ℒ𝓊𝒸𝒶𝓈 ℬ𝒶𝓀ℯ𝓇

611 19 11
                                    

21 𝔅𝔩𝔞𝔠𝔨𝔧𝔞𝔠𝔨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

21 𝔅𝔩𝔞𝔠𝔨𝔧𝔞𝔠𝔨

Bir süredir Abin Clancy'den haber alamamıştın ve en son aldığın bilgilere göre onu Andre ve Peter ile terkedilmiş bir eve gittiğini öğrendiğinde gideceğin ilk durak orası olmuştu.

Garip sembollerle ve hayvan cesetleriyle kaplı ormandan geçip, eve ulaştığında kardeşinin iyi olmasını temenni ediyordun.

Evin içine girip etrafına baktığında, neler olduğunu anlamadan arkadan yediğin darbeyle, yaşlı bir adamın suratıyla karşılaştın. Aileye hoş geldin!

Şimdi buradaydın. Ne kadar süredir buradaydın bir fikrin yoktu. Kardeşin, Hoffman olarak tanıdığın bu adamla blackjack oynuyordu. Abin ve karşısında ki adamın sol elleri cihaza bağlıydı. Abin raundu kaybedince kesilen parmağıyla birlikte dehşete düştün.

"Abi! Lanet olsun!"

"Bizi buradan çıkaracağım, söz veriyorum Y/N!" Acıyla konuştuğunda ağlamaya başlamıştın.

"Hadi Clancy adamım daha iyisini yapabilirsin!" dedi hoparlörden gelen bir ses.

Bir tur daha geçti ve Clancy'nin bir parmağı daha kopunca, yutkundun. Vegas'ta biraz vakit geçirmiştin ve bu oyunun kart destelerindeki sırayı ezberleme işi olduğunu biliyordun. İyi bir ezber yeteneğine sahiptin. Derin bir nefes alıp sesin geldiği yöne doğru bağırdın.

"Dur, onun yerine ben geçeceğim! Abimi rahat bırak!"

"Y/N hayır-"

"Demek küçük hanım bunu istiyor! Evet, bunu ayarlayabilirim!"

Işıklar söndü ve bir kapı açıldı, sandalyen abinin ki ile yer değiştirildi ve en son elin makinaya bağlandı. O çıktığında ve ışıklar yandığında derin bir nefes aldın.

"Şimdi biraz ilginç olacak! Y/N Hoffman'a karşı. Bol şans küçük hanım!"

Kartlar dağıtıldı. Açılan iki kartla toplamın 11 olduğunu gördün. Derin bir nefes aldın. Bir sonraki gelecek kartı hatırlıyordun bu 6 olacaktı ve ardından 1 gelecekti. Hoffman'nın kaç olduğunu bilmiyordun ama bir sonraki gelecek olanın Vale olacağını biliyordun. Bu da 10 değerine tekabül ederdi.

"Bana kart ver!"

Hatırladığın gibi 6 çıkmıştı ve tekrar kart çekip 1 geldiğinde hafifçe sırıtıp durmuştun. Lucas ekrana bakarken bunu fark etmişti.

"Kalacağım!"

Kazanman on dakika boyunca devam etmişti. Buradan çıkacak olmanızın ümidi artmıştı ama tahminlerin bu sefer seni yanıltmıştı. Önündeki sayıların toplamı 13'tü. 5 geleceğinden o kadar emindin ki, kart istediğinde papaz gelmesi yutkunmana sebep oldu. 21'i aşmıştın. Parmağının kesilmesini istemiyordun.

"Ve kazanan... Hoffman! Ah küçük hanım orada çok iyi gidiyordunuz."

Clancy bağırana kadar odada büyük bir sessizlik hakim oldu. Ona senin parmağını kesmemesini söyleyip duruyordu. Yüzünden daha fazla göz yaşı aktığını fark ettin. Parmakların gelecek darbeyi beklerken uyuşmuştu.

"Hımm..." dedi ses. "Küçük hanımın parmağının kesilmesine izin veremem. Ne yapmalı? Ne yapmalı? Ah, biliyorum!"

Işıklar tekrar kapandı ve adam içeriye girdi. Clancy ve seni yer değiştirdiğinde, farklı bir şey vardı. Seni sandalyeden kaldırıp bağladı ve başka bir odaya götürdü. Koltuğa oturtup ellerine bir çift kelepçe taktığında ona döndün.

"Pekala Clancy, sen ve ben onun parmağının kesilmesini istemediğimiz için onun yerini sen alacaksın!"

"Hayır lütfen yapma!"

"Olmaz, sen küçük bir hilecisin!" dedikten sonra hafifçe burnuna dokundu. Başını sağa sola sallayıp, kurtulmaya çalıştın ama nafileydi. Kardeşinin parmağının kesilmesini gülerek izleyen adama korkuyla baktın.

"Bunu neden yapıyorsun? Kimsin sen?"

Sandalyesinde sana dönüp sırıttı! "Eğlence için ve bana Lucas bebeğim diye bilirsin!"

Ekrana abinin yüzüne baktın. Ağlamamak için kendini zor tutuyordun. "Peki kazananın gitmesine izin verecek misin?"

"Belki bebeğim, ama sen? Hımm, hayır! Her şeyinle benimsin tatlım!"

...

O günün üzerinden bir hafta geçti, abin Clancy'yi canlı ve nefes alırken gördüğünden beri geçen bir hafta. Sözde 'sevgilin' tarafından esir tutulmandan bu yana bir hafta geçmişti. O kendine böyle seslendiriyordu.

"Hey bebeğim, döndüm. Annemin yemeklerini sevmediğini biliyorum ve bunu anlayabiliyorum. O yüzden yemekten önce sana bunları getirdim."

Yattığın yataktan bacaklarını çıkarıp, oturduğunda ona bakıp başını salladın ve ona küçük bir gülümseme verdin. "Tekrar teşekkürler,"

Sana doğru yürüdü ve önünde durup seninle aynı hizaya geldi. Yanağına ufak bir öpücük kondurup elindeki elma ve krakeri kucağına bıraktı. Paketten aldığın bir krakeri yere bakıp yemeye başlarken, yüzüne bakmak için eğilmek zorunda kaldı.

"Hadi canım, bu kadar utangaç olma!"

"Belki de kardeşim kazandıktan sonra onu öldürmeseydin, daha az utangaç ve kibar olabilirdim!" başını kaldırıp ona doğru bağırdığında, onunla göz göze geldin. Korkun iyice artarken, yavaşça eli yanağına doğru uzandı.

"Dinle küçük hanım, seni babamın elinden almasaydım şuan zaten bir ölü olabilirdiniz. Tüm parmaklarını kesebilirdim ama yapmadım. Bunun için bana teşekkür etmelisin!" Hafifçe dudaklarını okşadı. Geri çekilmek istediğinde tutuşu kuvvetlendi. Hafifçe gülümsedi ve dudakları dudaklarını buldu. Karşılık vermen için ısırdığında acıyla dudakların aralanmıştı. Büyük bir tatminkarlıkla ayrıldığında, nefesi yüzünü yaladı.

"Bana alışsan iyi olur bebeğim, sonsuza kadar benimlesin!"

Resident Evil One ShotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin