𝓛𝓮𝓸𝓷 𝓚𝓮𝓷𝓷𝓮𝓭𝔂

1.3K 67 2
                                    

𝔍𝔲𝔰𝔱 𝔉𝔯𝔦𝔢𝔫𝔡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

𝔍𝔲𝔰𝔱 𝔉𝔯𝔦𝔢𝔫𝔡

"Y/N mi?" Bir an duraksadı. Sen ellerinle oynamaya ve etrafta bakmaya devam ederken Leon derin bir nefes verdi. Ona hiç bakmadığını yeni fark etmişti. "Biz arkadaşız." Sesindeki umutsuzluğu algılayamamıştın.

Leon sen ellerinle uğraşırken sana dönüp tekrar bakmıştı. Yüzündeki ifadeyi okumaya, duygularını öğrenmeye çalıştığının farkında bile değildin. Ada Wong'un yanında sen sadece sendin. Başını kaldırıp sakince yanındaki Leon'a baktın. Çoktan bakışları sahibini bulmuştu. Elbette birkaç saat içinde tanıştığı bir kızı sevemezdi. Ama Ada Wong'a hayranlıkla bakıyordu. Gerçekleri düşünmeden edemiyordun. Bu seni yine de üzmüştü.

Onunla tanışmanız basitti. Şehirdeki salgından kurtulmak için polis karakoluna varmaya çalışıyordun ve tam o sırada seni karakol önünde bir zombi saldırısından kurtarmış ve hemen ikiniz içeriye girmiştiniz. Fakat karakolun artık güvenli olduğundan da emin değildiniz bu yüzden çıkmak için büyük badireler atlatmıştınız. Üstelik Leon fark etmese bile yaralanmıştın, MRX'in kovalama macerasında yere düşüp bacağından yaralanmıştın.

Ada Wong, güzel, zeki ve asla sende olmayan çevikliğe sahipti. Sen sıradan birisiydin. Daha önce silahları yalnızca filmlerde görmüştün ve böyle bir cehennem içine düştüğünde ne yapacağını asla bilemezdin. Ama o iyi eğitilmiş birisiydi ve sen onun yanında önemsiz bir detaydın.

"Güzel, çünkü seni sevmeye başladım, çaylak!"

Kanalizasyonda ilerlemeyi sürdürdüğünüzde yapılan bu sohbetin ardından sizi yem olarak kullanacağını hiç düşünmemiştiniz. Leon'u oraya inmemesi için uyarmıştın ama seni dinlemediği için, 'başıma ne gelecekse onun yanında gelsin' düşüncesiyle sende onun peşinden inmiştin. Leon'un gözlerinde bir pırıltı yakalamıştın. Belki de yanılmıştın, bilemiyordun. Ona koşulsuz güveniyordun, seni kurtarmıştı ve tekrar kurtaracağını düşünüyordun. Sadece arkadaş... Aklından geçen düşünce umutlarının sönmesine neden olmuştu. Ada'nın sizi gönderdiği yerde karşılaşacağınız en son şey, devasa bir timsahtı. Dev timsahtan kaçarken, bacağındaki acıyı bile unutmuştun. Onu öldürürken oluşan patlamada ekstra darbe almıştın.

"Ben daha fazla devam edemem. Gitmeniz gerekiyor."

"Seni burada bırakamam Y/N! Amirime seni koruyacağıma ve birlikte çıkacağımıza söz verdim."

Onun gözlerine baktın. Omzuna koyduğu eli ittirdin ve ondan uzaklaştın.

"O öldü ve artık bunun umrunda olacağını sanmıyorum. Ben senin için bir görev olmak istemiyorum Leon."

Ada timsahın cesenin üzerindeki bir çıkıntıdan aşağıya bağırırken farklı bir yol olduğunu ve bunu bizlere söylemediğini hemen anlamıştın. Bunu Leon'un da fark ettiği açıktı.

"Her şey yolunda mı?"

"Bu senin için bir oyun mu Ada?"

"Hadi ama kurtulacağınızı biliyordum."

Aşağıya merdiveni attığında arkasını dönüp gitti. Leon'a baktın, gitmeyi ve bu işi sonlandırmak istediğini biliyordun.

"Gitmek zorundasın Leon. Bu işe bir son ver. Ben çocuk değilim, başımın çaresine bakarım."

Omzundan akan kan en sonunda pisliğin içerisinde belli olmaya başlamıştı. Saplanan parçayı görmemesi için sırtını olabildiğince onun gözünden uzak tutuyordun.

"O seni beklemez Leon."

"Hadi ama buradan beraber çıkacağız."

"İstemiyorum anlamıyor musun? Buradan çıktığımda kimsem olmayacak. Herkesi kaybettim. Ailemi, dostlarımı, tanıdığım herkesi kaybettim. Bu lanet şehirden çıkınca hayatım ne olacak bilmiyorum. Ben on sekiz yaşındayım ve hayatımda hiç Racoon City'den ayrılmadım. Mükemmel değilim, herhangi bir yeteneğim yok... Sıradanım Leon. Ölsem kimsenin umrunda olmaz."

"Benim olur!"

"Beni bıraktığın için sadece acı duyarsın Leon. Beni çabuk unutursun."

Ada son kez gelmeniz için çağrıda bulunduğunda Leon sana tekrar baktı ve sen daha ne olduğunu anlamadan sana doğru yaklaşmıştı.

"Acı çektiğini görmediğimi mi sanıyorsun? Güçlü olmanı istiyorum ama benden yardım isteyebileceğinin farkındasın sanıyordum."

"Sadece arkadaşız Leon, seninle her şeyi paylaşamam."

Leon'un yüzünde değişen ifadeden ne algılaman gerektiğini çıkaramamıştın. Kendi kendine kuruntu yapmaktan kurtulmalıydın ve her şeyden bir mânâ çıkarmayı bırakmalıydın belki de. Leon küçük çantasından sargı bezi çıkardığında sen ne yapmaya çalıştığını anlamıştın.

"Çıkarırsan daha fazla kanama olur."

"Merak etme ne yaptığımı biliyorum."

Yaranı kontrol edip sardığında Ada daha fazla beklememişti. İkiniz yukarıya çıktığında anladınız ki, Umbrella laboratuvarını kendiniz bulacaktınız.

"Benim yüzümden gitti biliyorsun! Beni bırakmamı söylemiştim ama dinlemedin."

Önde ilerlemekte olan Leon durdu ve sana döndü. Mavi gözlerine baktın ve gözlerini ondan alamadığını fark ettin.

"Seni bırakmayacağım, söz veriyorum. Sen bir görev değilsin Y/N. Sana değer veriyorum. Ben arkadaş olduğumuzu söyledim çünkü senin benim için ne hissettiğini bilmiyordum."

Ensesini kaşıyarak sana baktığında ona gülümsedin.

"Belki de buradan çıktığımızda daha sık vakit geçirmeliyiz. Bir randevuya hayır demem."

Yanağından öpüp, ilerlemeye başladığında bir müddet sonra yanına gelip yan yana yürümeye başlamıştınız. Bilerek veya bilmeyerek birbirine değen ellerinizi umursamadınız.

Resident Evil One ShotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin