Bölüm 12 ''Bu Kız''

1.3K 114 35
                                    

Medya: Bu kız ona güzel hayaller gördürür.

Son Feci Bisiklet-Bu Kız

📚📚📚

Yazar Anlatımıyla...

Umut'un kafası yavaş yavaş gitmeye başlamıştı. Ama hiçbir şey planladığı gibi gitmiyordu. Bu içkinin, ona unutturması gerekiyordu. Olmuyordu. Kardeşinin 'Bana öyle seslenme!' diye bağırışı adeta kulaklarında çınlıyordu.

Ellerini kulaklarına kapattı. ''Sus artık...'' diye mırıldandı sessizce. Birilerine bir şeyler anlatmak istiyordu, kafasını dağıtacak bir şeyler.

Görkem'i karşısına çağırdı. Arkadaşının bu halini görünce elindeki işleri bırakıp oturdu yanına.

Umut gülümsedi güzelce. ''Sana onu anlatayım mı?''

Görkem'in kaşları havalandı. ''Kimi?''

Doğru ya, Umut onu hep kendisine saklamak istemişti. Onu da elinden alırlar diye korkmuş, kimseye söylememişti.

Görkem'in kulağına eğildi. ''Gardenya'mı.''

''O kim oğlum?''

Derin bir nefes aldı. ''Bir tane bir kız. Bir tanem bir kız. Böyle çok güzel saçları var, upuzun ama. Görsen bir, nasıl güzel. Sonra bir de gözleri var. Sinirlendiği zaman ateş saçıyor, ağladığı zaman bütün dünyanın yükünü üstlenmişim gibi hissediyorum. Sonra yanağında küçük bir gamze var. Ne mimik yaparsa yapsın hep beliriyor orada. Kitap okumaya bayılıyor, en çok kitap karakterlerini seviyor. Bir de babasını. O enlerin içinde olmak isterdim...''

Görkem'e baktı. ''Sonraa...'' dedi uzata uzata. ''Çok güzel bir gülümsemesi var, insanın içinde çiçekler açtıracak cinsten. En azından benim içimde.'' Kaşlarını çattı. ''Seninkinde açtırmasın zaten.''

Görkem kıs kıs güldü onun bu haline. Aynı anda bar tezgahının üzerinde duran telefonu öttü.

Gardenyam: Neredesin Umut?

Umut'un kişisel hattına yazmıştı. Umut ne yaptığını bilmeden konum attı ona. Bu yaptığını fark etmedi bile. Telefonu kapatıp tekrar arkadaşına döndü.

''Ama o beni arkadaşı olarak görüyor. Hatta belki öyle bile görmüyordur, sadece ortağının oğlu da olabilirim.'' Dedi çaresizce.

Bir yandan hala viski içiyordu. Görkem 'dur' diyordu fakat asla durmuyordu.

Aradan yarım saat geçti. Umut'un telefonu çalmaya başladı. Ama Umut'un kafası açacak kadar yerinde değildi. Bunu fark eden Görkem aramayı cevapladı. Bu, galiba Umut'un anlattığı kızdı.

Görkem açar açmaz Mevsim telaşla konuşmaya başladı. ''Alo? Umut? Dışarı gel lütfen! Ben bu kalabalıkta oraya giremem, buraya gelmen gerekiyor.''

''Selam, Görkem ben. Umut'un arkadaşıyım. Sen şu an neredesin?'' dedi Umut'a bakarken.

''Selam, Mistletoe Bar'ın önündeyim. Ama içeri giremiyorum.''

''Rica etsem telefonu korumalardan birine verir misin?''

Mevsim korumalara yaklaşıp telefonu birine uzattı. Korumanın başta kaşları çatılsa da telefonu eline aldı.

''Alo?''

Görkem telefonun sesinden bu korumanın Kerim olduğunu anladı. ''Kerim? Görkem ben. Telefonun sahibi hanımefendiye içeriye kadar eşlik edip yanımıza getir lütfen.''

Kerim, telefondakinin, patronu olduğunu sesinden anlamıştı zaten. ''Elbette, efendim.''

Kerim telefonu kapatıp kıza uzattı. Ardından eliyle içeriyi işaret etti. ''Buyurun lütfen, Görkem Bey'in yanına kadar size eşlik edeceğim.''

Gardenya Yakamozu Where stories live. Discover now