137. Bölüm "Annen Hasta"

640 109 43
                                    

He Jin hiçbir şey açıklamadan öylece duruyordu. Babası çok endişeliydi, Hou Dongyan'ı bir kenara itti ve tekrar parmağını He Jin'e doğrulttu, "Küçüklüğünden beri ne öğrettik biz sana? Nasıl böyle olabildin? Evi terk etmenin sebebi buysa direkt söyle. Görünüşe göre annen seni sıkı bir şekilde kontrol etmekle yanlış bir şey yapmamış. Sana karşı çok hoşgörülü olmuş olmam benim hatam. He Jin, beni çok hayal kırıklığına uğrattın!"

Babasının söylediklerini duyunca orada durmuş dayanmaya çalışan He Jin'in kalbi donmuştu, zorlukla dudaklarını aralayıp, "Baba, sen beni annemden daha çok anlarsın sanmıştım..."

Babası aniden, "Bir erkekle birlikte yaşıyorsun! Seni nasıl anlamamı bekliyorsun?!" diye bağırdı.

He Jin yumruklarını sıktı. Eğer şimdi düşündüklerini söylemezse sonsuza kadar pişman olurdu, "Baba beni hiç anlamaya çalıştın mı? Küçüklüğümden beri..." Ağlamaya başlamıştı, "Sen ve annem bana nasıl olduğumu, ne yapmak istediğimi, ne yapmak istemediğimi, nelerden nefret ettiğimi, neleri sevdiğimi hiç sormadınız. Ben bir insanım, düşüncelerim ve duygularım var, benim de kendi özgür iradem var. Ben sizin kuklanız ya da ruhsuz bir nesne değilim!"

Babası He Jin'in bu kadar kendini kaybetmesini beklemiyordu, söyledikleri karşısında afallamıştı.

Bir başladıktan sonra tüm dargınlığını bir kenara bırakmaya karar verdi, şimdi hiçbir şey onu durduramazdı, "Küçükken oyun oynamak istedim ama izin vermediniz, keman çalmak istedim, izin vermediniz. Umrunuzda olan tek şey akademik performansımdı ve ne zaman kötü bir şey yapsam, ya biriyle çıkıyor ya da birilerinin kötü etkisi altında kalmış olmalıydım... Bana bir aşk mektubu yazan bir kız vardı, sonra annem onu arayıp hakaret etmişti. Ne zaman onun isteklerine uymayan bir şey yapsam eleştirip hakaret ediyor, ondan ne kadar nefret ettiğim hakkında hiçbir fikrin yok senin! Büyüdüğüm zaman sevdiğim ve sevmediğim şeylere kendim karar verebilirim, istediğiniz üniversiteye girersem özgür olabilirim diye düşünmüştüm ama siz beni yine kendi isteklerinize göre yaşamaya zorluyorsunuz!"

Babası, "Hepsi sadece iyiliğin için..."

He Jin gözyaşlarına engel olmaya çalıştı, "Hiç sanmıyorum! Nefret edeceğim biri olmak istemiyorum ben!"

"Yani bu yüzden mi bir erkekle birlikte olmak zorundasın?" Babası başını salladı ve çaresizce, "He Jin, bu doğru bir şey değil. Anneni anlamıyorsan bile böyle olamazsın!" dedi.

He Jin ellerini kaldırıp umutsuzca, "Baba! Neden anlamıyorsun? Onunla oyalanmıyorum ben! Onunla birlikteyim çünkü ondan hoşlanıyorum ve buna razıyım! Sadece onunla olmak istiyorum, o kadar!"

Öfkesi zihnini kaplamış ve isyanı artık doruk noktasına ulaşmıştı. He Jin sakinleşemiyordu, sakinleşmeyi istemiyordu da zaten.

He Jin'in babası o kadar kızgındı ki bir şey söyleyemedi. Titreyerek elini kaldırdı, ona tekrar vurmak istiyor gibiydi ama Hou Dongyan onu tekrar durdurdu, birkaç kez "amca" diye seslendi.

Babasının yüzü bembeyazdı. Bir adım geriye gidip He Jin'in yatağına oturdu. Kendi kendine, "Olmaz... Mümkün değil, neden böyle oldu ki..." diye mırıldandı.

Hou Dongyan dinlerken araya girememişti, He Jin'in babasının aklını kaybetmesinden endişeleniyordu, aceleyle, "Amca, lütfen bu kadar sinirlenme. He Jin şu anda düşüncesizce davranıyor sadece. O okulda mükemmel bir öğrenci ve akademik olarak hep çok başarılı. Geçen dönem araştırmacılığa bile önerildi. Bence bu gerçekten iyi bir şey. Aslında toplum da şimdi çok daha açık fikirli... İnsanlar eskiye göre daha kolay kabulleniyorlar. Her şey eskisinden daha iyi. Ayrıca bugünlerde hiç sevgilisi olmamış olan var mı ki? He Jin'in daha önce güzel bir kız arkadaşı bile oldu. Bu şekilde devam edemeyeceğini düşünüyorsanız, eh, belki birlikte olmazlar." Hou Dongyan konuşurken gözlerini kısarak He Jin'e baktı ve tek amacının babasını rahatlatmak olduğunu ima etti.

Waiting For You OnlineWhere stories live. Discover now