Bölüm 18 ''Mutlu Sonlu Masallar''

1.1K 86 41
                                    

Medya: Son gitmekle gelmiyor.

Rehber-Büyük Saat

📚📚📚

Deniz'den

Okudum şeyi anlamaya çalışıyordum. Bu şeyi elbette ben hazırlamamıştım. Babamın şimdiki amacı neydi?

Mevsim'in tedirgin bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Donmuş kalmıştım, bir tepki veremiyordum.

En sonunda kendime gelince hızla sehpanın üzerindeki telefonu elime aldım.

Haldun Vailor aranıyor...

''Efendim?''

''Ne yaptın sen!?'' derken adeta kükremiştim. Mevsim'in yerinde sıçradığını gördüm. Üzgünüm güzelim...

Rahat rahat cevap verdi. ''Ne yapmışım?''

''Bir de soruyor musun? Ne demek 'Arden ülkeden ayrılacak'!? Nasıl bir vasiyet bu? Kim, ne zaman senden böyle bir şey istedi?''

''Öncelikle o sesini kıs Umut. Kardeşin dik başlılığının cezasını çekecek. Sen de elindeki belgeyi paşa paşa kabul edeceksin.''

Alayla güldüm. ''Rüya görüyorsun, böyle bir şey olmayacak. Bu belgeyi yırtıp atacağım!''

Sesli bir şekilde kahkaha attı. ''Komik çocuk. Mevsim'in zarar görmesini, pardon pardon. Daha fazla zarar görmesini istemezsin, değil mi?''

Ne yani, o mu yapmıştı? Benim yüzümden? ''N-ne demek istiyorsun?''

Daha neşeli bir kahkaha attı. ''Annesi de tam paragöz bir kadınmış, biliyor musun? Halbuki daha parayı vermemiştim bile, sorgulamadan karşısına çıktı. Üstelik Mevsim'de kalıcı hasar bırakacağını da biliyordu.''

Duyduğum her kelime beynimde balyoz etkisi yaratıyordu. Kalıcı hasar derken neyden bahsediyordu bu adam? ''O belge kalacak Umut. Sana o şehre gitmemeni söyledim, kesin bir dille uyardım. Hayatında ilk defa beni dinlemedin. Şimdi seçim senin. Ya kardeşinden uzak duracaksın ama herkes mutlu bir şekilde yaşayacak, ya da Mevsim git gide daha da kötüleşecek. İnan bana bu çok kolay.''

Bir şey dememi beklemeden telefonu kapattı. Yine çıkmaza sokmuştu beni. Ben onu hep dinlememiştim. O her şeyi bana tehditle yaptırmıştı.

Yapmazsan kardeşin yapmak zorunda kalır.

Yapmazsan kardeşin zarar görür.

Yapmazsan onun hayatına girerim.

Mevsim'in koluma dokunduğunu hissettim. ''İyi misin?'' dedi tedirgince.

Gözlerimi yerden ayırıp ona baktım. ''Bana anlatmadığın ne var?'' Gözlerinde endişe gördüm, kararsızlık vardı. ''Anlat bana güzelim.''

Bunu söylememle gözleri doldu. Gözlerini kırpıştırınca bir damla yaş düştü. Dayanamayıp göğsüme çektim. ''Ağlama Gardenya'm. Ağla diye sormadım.''

Ağlaması canımı acıtıyordu. O ağlamamalıydı, hep gülmeliydi.

Burnunu çekip konuşmaya başladı. ''Ama anlatırsam gitmezsin değil mi? Beni suçlamazsın?''

Hafifçe geri çekilip yüzünü avuçlarıma aldım. ''O nasıl söz öyle? Gitmem tabii ki, ne olursa olsun.''

Uysalca kafasını salladı. ''Benim annem... Bilmiyorum. Hani bu dizilerde zengin kadınlar olur ya, her şeye, herkese tepeden bakan?'' Derin bir nefes aldı. ''Benim annem onlardandı. Babamla görücü usulü evlenmişlerdi. Annem evlenmeden önce maddi durumları iyi değilmiş. Anlaşmalı bir şekilde babamla evlenmişler. Sonra ne olduysa annem bana hamile kalmış.''

Gardenya Yakamozu Where stories live. Discover now