• 7 • Backpfeifengesicht

1.7K 155 62
                                    

Burnuma yavaşça götürüp kokusunu aldığımda gözlerimden akan yaşlara engel olamamıştım. Mükemmel karamel kokusuyla beraber başka bir omeganın yoğun kokusu da vardı.

~~~

Backpfeifengesicht: Almanca; yumruk atılması gereken bir yüz

Hitoshi'ye cevap vermemeyi tercih etmiştim. Katsuki'nin yanına geri dönmemiş bahçede havuzun kenarına oturarak rüzgar yüzünden dalgalanan suyu izliyordum. Hislerimin sonucunun böyle olacağını tahmin etsem de kendime engel olamamıştım. Şimdiyse başkalarına dokunduğu elleriyle bana dokunduğu için iğrenç hissediyordum. Belki de beni o çalışanlardan farklı görmüyordu. Çimenlere uzanıp başımı gökyüzüne çevirdim. Hava bugün açık olduğu için yıldızlar çok net görünüyordu. Üzerimdeki örtüye üşümemek sıkı sıkı sarıldım. Gökyüzünü izlemeye devam ederken bir yıldız kaydı. Sessiz hıçkırıklarımın arasından "Mutlu olmak istiyorum." dedim, dileğim buydu. Gözlerim kendiliğinden kapanmaya başladı.

~~~

Gözlerimi açtığımda sıcacık yatağımın içindeydim. Beni buraya o mu getirmişti? Gerinerek arkamı döndüğümde göz göze geldik. "Neden yatağa dönmedin?" diye sordu. "Canım istemedi." Kaşlarını çattı. "Ne demek bu?" Yüzümü buruşturarak "Canım istemedi demek. Nesini anlamadın?" diye çemkirdim. Üstüme çıkıp yüzüme eğildiğinde kafamı yana çevirdim. "Benimle düzgün konuş Deku. Yine neye sinirlendin sen?" Ona cevap vermeden ellerimi göğsüne koyarak ittirdim. Çenemi tutup yüzümü yüzüne çevirdiğinde cevap bekleyen bakışlarını gördüm. Israrla konuşmadığımda "Pekala, o zaman ağzını başka bir şekilde açarız." deyip dudaklarıma eğildi. O omegayla öpüşen dudakları... Hızla onu üstümden atmaya çalıştım. "İğrenç. İğrençsin. Dokunma bana. Siktir git, başka omegalarla oynaş." diye bağırarak itmeye çalışırken iğrenen bakışlarımı ona çevirdim. Üstümde milim kıpırdamamış şaşkın bir ifadeyle beni izliyordu. Olanlara anlam verememişti. Tüm kuvvetimle göğsünden ittirerek "Çekil üstümden lanet alfa." diyip onu yatağın diğer tarafına düşürmüştüm. Yataktan hızla çıkarak kendimi banyoya kilitledim. Ben duş alana kadar gider diye düşünüyordum.

Duştan çıkıp üzerimi giyinirken saate baktım. Neredeyse öğlen olmuştu. Bugün çalışmayacak mıydık, neden kimse beni uyandırmamıştı? Kafamda sorularla merdivenleri adımladım. Mutfağa geldiğimde hala yorgun yorgun masada uyuklayan Denki ve gözlerini açmakta zorlanan Eijiro'yu görünce herkesin yeni uyandığını anlamış oldum. "Dün uyuyamadınız galiba?" diye sordu Katsuki gülerek. İkisi de halsiz halsiz onaylayan mırıltılar çıkarırken kızarmadan edemedim. Onlar gece... "Birileri de bugün tersinden kalkmış gibi ya da dün gece bahçede uyudukları için soğuk çarptı herhalde." Yaptığı imayla gözlerimi devirdim. Yanına giderek kahvaltı hazırlamasına yardım etmeye başladım. "Ayılın. Sizinle önemli bir şey konuşacağım." dedim.

Kurduğumuz masaya geçerken tabağıma diğer tabaklara göre daha fazla koyulmuş pankekleri gördüm. Surat astım, Katsuki'nin pankeklerinden kesinlikle yemek istemiyordum. Zaten yeterince iştahsız olduğum için kendi yaptıklarımdan biraz kemirip kalkmayı düşünüyordum. "İzuku, neden pankek yemiyorsun? Katsuki özellikle senin için hazırladı, ilk yaptığında çok sevmişsin." dedi Eijiro. Tabağıma tiksinirek baktım. "İstemiyorum, midem bulanıyor." dedim. Üçü az önceki ifadem yüzünden şaşkınlıkla bakarken çatalımdaki domatesi kemirmeye devam ediyordum. Katsuki gürültüyle elini masaya vurarak kalktı. Tam mutfaktan çıkarken "Hitoshi dün gece bana mesaj attı." dediğimde kapının önünde put kesildi. "Dün beraberken fotoğraflarımızı çekmiş. Bana gönderdi." Cebimden telefonu çıkararak masaya koydum. "Alın okuyun mesajlarını." Tabii ki Katsuki'yle ilgili mesajları, ekran görüntüsü alıp videoyu da indirdikten sonra silmiştim.

QuerenciaKde žijí příběhy. Začni objevovat