𝓚𝓪𝓻𝓵 𝓗𝓮𝓲𝓼𝓮𝓷𝓫𝓮𝓻𝓰

741 35 6
                                    

𝔄𝔯𝔪𝔢𝔡 𝔞𝔫𝔡 𝔇𝔞𝔫𝔤𝔢𝔯𝔬𝔲𝔰

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

𝔄𝔯𝔪𝔢𝔡 𝔞𝔫𝔡 𝔇𝔞𝔫𝔤𝔢𝔯𝔬𝔲𝔰

"Bunun hesabını vereceksiniz. Yapacağınız en büyük hatayı yaptınız?"

"Anne Miranda, o bize onun sizi ayarttığını söyledi. Biz sizi korumak için ama şimdi... Biz silahlı ve tehlikeliyiz..."

"Afedersin! Tehlikeliyiz..."

Köylüler silahlarını lordun karşısında doğrulturken, Karl hiçbir şey görmüyormuş gibi bedenini kollarının arasına almıştı. Anne Miranda yüzünden köy halkı seni taşlamaya başlamıştı.

...

Köy halkından tamamen bağımsız yaşayan yalnız araştırmacı bir kadındın. Köye yalnızca alış veriş yapmaya inerdin. Zamanının çoğunu evinin yakınında bulunan ormanda geçirmeyi uygun görürdün. Doğayı incelemek ve doğanın vaat ettikleriyle yeni şeyler keşfetmeyi severdin. Zamanının çoğunu bitkileri inceleyerek geçirirdin. Bitkiler üzerine yazılar yazar, bilimsel makaleler okurdun. Zamanla köylülerin dilinde sürekli bir efsane gibi dolaşan dört lordu merak etmeye başlamıştın. Köylülerin anlattıkları hikayelerin mistik havası istemsizce seni sürüklemişti. Bir gün orman içerisinde o kadar ilerlemiştin ki açıklığa geldiğinde kendini terk edilmiş bir fabrikada bulmayı beklemiyordun.

Şaşkınlıkla etrafa bakıyordun. Ne kadar ilginç olduğunu anlatamazdın ama bir anda karşına çıkan robotlarla ne yapacağını şaşırmış gibiydin. İzinsiz girişini anlamışlar gibi üzerine gelmeye başlamışlardı. Geri geri giderken takıldın ve yere düştün. Testere kolları son anda durduğunda yüzünüzün birkaç santim karşısında olan bıçaklarla yutkunup sürünerek uzaklaştın. Robotları durdurana baktın. Trenç kotlu, gümüş saçlı, yakışıklı bir adam gözlüğünü hafifçe indirip sana baktığında yutkunmadan edemedin. Şapkasını hafifçe düzeltti. Yüzündeki gülümsemeye takılı kalmıştı gözlerin.

"Ben kayboldum ve bunlar birden..."

"Bir tür güvenlik sistemi Bayan..."

İsmini bilmediği için duraksadı. Sen ise onu devam ettirdin.

"Y/N Y/L/N!"

"Bayan Y/L/N! Ben Karl Heisenberg, size yardım etmeme izin verin."

Onun gizemli havasına kapılmamak elde değildi. Sende istemsizce ona kapılmıştın. Onun tehlikeli havasını hissediyordun ama bu yüzünü hiç sana göstermiyordu. Onu fazlasıyla iyi biri olarak tanımıştın. Bilimsel araştırmalarını bitkiler üzerinde yapmayı bir kenara bakıp, Karl'ın eşsiz gücünün kaynağının ne olduğuna yönelmiştin. Yetenekleri seni büyülüyordu. O metale hükmediyordu. Güçlerini yanında göstermemişti elbette. Bunu tamamen tesadüfen öğrenmiştin. O gün onu ziyaret etmeye geldiğinde gücüne tanık olduğunda hayran bakışlarını üzerinde hissetmiş gibi seni farketmişti. O günden sonra ilgin tamamen değişmişti. Günün çoğunu onun yanında geçiriyordun. Ona çokça sorular soruyordun. Ama çoğunu yanıtsız bırakıyordu.

