Bölüm 10 ''Küçük Kardeşim''

1.2K 100 33
                                    

Medya: O kötü biri değil, gerçekten.

Toygar Işıklı-Ben Kötü Biri Değilim

📚📚📚

''Merhaba... Kardeşim.''

Sesinden resmen özlem akıyordu. İçim gitmişti sesine.

Arden'in kaşları çatıldı, olabildiği kadar. ''Senin kardeşin falan değilim ben! Bana öyle seslenme!''

Umut'un çenesi kasıldı ve gözlerini yumdu. Sol gözünden bir damla yaş aktı.

''Arden, sakin ol...'' dedi sevgilisi kısık bir sesle. Bir yandan da kolunu okşuyordu. Ama Arden sakinleşmedi. Abisine baktı tekrar.

''Söz verdin! Bana dokunmayacaktınız, beni rahat bırakacaktınız artık! Bunun için o adamın istediği her şeyi yaptım! Ne işin var burada!?'' dedi bağırarak. Kafedeki birkaç göz bize dönmüştü.

Umut'un yanına yaklaştım. ''Gidelim hadi. Sonra konuşursunuz...''

Transta gibiydi. Onu kolundan tuttum ve sürüklemeye başladım. Kafenin dışına çıkıp arabasına yöneldik. Anahtarı elindeydi. Elinden alıp, onu sürücü koltuğunun yanına oturttum ve ben de sürücü koltuğuna geçtim.

Evime doğru sürmeye başladım. Kısa zamanda eve geldik. Hala tek kelime etmemişti. Arabadan inip beni takip etti. Kapıyı açtığımda sorgusuzca girip beni bekledi. Onu salona yönlendirdim ve oturdu. Mutfağa geçip elime bir bardak su aldım.

''İç lütfen.''

Elimden alıp bir yudum içti ve önündeki masaya koydu. Elleri titriyordu.

Elimi kaldırıp yanağına koydum. ''İyi misin?''

Bunu bekliyormuş gibi gözlerinden yaşlar inmeye başladı. Başını iki yana salladı yalnızca. Ağlayan insanlardan etkilenen bir insandım ve tanıdığım bir insan ağladı an ağlamaya başlardım. Bu yüzden benim de gözüm dolmuştu.

Dilimden teselli kelimesi dökülmedi. Kollarımı uzattım yalnızca, istediği kadar sarılabilirdi. Ellerini belime sardı ve hıçkırarak ağlamaya devam etti.

Yarım saat boyunca hıçkırarak ağladı, hiç durmadı. Ben de bu sürede ona eşlik etmiştim.

En sonunda biraz sakinleşince geriledi. Göz göze geldik. Gözleri kızarmış ve şişmişti. Burnun ucu da aynı şekilde biraz kırmızıydı. Benim de ondan farkım yoktu sanırım.

''Sen neden ağladın?'' diye sordu boğuk çıkan sesiyle.

Buruk bir şekilde gülümsedim. ''Sevdiğim insanlar ağlayınca otomatik olarak ağlıyorum.''

O da zoraki bir şekilde gülümsedi.

''İyi misin biraz daha?'' dedim anlayışla.

Omuz silkti. ''Üzgünüm. Çok üzgünüm hem de. Ama üzülmeye hakkım bile yok, haklı çünkü. Dibine kadar haklı. Bir kez bile abiliğimi gösteremedim ben ona. Ama elimde değildi, yemin ederim elimde değildi.'' Dedi dolu gözleriyle. Derin bir nefes aldı. ''Onun için yaptım her şeyi. O mutlu olsun diye. Başka bir amacım yoktu, gerçekten yoktu.''

Sanki beni inandırmaya, bir şeyler ispatlamak istiyor gibiydi. ''Şş, sakin ol. Ben sana inanıyorum, tamam mı?'' dedim samimi bir sesle.

Kollarını tekrar belime sardı. ''Teşekkür ederim...''

Gülümsedim ben de. ''Rica ederim. Biz arkadaşız, hep seninleyim.''

Kollarımın altındaki bedeninin kasıldığını hissettim. Bir şey demedi, sessizce sarılmaya devam etti.

Gardenya Yakamozu Where stories live. Discover now