Bölüm 15 ''Canım Yanıyor...''

1.4K 120 71
                                    

Medya: Canım yanıyor.

Çağan Şengül-Canım Yanıyor

📚📚📚

17 Yıl Önce...

''Biy küçücük Meysimcik vaymııışş. Kıylayda kooşay oynaymışş...''

Minik kız neşeyle annesine çiçek topluyor, bir yandan da babasının ona öğrettiği şarkıyı mırıldanıyordu. Bazı kelimeleri hala yuvarlayarak söylüyordu. Dili tam dönmüyordu. Ama bu küçük kıza çok tatlı bir ifade sağlıyordu.

Elindeki çiçeklere bakarken kıkırdadı. Dün babası eve elinde çiçekle geldiğinde annesi gülmüştü. Şimdi o da babası gibi annesine çiçek götürüp onu mutlu edecekti. Belki o zaman artık ona sinirli bakmayı bırakır, onu da severdi.

Yeterince topladığına kanaat getirince seke seke eve yürümeye başlamıştı. Üstü biraz çamur olmuştu ama başka elbiselerinden de giyebilirdi. Şu an sadece annesini mutlu etmek istiyordu.

Kapıdan içeri girdiğinde bağırmaya başladı. ''Annee! Anne, bak sana ne getiydiim!?''

Annesi merdivenlerin başında göründü. Kaşları yine çatıktı ama belki Mevsim arkasına sakladığı çiçekleri gösterince gülümserdi.

Annesi çok güzel bir kadındı. Hep ona hayran olurdu. Çok güzel giyinir, çok güzel gülümserdi. O öyle düşünürdü.

Annesinin kaşları çatıldı. ''Ne bağırıyorsun!? Sana kaç kere bu evde bağırmak yasak demedim mi ben!?''

Mevsim suçlulukla dudağını sarkıtıp başını öne eğdi. Ama bu içindeki umudu bozmadı. Kafasını biraz kaldırıp arkasındaki çiçekleri öne uzattı.

''Ama sana çiçek topyadım. Dün babam alınca mutlu olmuştuuun.'' Dedi uzatarak.

Annesi Mevsim'in kollarına baktı. Çamur izleri vardı. Elbisesinin de bazı yerleri çamur olmuştu. Kaşlarını daha da çattı. Gözlerinden neredeyse ateş çıkacaktı. Mevsim bu bakışları görünce biraz daha korktu. O bakışları biliyordu çünkü. Sonu, onun için daha hiç iyi bitmemişti. 'Umarım bu farklı olur' diye geçirdi içinden.

Kadın bir hışımla çiçekleri alıp yere attı. ''Üstünü batırma denmedi mi sana!? Ne bu üstünün hali!? Bizim gibi saygın insanların kızına yakışıyor mu!?''

Mevsim biraz daha sindi olduğu yere. Annesi içeri seslendi. ''Hizmetçiler! Leyla! Buraya gelin hemen.''

Bir kadın koşa koşa yanlarına geldi. ''Buyurun, Efsun Hanım?'' dedi saygıyla. Bu kadını günahı kadar sevmiyordu ama ekmek parası için katlanmak zorundaydı.

''Temizleyin çabuk şurayı! Ben size Mevsim dışarı çıkmayacak, üstünü batırmayacak demedim mi!? Dediklerimi yapmıyorsanız ne diye para alıyorsunuz siz!?''

Mevsim araya girmeye çalıştı. ''Anne, onlayın biy suçu yok ki. Ben gizlice çıktım.''

Ve Mevsim bunun doğru bir hareket olmadığını aynı saniye içinde anladı. Kadın, küçük kıza okkalı bir tokat attı. ''Bir de söylüyorsun! Utanmaz çocuk!''

Hizmetliye döndü. ''Burayı temizle. Hemen!''

Ardından Mevsim'in kolunu tutup sürükleye sürükleye odasına çıkarttı. Bir yandan da söyleniyordu.

''Akıllanmayacaksın sen! Seni yıkayayım da aklın başına gelsin! Bir daha yapabiliyor musun bakayım!?''

Hızlıca küçük kızı küvetin içine fırlatıp kıyafetlerini çıkarttı. O kadar hızlı yapıyordu ki, Mevsim'in canı yanıyordu. Ama yine de sevinmişti. Annesi ona ilk kez banyo yaptıracaktı.

Gardenya Yakamozu Where stories live. Discover now