• 15 • Pisan Zapra

2.2K 142 230
                                    

Kollarını açtı yatakta sarılmak istediğini belli edercesine. Katsuki bu fırsatı kaçırmadan sokuldu yanına. "Beni bırakma." diye fısıldadı küçük omega titreyen sesiyle. "Bırakmayacağım."

Koca yürekli yazarınız size beklediğiniz smut ile geldi.

~~~

Pisan Zapra: Malay dili; muz yemek için gereken zaman.

O gün Kacchan'ın anne ve babası sessizce çıkıp gitmişlerdi. Onlar gittikten sonra birkaç gün sessiz sessiz ağlamıştım odamda annemin fotoğraflarına sarılarak. Ruh halim sürekli değişiyordu. Mutluyken ya da normal bir gün geçirirken birden yaşananlar aklıma gelince bulunduğum yere çöküp ağlıyordum. Kacchan ise bıkmadan usanmadan her seferinde beni teselli ediyordu. Beni anlamadığını biliyordum, bu kadar ağır bir yükü yaşamadan kimse kolay kolay anlayamazdı ama yanımdaki durmaya çalışması güç almam için yeterliydi. Annemin yüzünü ilk kez görmüş, babamın adını bile ilk defa duymuştum. Üstelik çok ağır bir geçmişle karşı karşıyaydım ve görmediğim geçmişten kalan parçalar yanımdaydı ne kadar onun buna dahil olmadığını bilsem de Kacchan'da o parçalardan biriydi dibimde duran.

Tüm bunlara rağmen Kacchan yanımdan hiç ayrılmıyor düzenli olarak bakımımı yapıp ilaçlarımı veriyordu. Bazen o fark etmeden iyileşme sürecimin hızlanması için ara saatlerde de ilaçlarımı alıyordum ama bu beni kötü hissettirmekten ziyade dinç olmamı sağlıyordu. Yaralarımın çoğu tamamen iyileşmiş bazılarının geride bıraktığı izler yok olmak üzereydi. Elimdeki bıçak yarası da kapanmış artık acımıyordu. Bir an önce iyileşip kendimi geliştirmeye devam etmek için çabalıyordum. Zaten Kacchan da bu durumdan memnundu, beni ayakta görmek onu da mutlu ediyordu. Ayrıca tamamen onun odasına geçmiştim ve her gün beraber uyuyorduk. Her gün önceki günden daha zinde uyandığımı gördüğüne seviniyordu. Yine o yatak hazırlığı yaparken fazladan bir doz daha aldım ve yatağa girip onu bekledim.

~~~

Dehşet sancılarla uyandığımda Kacchan yanımda yoktu, muhtemelen acil olduğu için işe uğraması gerekmişti yoksa asla erken gitmezdi. İşin kötü tarafı bok gibi hissediyordum. Yoğun ateş basmış soğuk terler döküyordum. Hareket etmeyi denediğimde bacaklarımın kasıklarımdan itibaren yapış yapış olduğunu fark ettim. Islanmıştım, hem de sırılsıklam. Üstelik pijamalarım batmış yatağa da biraz bulaşmıştı. Kontrol edemiyordum feromonlarımı, her yere saçılıyorlardı durmadan. İçim büyük sarsıntılılarla titrerken Kacchan'ın da odada gezen feromonlarının etkisiyle şiddetli arzuyla yanıp tutuşuyordum.

Kızışmaya mı girmiştim? İyi de daha üç gün var. Ayrıca ben her zaman kızışmama tam gününde ve saatinde girerdim. Gerçi geçen sefer de geç girmiştim. Tarih ne kadar değişirse değişsin bu kadar şiddetli hiçbir zaman geçirmemiştim. Neden bu kadar ağır yaşıyordum şimdi? Biraz hafifletmeliydim. Önce ilaçlarımı içecek sonra duş alacaktım. Kacchan gelmeden bütün evi havalandırırdım. Ayrıca kızışmam başladıysa diğer odaya geri dönmem şimdilik daha doğru. Üstelik çok ağır bir kızışma, tanrım neden oldu bu?

Kacchan'ın numarasını bıraktığı doktoru aramam iyi olurdu. Bu kadar şiddetli bir kızışma geçirmek pek sağlıklı değildi, ölecek gibiydim. Telefonun yanında duran yaralarımın tedavisi için olan ilaçlarımdan bir tane daha içtikten sonra telefonumu alıp doktoru aradım. İkinci çalışta açtı. Zorlanarak nefes nefese konuştum. "Bayan Shuzenji, iyi günler. Ben İzuku Midoriya." Kelimeler boğazıma tıkılıyordu resmen. "Biliyorum Bay Midoriya. Sizi dinliyorum." dedi nazikçe.

"Ben çok ağır bir kızışmadayım. Normalin çok üstünde hareket etmekte zorlanacak kadar. İlaçların da faydalı olacağını sanmıyorum. Acaba tedavim için kullandığım ilaçlar yüzünden olabilir mi?" Onaylamayan sesler çıkardı. "Bay Midoriya o ilaçları söylediğim dozda kullandınız değil mi?" Hayır, sadece daha hızlı iyileşmek istiyordum. "Hayır ben tedavim hızlansın diye ara saatlerde de kullandım." Derin bir nefes aldı. "Bay Midoriya, bu ilaçların yüksek dozda kullanılması vücudun hormonal dengesini yüksek derecede bozar. Üzgünüm ama şu anki kızışmanızı bastırıcı ilaçlarınızla, size önereceğim bitkisel çaylar ve besinlerle hafifletmekten başka çareniz yok." Hüngür hüngür ağlamak istiyordum. Bahsettiği besinleri not aldıktan sonra teşekkür ederek kapattım telefonu.

QuerenciaOù les histoires vivent. Découvrez maintenant