Bölüm 20 ''Bize Ait Şiirler''

1K 88 13
                                    

Medya: Sen varsan var, yoksan yokum.

İkiye On Kala-Kendimi Sende Buldum

📚📚📚

Elini bana doğru uzattı. ''Tut elimi, birlikte atlayalım.''

Dediği şeyi yapıp, ikiletmeden eline uzandım. Saymaya başladı. ''1...2...3...''

Aynı anda kendimizi suya bıraktık.

Kamp yaptığımız yerin hemen yanındaki göldeydik. Deniz, gelirken çantama mayo da koymamı önermişti. Bir bildiği olduğunu düşünerek bir de mayo sıkıştırmıştım. Şu an bunun için şükrediyordum. Siyah, halter yaka bir mayoydu. Göbeğinde çapraz ip detayları vardı yalnızca. İki parçaymış ama iple birleştirilmiş gibi duruyordu.

Yapacak daha iyi bir aktivitemiz olmadığı için yüzecektik

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yapacak daha iyi bir aktivitemiz olmadığı için yüzecektik. Eğlenceli olacaktı.

En sonunda suyun yüzeyine çıktım. Ayaklarım yere basmıyordu. Sorun değildi, yüzme biliyordum. Zaten aşırı bir mesafe de yoktu. Ellerimle yüzüme gelen saçlarımı geriye attım. Bir yandan da batmamak adına hafifçe ayaklarımı çırpıyordum.

Kısa bir süre sonra biraz ilerimde Deniz gözüktü. Saçını geriye doğru savurdu. Dizilerdeki ağır çekim sahnelerinde hissettim bir an kendimi. Bir iki kulaçta yanıma geldi.

Hiç beklemediğim bir anda tek elini belime atıp beni kendine çekti. Bunu beklemediğim için küçük ama neşeli bir çığlık kaçtı dudaklarımdan. Bir yandan da boş bulunduğum için kollarımı boynuna sarmıştım. Benim aksime onun ayakları yere tam basıyordu.

''Ne yapıyorsun?'' dedim gülerek.

Küçük bir tebessüm peyda oldu dudaklarında. O, çok güzel gülüyordu. ''Sormam gereken bir hesap var.'' Dedi sakince.

Kaşlarımı kaldırıp soran gözlerle ona baktım. ''Ne hesabı?''

Boştaki elini yüzüme getirdi. Yumuşacık hareketlerle göz altlarımı okşadı. ''Bu gözler neden bu kadar yorgun, neden mosmor güzelim?''

İçimden kendime lanetler okudum. Suya girdiğim için gözlerimin altına sürdüğüm kapatıcı akmış olmalıydı.

Yutkunup dudaklarımı ısırdım. Bakışları anlık olarak dudaklarıma kaydı. Anında tekrar gözlerime döndü. Suçlu bakışlarla gözlerine baktım. ''Söyleyeceğim, ama kızmak yok?'' dedim şirin bir şekilde, pazarlık yapmaya çalışarak.

Kafasını geriye atarak güldü. Bir yandan da homurdanıyordu. ''Sen bunu dediğine göre kesin kızacağım bir şey.''

Şirin ifadem devam ederken tekrar konuştum. ''Kızmamalısın. Lütfen?''

Cümlemle istemsizce güldüm. Ben gülünce o da güldü.

''Söyle hadi, kızmamaya çalışacağım.'' Dedi ikna eder ses tonuyla.

Gardenya Yakamozu Where stories live. Discover now