𝓜𝓸𝓽𝓱𝓮𝓻 𝓜𝓲𝓻𝓪𝓷𝓭𝓪

479 22 8
                                    

ℜ𝔢𝔡𝔢𝔪𝔭𝔱𝔦𝔬𝔫

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

ℜ𝔢𝔡𝔢𝔪𝔭𝔱𝔦𝔬𝔫

"Efendim! Bu dosyalar..."

Oswell Spencer seni görmezden gelip, araştırmalarının bulunduğu laboratuvara girdiğinde derin bir nefes aldın. Onunla görüşme şansını bir daha ne zaman yakalayabilecektin ki?Artık Umbrella şirketinde staj imkanı sağlamanın hiçbir yolu yok gibi gözüküyordu.

Laboratuvar kapısına bakıp, ardından da uzaklaşmayı tercih etmiştin. Düşüncelerine engel olamıyordun. Bu hep istediğin şeydi. Hastalıkların iyileşmesi için yaptığın onca araştırmanın burada rahavet göreceğini düşünmüştün. Belki de yanıldın.

Çarptığın kişi ile birlikte yere düştün. Elindeki dosya ise ortalığa çoktan saçılmıştı. Artık duygularını o kadar da içinde tutamıyordun. Gözlerin dolduğunda kağıtları da toplamaya çalışıyordun. Ayağa kalktığında başını kaldırdın. Karşındaki sarışın kadına baktın. Gözlüklerini düzeltti ve sana gülümsedi.

"Zor bir gün sanırım." Elindeki kağıdı okuduktan sonra sana uzattı.

"Evet öyle. Özür dilerim."

"Sorun değil. Araştırmanı sevdim. Oswell bununla asla ilgilenmez. Ama ben ilgilenirim."

"Ah! Gerçekten mi?"

Karşında sana gülümseyen kadına baktın. Dalga geçtiğini düşünmüyordun, çünkü ona güvenmek istiyordun.

"Ben Miranda!"

Elini uzatan kadına karşılık sende uzattın.

"Ben de Y/N."

"Güzel, seni laboratuvarıma götüreyim. Eğer çalışmalarıma ortak olmak istersen, daha sonrasında benden ayrılamayacağını bilmelisin!"

"Sizi bırakacağımı sanmıyorum Bayan Miranda!"

Kadın yürümeye başladığında eliyle kendisini takip etmeni istedi. Koşarak onun peşinden ilerledin.

...

Güzel rüya bir şekilde sürmeye devam ediyordu. Ama köye vardıklarında her şey tuhaf bir hal almaya başlamıştı. Bayan Miranda'yı sorgulamak senin haddine değildi. Üstelik bunu isteyerek gelmiştin. Tüm riskleri alarak...

Tüm testlerine seyirci kalmaya devam etmiştin. Üstelik senin üzerinde kullanmasına da müsade etmiştin. İşe yaramıştı. Güçlerinin varlığı, yıllar geçse de yaşlanmayan bedenin bunun kanıtıydı.

Eva'ya kavuşma hayali Miranda'nın gözünü kör eden, ama araştırmalarına başlamanın temeli oydu.

"Ona yeniden kavuşmak için mükemmel bir kabuğa ihtiyacım var."

"Miranda... Daha ne kadar insanı öldüreceksin!"

"Eva'ma kavuştuğumda, tüm bunlar son bulacak Y/N! Ama en sonunda uygun kişiyi buldum!"

Önüne attığı bir dosya ile onu incelemek için eline aldın. Önünde duran bir bebek resmi ve hemen ardından ebeveynlerinin fotoğrafları mevcuttu. Rosemary Winters.

"Bu... Louisianna'daki olaydan..."

"Evet, onların çocukları, benim Eva'ma kavuşma şansım olacak. Diğerlerinden de kurtulabilirim."

Miranda çıldırmış gibiydi. Lordları bile gözden çıkarmışsa, artık bu işin geri dönüşü olmayacaktı.

"Miranda, bu çocuk senin sonunu getirecek."

"Buna gerçekten inanıyor musun Y/N?"

"Uzun zamandır senin yanındayım, Miranda. Seni kaybetmek istemiyorum. Ben... Benim sana bağlandığımı görmüyor musun?"

Miranda hızla sana döndüğünde nefes alamamış gibi hissettin. Sarı saçları her zamanki gibi düzgün ve güzeldi, gözleri sana alaycı bir şekilde bakıyordu ama yine de onlara bakmaktan kendini alamıyordun.

"Bunu duymamış gibi..." Arkasını dönüp gideceği fark ettiğinde hızla kolunu tuttun. Eğer bunu yapmasaydın bir şeyleri kaybedeceğini düşünmüştün.

"Miranda! Tüm bu... Deney saçmalıklarına senin için katlandım. Sen istedin diye öldürdüm ve yalnızca sen istedin diye kendimi sana sundum. Bana daha ne kadar böyle bir yaşam sürmemi emrediyorsun? Görmüyor musun? Senin için yaptığım onca şeyi..."

"Zorunda değildin. Tek başıma da üstesinden gelebilirdim."

Kolunu bırakıp birkaç adım uzaklaştın.

"Peki, yoluna çıkmayacağım! Ama tekrar söylüyorum. O çocuk senin sonun olacak."

...

Ethan Winters, kızı için dört lordu halledip en sonunda Miranda'nın elinde öldüğünde hızla yanına gittin. Kalbindeki kocaman deliğe baktın.

"Ölmeyeceksin Winters. Vücudun benim kanımı çabuk kabul edecektir."

Ethan Winters'ın bedeni küf ile hayattaydı. Senin gücün ise küfü vücut dolaşınında hızlandırmaktı. Yani iyileşme hızlarını artırmaktı.

Derin bir nefes alarak uyanan Ethan seni görünce hızla silahını çekti.

"Benimle vakit öldürmek istediğine emin misin? Rose onun elindeyken..."

"Bunu neden yapıyorsun? Bana neden yardım edip duruyorsun?"

"Bunu neden yaptığımı bilmiyorum." Kıskançlık değildi. Öfke hiç değildi. Miranda'ya asla kin beslememiştin. Yalnızca... Onun sevgisini arzuluyordun. Onu istiyordun. Seni görmesini, Eva'yı değil de seni düşünmesini istemiştin.

"Kızını kurtar Ethan!"

...

Dövüş sonlarında gözlerinden akan yaşlara engel olamıyordun. Küle dönmüş bedenine sarılırken, çığlıkların kesilmiyordu. Onu çok sevmiştin.

"Y/N?"

"Git bıradan Ethan! İyi niyetim, senin sonun olmasın. Al bunu ve defol git!"

Vücudu parçalanan Ethan'ın farkındaydın ve bunun olmasını istemiyordun. Kan dolu tüpü içtiğinde kendine gelen Ethan kızını alıp uzaklaştığında, seninde sonunun geldiğini anlamıştın. Yükselen kökler arasında kaldığında Miranda'nın külleri arasında ağlamaya devam etmiştin ve yaşanan patlama varlığının sonuydu.

...

Ethan patlama yaşanırken, camdan dışarıya baktı. Kendisini kurtaran yabancının ne istediğini artık anlamıştı. "Kefaretini ödedin Y/N! Huzurlu olabilirsin!"

Yazar notu: üstünden ne kadar zaman geçerse geçsin Ethan Winters'ın öldüğünü kabullenemiyorum. Üstelik hala neden kurgusal bir karakter için hala hüngür hüngür ağladığımı anlamıyorum. Neyse öyle işte ...

Resident Evil One ShotsWhere stories live. Discover now