting For You OnlineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin