"Bana bağırma Emir!" Onun kadar olmasa da bende sesimi yükseltmiştim.
"Son kes uyarıyorum, güzel güzel geliyor musun, yoksa seni omuzuma mı alayım?"
Sinirle onu omuzlarından itip ataklarımı yere vura vura arabaya doğru yürümüştüm.
Arabanın yanına geldiğim de kapıların kilitli olduğunu bildiğim halde kapı kulplarını zorluyordum.
Emir kapıları açtığın da sinirle arabaya geçip tüm gücümle kapıyı kapattım.
Emir de arabaya bindiğin de sert bir şekilde emniyet kemerini çekip yuvasına sokmuştum.
Emir bana ufak bir bakış yollayıp önüne dönmüştü. Vakit kaybetmeden arabayı çalıştırıp gaza yüklenmisti.
Gözümü hiç yoldan ayırmıyordum. eve giderken geçtiğimiz yolları az çok biliyordum. Tanımadığım bir yerden geçtiğimiz an kendimi arabadan aşağı atacaktım.
Emir'e hiç güvenmiyordum.
"Korkma..." Emir'in sesiyle ona döndüm. "Seni kaçırmıyorum."