132. Bölüm "Taşınmak"

652 123 36
                                    

Söylentiler ilk çıktığında, He Jin'in biraz ateşi vardı. Kendini iyi hissetmediği için bu sürecin çoğunda yurtta kaldı. Dedikoduları henüz fark etmemişti.

Dedikodu yapmak insanın doğasında olsa da, Hua Üniversitesi gibi üniversitelerdeki öğrencilerin büyük bir kısmının hiç umrunda değildi. He Jin'in karşı odasında kalan Big Head ve Brother Seven gibi çoğu sadece kendi dünyasında yaşıyordu.

Qin Yang yiyecek bir şeyler alıp yemek yaptı. Zamanı geldiğinde He Jin'e ilacını almasını hatırlatıp uyumasını söyledi. Çok ilgili bir erkek arkadaştı. Hou Dongyan bir şeyler duymuştu ama Qin Yang'ın tembihiyle He Jin'in önünde bu konudan bahsetmeye cesaret edemiyordu. Bu yüzden He Jin bir şeylerin yanlış olduğunu hissetmeye başladığında yaklaşık yarım ay geçmişti.

Bir gün danışmanı aradı ve fakülte ofisine gelmesini istedi. He Jin başta bunun araştırmacı olmakla ilgili bir şey olduğunu düşünüp ofise koştu. Beklenildiği gibi gerçekten bununla ilgiliydi.

"Xiao He, araştırmacı olmak hakkında kararını verdin mi?" Profesör Li direkt konuya girdi.

"Hala düşünüyorum." He Jin biraz utanmıştı.

"Geçen dönem notların iyiydi, bursun da verildi. Aldın mı bursunu? Sıkı çalışmaya devam et." Profesör Li belgelerini kontrol etti, "Birkaç gün önce sınıf arkadaşlarına seni sordum, bana son zamanlarda çok aktif olmadığını söylediler?" dedi.

"Evet, çalışmaktan yoruldum biraz." dedi He Jin dürüstçe.

"Açıkçası araştırmacı aradığımız zaman yüksek kapsamlı yetenekler arıyoruz. Her alanda oldukça iyisin ve fakültenin seni araştırmacı olarak tutmasıyla bir problemi yok. Bu nedenle karar verdiysen çalışmaktan vazgeçemezsin." Profesör Li konuşmaya devam ederken He Jin tüm dikkatini veremiyordu.

He Jin aniden okulda kalırsa çoğu zaman öğrencilerle iletişim kurması gerektiğini fark etti. Ayrıca öğrenci kulübündekilerin görevlerine benzer görevleri olurdu. Eh, klüpten bıkmıştı, ayrılma sebebi de buydu zaten. Bu yolu seçip sevmediği şeyi yapmak zorunda kalırsa bir anlamı olur muydu ki?

Bunu düşününce He Jin şimdiden reddetmek istedi.

Profesör Li konuşmaya devam etti ve aniden, "Ah doğru, He Jin, sana hatırlatmam gereken bir şey var." dedi.

He Jin zihnini toparlayıp ciddi bir şekilde Profesör Li'ye baktı.

Profesör Li sesini alçalttı ve ciddi bir şekilde, "2. sınıflardan Qin Yang ile yakınlaştığınızı duydum?" dedi.

He Jin aniden titredi, içinde çok kötü bir his vardı.

"Üniversite bu tür söylentilerle ilgilenebilecek nitelikte değil, ancak toplum henüz bu kadar açık fikirli bir hale gelmedi, özellikle de bu konuda. Araştırmacılar için sadece birkaç kontenjan var. Gözü üzerinde olan birçok kişi olduğundan yaptığın şeylere daha da dikkat etmelisin." He Jin'in yüzünün solduğunu gören Profesör Li duraksadı, "İkiniz de yetişkinsiniz, size ne yapacağınızı söylemeyeceğim. Çok önemli bir mesele değil. Pekala, şimdi gidebilirsin."

He Jin, ana konunun "araştırmacı olmak" olacağını düşünmüştü. Konuşmadan sonra bunun sadece bir bahne olduğunu, asıl amacın ondan "dikkat etmesini" istemek olduğunu anlamıştı!

Ofisten nasıl çıktığını bilmiyordu, bacakları demirle doldurulmuş gibiydi. Nisan ayında güneş henüz o kadar parlak değildi ama He Jin gözlerini açamıyordu.

Profesör Li'nin muhtemelen Qin Yang ile olan fotoğrafını gördüğünü düşündü. Ama bütün suçu artık Qin Yang'a yüklemek istemiyordu. Olay ilk gerçekleştiğinde Qin Yang'ın özrü onu duygulandırmıştı, o da öfkesine sıkı sıkı bağlı kalmayı seven biri değildi zaten. Er ya da geç bu baskıyla yüzleşmek zorunda olduğunu çok iyi biliyordu. Sadece her şey aniden olmuştu ve o bununla nasıl başa çıkacağını bilmiyordu.

Waiting For You OnlineWo Geschichten leben. Entdecke jetzt