Bitkiler üzerine araştırmalarına devam etmek için patronundan baskı aldığında küçük yazılar yazmaya devam etme kararı almıştın. O gün ormanda inceleme yaparken, köylülerden birisinin saldırısına uğrayacağını düşünmemiştin. Korku seni kemirirken, tanımadığın bir adamın sana sahip olma düşüncesi seni tiksindirmişti.

"Lütfen bırak beni!"

"Bırakmak mı? Daha çok eğleneceğiz!"

Çığlıklarını susturmak için eli ağzına giderken, boğazına saplanan bir bıçak onu hareketsiz bırakmıştı. Ne olduğunu, nasıl olduğunu anlamamıştın ama üzerindeki ölü bedeni iterek hızla uzaklaştığında onunla karşılaşmıştın. Karl öfkesini dizginleyip yanına geldiğinde ona sıkıca sarılmış ve kollarında ağlamaya başlamıştın. Evine gidemedin, korkunun seni kemireceğini tüm gece gözünü kırpmadan gündüz edeceğini biliyordun. Bu yüzden Karl o gece yanında kaldı. Onun kollarında uyudun. Uyandığında ise yine onun kollarındaydın. İşin garip yanı bunu sevmiştin. Ona yavaş yavaş çekilmeye devam ediyordun.

O günün devamında köye indiğinde köy garip bir dedikodu ile çalkalanıyordu. Ölü adamı bulmuşlardı ve bunu elbette ki lordun yaptığını düşünüyorlardı. Ve kendilerine buldukları sebep ise lordun kafasını karıştıran yeni kızdı. Yani sen! Gerçeklik payı vardı ama yalanla çarpıtılmış bir gerçeklikti. O ölmeyi hak etmişti ama bunun için ondan hiçbir talepte bulunmamıştın!

Köye inmek o gün yaptığın en büyük hataydı. Cadı olmakla suçlandın. Köyün fazlasıyla geri kafalı bir yapısı olduğunu biliyordun ama buna hiç aldırış etmemiştin. Köylülerden birisinin attığı taş şakağına gelip kanattığında elini yavaşça alnına getirip değdirdin.

"Onu ayarttın cadı. Şimdi hepimizin sonu olacaksın! Bizi öldürmek mi istiyorsun?"

"Bu saçmalık! Bunu neden isteyeyim?"

"O bizi öldürtmeden biz onu öldürelim!"

Koluna bir taş daha gelmişti. Ve daha fazlası gelmeye devam ediyordu. Başını korumak için kollarının arasına alıp dizlerimin üzerine çöktün. Ne kadar süreceğini bilmediğin bu işkenceye, ne kadar katlanabileceğini bilmiyordun. Buradaki insanlar akıllarını kaçırmıştı.

Adım sesleri duyuyordun. Yavaş ve sakince sürüklenen bir şeyin sesi. Uğultuya karıştı her şey!

...

"Bunun hesabını vereceksiniz..."

Karl kolları arasındaki sana baktı. Gözlerini açıp ona baktığında iyi olduğunu göstermek için ona gülümsedin ve tekrar gözlerini kapattın. O sırada ne olduğu çokta umrunda değildi.

Karl öfkeyle silahları kendisine doğrultmuş olan köy halkına baktı. Parmağını şıklattı. Silahlar ve bıçaklar köylünün elinden fırlayıp yanında köy halkına doğrultulmuş bir şekilde saldırı için bekliyordu.

"Silahlısınız öyle mi? Bu değişebilir!"

Karl gülmeye başladı.

"Tehlikeli konusuna gelirsek, bunu kendiniz görmeniz gerekecek!"

Tüm silahlar ateşlenmeye ve bıçaklar havada hedeflerini bulduğunda Karl kan havuzu ve çığlıklar eşliğinde, kucağında senle köy meydanından ayrılmıştı.

Resident Evil One ShotsWhere stories live. Discover now