• 13 • Waldeinsamkeit

1.6K 128 98
                                    

Bana ulaşamadan arabanın kapısını açıp korkumun bedenimi ele geçirerek beni fikrimden vazgeçirmeden süratle ilerleyen arabadan kendimi attım.

~~~

Waldeinsamkeit: Almanca; ormanda yalnız olma hissi

Kürek kemiklerimin yere çarpmasıyla nefesim kesildi. Bayılmadan önce hatırladığım son şey yoldan çıkıp aşağı yuvarlanırken Kacchan'ın ismimi haykırmasıydı.

~~~

Bir saat süren takibin sonunda Aizawaların arabaları görünmüştü. İçimden defalarca kez şükrediyordum tanrıya, kurtaracaktım çileğimi. Deku'nun hangi arabada olduğunu bilmesek de güvenliği sağlamak için ortadaki olduğunu tahmin ediyordum. Ateş etmek riskliydi şu an için. Düşün Katsuki, düşün.

Orman yoluna girdiğimizde fark edilmiştik. Arabalarını hızlandırmışlardı. Yarım piçin adamları da yanımızda olduğundan sayıca fazlaydık. "Etraflarını saralım." dediğinde onayladım. Verdiğimiz emirle bizimkiler yavaş yavaş hepsini çevrelerken kurtulmak için bir yol arıyorlardı. Ateş edemezlerdi, onlarda bu konuda emir almıştı patronlarından. Bizim nasıl bir yere kadar elimiz kolumuz bağlıysa onlar da aynı durumdaydı. Etraflarını sarmıştık evet ama peki şimdi ne yapmalıydım?

Deku'nun şiddetli çığlığı bütün ormanı inlettiğinde başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Ne yapıyordu o çileğime? Zaten adamları bizi fark etse de o çıkıp bakmamıştı bile. Fark etmemesi imkansızdı, fark etmese bile elemanı yetiştirirdi hemen. Neden göstermiyordu kendini, ne yapıyordu bu kadar kör olacak? Delirmek üzereydim. Ellerim sımsıkı kavrarken direksiyonu hızla çığlığın geldiğini tahmin ettiğim arabaya çarpmayı denedim. Aniden sollaması benden kurtulmasını sağladı.

Sollamasıyla diğer arabalarımız kendini çekmiş çarpışmadan uzaklaşmışlardı. Bu sayede çarpmaya çalıştığım araba çemberden kurtulsa da ormana sapamayacağı kadar dik bir arazi üzerindeydi yol. Eğer bu hızla ormana dalarsa taklalar atma ihtimali bile vardı. Yani yine bizden kurtulmak için çaresi yoktu şu an. Diğer arabamızla yer değişip çarptığımın arkasında aldım yerimi. Hafiften bagaj kısmını dürtmek için yaklaşıyordum ki gördüğüm şeyle elim ayağım boşaldı.

Deku kendini arabadan atmıştı. Kürek kemiklerini yere vurduğunu gördüğümde deli gibi bağırarak ayağımı frene kökledim. O, yoldan çıkıp dik araziye yuvarlanırken arabadan attım kendimi. "Hayır, hayır." Yol kenarından aşağı baktım ama göremedim onu. "Ne yaptın sen?" Yapabildiğim tek şey düştüğü yerden ismini haykırmak oldu. "İzuku!"

1 hafta sonra

"Durumu hızla iyiye gidiyor. En kısa sürede tamamen uyanacağını düşünüyorum." dedi doktor. Katsuki gözlerini İzuku'dan ayırmadan başıyla onayladı doktoru. Çileğinin yüzünde ve vücudundaki iyileşmek üzere olan çizik ve kesiklere bakıyordu ifadesiz bir şekilde. Tam üç gündür böyleydi alfa. Avucundaki sargı beziyle sarılmış bıçak yarasına baktı, içlerinden en ağır olanı, iyileşmesi uzun sürecek gibi duruyordu. Omegasının vücuduna bir yeni yara izi daha eklenecekti tamamen iyileştikten sonra.

İzuku kendini arabadan attıktan sonra Katsuki arabasını durdurup ardından koşsa da çilli omega çoktan gür ormanın derinliklerinde kaybolmuştu.

Hitoshi arabasından çıkmaya yeltense de Katsuki onu öldürmek için üstüne gittiğinde korkarak geri çekilmişti. Araba kameralarının her şeyi kaydettiğini söyleyen Denki'yi duyunca arabasına atlamış ekibiyle hızla uzaklaşmıştı. Artık İzuku'nun ondan kaçmak istediğinin kanıtı vardı çünkü. Peşinden gitmek zorlamak olurdu ama İzuku en başında arabaya isteğiyle biniyor gibi göründüğünden Hitoshi iftiralarla bir nevi üzerindeki yükü hafifletebilir bazı aileleri ikilemde bırakabilirdi. Kaçmıştı bu yüzden.

QuerenciaWhere stories live. Discover now