IZDIRAP 'XXII'

468 20 9
                                    

IZDIRAP 'XXII'

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


IZDIRAP 'XXII'

Hayatımın acımasız girdabında yuvarlanıp duruyordum. Yaptığım her hareket, yaşadığım her olay beni sürekli en başa getirip aynı olayları tekrar ve tekrar yaşatıyordu.

Mert buradaydı. Ondan kurtuldum artık hayatımda olmayacağına dair kendimi inandırmıştım ama yine inançlarım boşa çıkmıştı çünkü tam karşımdaydı.

Gerçi o konaktan kaçıp istanbula gittiğim de Emir içinde kendime öyle demiştim ama o zaman da sonuç olumsuzdu.

Mert aceleci bir tavırla bana doğru yürümeye başladığın da arkamı dönüp salona koştum. o da arkamdan aynı hızla geliyordu. Orta sehpanın üzerinde ki vazoyu elime aldığım da Mert sehpanın karşısında kalıp ellerini teslim olmuşçasına havaya kaldırmıştı.

"Sakin ol bebeğim, sana zarar vermiycem. ama hemen gitmemiz gerek."

Kaşlarım şaşkınlıkla havalanırken onun dayak yemekten dağılmış yüzüne baktım. Bu kesinlikle Emir'in eseriydi ama Emir neredeydi?

"Emir nerede? Sen burayı nasıl buldun?"

Bağırarak sorduğum soruların ardından yüzünü ekşiterek bana bakmıştı. "Kocan en son arkamdan geliyordu ama sonra arkada ufak bir kaza oldu benim de acelem olduğu için inip bakmadım. seni bulmam da evet biraz uzun sürdü. O yüzden bu saatte geldim bebeğim ama az önce dediğim gibi vaktimiz çok yok hadi artık gidelim."

Ufak bir kaza oldu? Hayır! Hayır! Hayır! Hayatım bumerank gibiydi dönüp dolaşıp yaşadığım şeyler geri geliyor aynısını tekrar ve tekrar yaşıyordum. Emir'i bulmam gerekiyordu.

Mert bana doğru yaklaştığın da elimdeki vazoyu sımsıkı tutup ona doğru kendimden emin bir şekilde adım attığım an aynı hızla tüm kuvvetimle vazoyu başına geçirip yanından hızla geçerek kapıya koştum. Buradan çıkıp Emir'i bulmam gerekiyordu.

Aşağılık herifi arkamda bırakıp evden çıkıp koşmaya başladığım da nereye gittiğimi bile bilmiyordum ama o herifin çok kısa bir zaman da toparlanıp beni durduracağını çok iyi biliyordum.

Ayağım da ayakkabı olmamasına rağmen tüm gücümle koştuğum da yol kenarına çıkmayı planlıyordum ama arkamdan duyduğum sesle panikle başımı çevirip arkama baktım. Mert kanayan başına bez bastırarak arkamdan koşar adım geliyordu. Panikle önüme döndüğüm de ormana girip izimi kaybettirmenin daha kolay olacağının kaanatine varıp ayaklarımın kanamasını aldırmadan ormana girip dikenlerin arasında koşmaya devam ettim. Durmaya ve acımı yaşamaya zamanın yoktu. Çalılıkların arasına karışıp bir süre daha koştuktan sonra arkamı dönüp baktığım da ortalıklarda görünmüyordu, izimi kaybettirmis olmalıydım.

Nefes nefese kalıp soluklanırken önüme dönmüştüm ki çarptığım sert cisimle iki adım gerilemiştim. Korkuyla başımı kaldırıp çarptığım kişiye baktığım da bütün acılarımı en derinden hissetmeye başlamıştım.

GİRDAP (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin