6

675 73 67
                                    

Nihayet hafta sonu Leisure Cloud ve Wild Crane gelmişti.

Qin Yang ve He Jin, üç kişilik ailenin mümkün olan en kısa sürede birbiriyle buluşmasını sağlamak için Lantern'ı havaalanına götürmeyi planlamışlardı. Doğal olarak Dumpling evde yalnız kalmayı reddetmişti ve beraber gitmeye çok hevesliydi.

Bu birkaç gündür iki bebek sık sık beraber oynamış ve artık çok yakınlaşmışlardı.

He Jin havaalanına vardıktan sonra uçaktan yeni inen Wild Crane'i aradı ve onlara nerede olduklarını söyledi.

Lantern telepati yapıyormuş gibi hemen sessizleşmişti. Arabanın camına yaslanmış dikkatle dışarıya bakıyordu. İleride Leisure Cloud ve Wild Crane'i görünce başını pencere camına dayayarak heyecanla bağırmaya başladı. Babalarıyla tanışmak için sabırsızlanıyordu.

"Ah! Camı aç!" He Jin, Lantern'ın kendini ezerek zarar görmesinden endişelenip aceleyle Qin Yang'a seslendi.

Qin Yang düğmeye basar basmaz Lantern rüzgar gibi fırladı ve Wild Crane'in kollarına atladı. "Baba" diye bağırırken heyecanla bir aşağı bir yukarı zıplıyordu ve eskisi kadar çekingen görünmüyordu.

"Oh!" Wild Crane çok mutlu görünüyordu. Oyundaki bebeğinin önünde belirmesi hissiyatını hiç hayal etmemişti. O anda ne yapacağını bilemeyecek kadar heyecanlıydı.

Leisure Cloud için de aynıydı, elindeki valizi bırakıp iki elini havaya kaldırdı. O da Lantern'a sarılmak istiyor gibiydi ama Lantern hala Wild Crane'in kollarındaydı ve onları bölmek istemiyordu.

Dumpling de peşinden gitmek istemişti ama bu sahneyi görünce o da etkilendi. Sessizce He Jin'e uçtu ve babasından biraz sevgi göstermesini istedi.

Qin Yang kıskançlıkla, "Dumpling'in sana daha yakın olduğunu fark ettim, açıkçası bu üç yılda onunla en çok ben ilgileniyordum." dedi. Bu Lantern için de garipti. İki babayı aynı anda görmesine rağmen önce Wild Crane'e sarılmaya gitmişti.

He Jin bunun hakkında o kadar düşünmüyordu, gülümsedi."E yani, ben doğurdum."

"Evet, aynen." Qin Yang, Dumpling ile dalga geçercesine devam etti, "Bebeğim, neden bundan sonra Ah Jin'e anne demiyorsun?"

Dumpling'in gözleri parladı, "Tamam!"

He Jin, "..."

Birkaç gün sonra yılbaşıydı. Leisure Cloud ve Wild Crane, onlara özellikle Wild Crane'in annesi tarafından hazırlanan deniz ürünleri, pirinç kekleri ve çörek otlu mantı gibi birkaç yöresel yemek getirmişti. İkisi otelde kalmak istemişti ama Qin Yang onları hevesli görünce kendi evinde kalmaya davet etti.

"Ah, rahatsızlık vermez miyiz? Evinizin yakınlarında bir oda tutabiliriz." dedi Wild Crane.

Qin Yang direksiyona vurup şakayla, "Otele gitmek isteseniz bile oğlunuz istemeyebilir." dedi.

Wild Crane, "Ah? Neden?"

Qin Yang, "O artık Dumpling'imize ait. Değil mi oğlum?"

Dumpling kararlılıkla başını salladı, "Evet! Lantern benim karım!"

Lantern, Dumpling'e baktı ve hızla yüzünü Wild Crane'in kollarına gömdü. Ne inkar etmiş ne de kabul etmişti. Utangaç bir şekilde "Baba..." diye cevap verdi.

Leisure Cloud, "..."

Wild Crane delirmiş gibiydi, "Evlenmene kim izin verdi?!"

Qin Yang, "Eh... Lantern'ın Dumpling'imle birlikte olacağını söylememiş miydin?"

Waiting For You OnlineDonde viven las historias. Descúbrelo ahora