Bölüm 23 ''Sarhoş Eden Ten''

977 85 78
                                    

Medya: Şaraplar ve Mevsim.

Mert Şenel-Şaraplar ve Kadınlar

📚📚📚

Ellerimi diz kapaklarımın üzerine koyarak öne doğru eğildim. Zaman geçtikçe geriliyordum. Yine ne olmuştu da Arden benimle konuşacaktı? Yine hangi büyük suçu işlemiştim ben?

Telefon geleli yirmi dakikaya yakın olmuştu. Yirmi dakikadır diken üstündeydim. Gözünde bu sefer nasıl bir konuma düştüğümü merak ediyordum.

Tedirgin bekleyişim sürerken hızla kapı açıldı. Ayağa kalktığımı fark edememiştim bile. Kapının açılmasıyla, Arden'in hızla gelip yüzüme bir yumruk savurması bir olmuştu. Hazırlıksız yakalandığım için bir iki adım geriye sendeledim.

Babam sağlam kazık atmış, belli. Yoksa şiddete başvurmazdı.

Ben düşüncelerimde dolanırken hırsını alamamış olacak ki, bir iki yumruk daha attı. Engel olmadım. Hayatımın içine sıçılmış zaten, engel olsam ne değişecek?

En sonunda Görkem bu halime dayanamayıp Arden'i üzerimden aldı. ''Yeter Arden!'' dedi sert sesiyle.

Arden silkelenip Görkem'in tuttuğu kolunu kurtardı. Alev topu olan gözlerini bana çevirdi.

Dudağımın kenarında hissettiğim sıcaklıkla elimi oraya götürdüm. Elime bulaşan sıvıya baktım. Dudaklarımda ruhsuz bir gülümseme belirdi. Halsiz halsiz biraz önce kalktığım koltuğa oturdum.

Usanmış bir tavırla kardeşime baktım. ''Yine ne yaptım?''

Kaşları çatıldı, gözleri doldu. Bakışları pişman bir hal aldı. Ne olmuştu böyle?

Kızgınlıkla konuşmaya başladı. ''Nasıl anlatmazsın bana olanları!? Nasıl izin verdin bütün olanlara sen!? Nasıl başa çıktın onca acıyla!? Ne yaptın sen Umut!?''

Ben de kaşlarımı çattım. Olanlara anlam veremedim. ''Neyden bahsediyorsun Arden?''

İçeri girdiğinde yere fırlattığı çantasını alıp karıştırmaya başladı. En sonunda aradığı şeyi buldu ve çantayı tekrar yere fırlattı. Eline aldığı şeyi de bana.

Ani bir refleksle tuttuğum şeye baktım. Bir defterdi.

Hayır, bir defter değildi.

O, benim günlüğümdü.

Arden bunu nereden bulmuştu?

''Nereden buldun bunu?'' dedim buz gibi sesimle. Cevap vermedi. ''Nereden buldun bunu Arden!?'' dedim kükreyerek. Sesim bütün odada yankılanmıştı. ''Nasıl geçti eline!?''

''Önemli olan bu mu şu an? Asıl konumuz bu mu?'' dedi benim aksime daha sakin olan sesiyle.

''Bunları okumaman gerekiyordu!'' dedim sinirle. Sesimde sinirin yanı sıra saf bir acı da vardı. Eğer hepsini okuduysa kendini suçlardı, biliyordum.

Derin bir şekilde yutkundu. ''Özür dilerim...'' Benim minik kardeşimin gözünden bir damla yaş düştü. ''Ağabey.''

Benim minik kardeşim bana ilk kez adımla hitap etmedi.

''Gel buraya!'' dedim kollarımı ileri uzatarak. Arden'e doya doya sarıldım. Gözlerinden yaşlar dökülüyordu. İlk defa kardeşimi teselli edebildim. Kötü biri olmadığımı gösterebildim.

En nihayetinde ikimiz de biraz daha sakinleştik. Koltuklara karşılıklı bir şekilde oturduk. Oturduğumuz an kapı tekrar çat diye açıldı. Üçümüz de kapıya döndük.

Kapıda nefes nefese kalmış, yüzünde korku ifadeleri gezinen bir Asya vardı. Arden'in sevgilisi.

Arden onu görünce ayağa kalkıp yanına gitti. Hiç vakit kaybetmeden sevgilisine sarıldı.

Gardenya Yakamozu Where stories live. Discover now