Bölüm 2 ''Umut''

1.9K 165 69
                                    

Medya: Bölümde geçen şarkı.

Bostancı Amca-Denk Geliriz Belki

📚📚📚

Kaşlarım çatıldı.

Daha okuduğum şeyi idrak edemeden karşımdan bir ıslık duydum. Kafamı kaldırıp sesin geldiği yöne baktım. İçimden okkalı bir küfür savurdum.

Gerçekten! Aklıma gelen başıma gelmek zorunda değildi.

Dörtlü bir erkek grubu bu tarafa doğru geliyorlardı ve hafiften sallanıyorlardı. Sarhoş gibilerdi. İki tanesiyle baş edebilirdim. Belki çok ama çok zorlarsam üçü de olurdu. Ama bunun için bile biraz cılız olmaları gerekiyordu. Gelenlerin hepsi benim neredeyse iki katımdı.

Yavaş yavaş bana yaklaşıyorlardı ve ben onlar yaklaştıkça daha çok geriliyordum. Yine de bozuntuya vermemeye çalıştım. Sessizce yanlarından geçip gidersem bana yaklaşmayacaklarına inanmaya çalıştım. Bu inancımın çürümesi pek de uzun sürmedi.

''Vay! Sanırım bir yavru ceylan bulduk beyler!'' dedi içlerinden bir tanesi. Bunu söylerken gözleri beni buldu.

Çok geçmeden aradaki mesafe kapandı. Sözlerini umursamadan çekip gitmeye çalıştım. Tam gidecekken içlerinden bir tanesi kolumu tuttu.

''Yalnızsın galiba güzelim?'' dedi iğrenç bir gülüşle.

Hızlıca kolumu çektim. ''Çek o pis ellerini!'' dedim hiddetle.

Arkamı dönüp koşacakken, diğerlerinin etrafımda bir çember oluşturduğunu gördüm. Hepsinin yüzünde mide bulandırıcı ifadeler vardı. Bu sefer bir diğeri tuttu kolumu. Ama bu, diğerinden daha sert bir tutuştu. Öyle ki çabalamama rağmen kolumu bırakmamıştı.

Ne kadar uğraşsam da kolumu bir türlü bırakmamıştı. En sonunda aç gözlerle üzerime doğru gelmeye başladılar.

O an gelen ani cesaretle kendimi savunmam gerektiğini kavradım. Evet, onları alt etmem zordu. Ama imkansız değildi. Denemek zorundaydım. Tam var gücümle tekme atmaya hazırlanırken bir ses duyuldu.

''Kızı bırakın. Hemen!''

İçimde yeşeren umutla sesin geldiği yöne bakmaya çalıştım.

Sokak lambasının altında bir beden vardı. Erkek bedenine benziyordu. Zaten sesi de kalındı. 1.80 boylarında gibi duruyordu. Sokak lambasından saçılan ışık yüzüne gölgeler düşürmüştü. Bu nedenle yüzünü tam olarak seçemiyordum.

Sapık sürüsünden bir erkek beni tutmaya devam ederken, bir diğeri öne çıktı.

''Bırakmazsak ne olur lan!?''

Sakince omuz silkti. ''Hiç. Sadece Allah'ınıza kavuşursunuz.''

O kadar rahattı ki, bu rahatlığına ağlayasım geldi.

Çocuk bu kadar özgüvenli bir sesle konuşunca, diğerleri sinirlenmiş olmalıydı. Çünkü beni tutan hariç, hepsi onun üstüne doğru yürümeye başladı.

Pisliklerden biri yumruğunu kaldırıp çocuğa doğru savurdu. Çocuk ani bir refleksle yumruktan kurtulup, karşı atak yaptı. İkinci vuruşunda adamı yere sermişti.

Diğerleri bunun üzerine daha çok bilendiler. Üçü birden üstüne yürümeye başladı. Böyle duramazdım. Ona yardım etmem gerekiyordu. Önce beni tutandan kurtulmam lazımdı.

Arkamda duruyordu. Ayağımı kaldırdığım gibi bacağına geçirdim. Acı içinde kıvranırken ister istemez eli gevşemişti. Bunu fırsat bilerek bileğini tutup kıvırdım. Ardından bir de kafa atarak saf dışı kalmasını sağladım.

Gardenya Yakamozu Where stories live. Discover now