Querencia

• 11 • Alnilam

Kafamı göğsüne yaslarken kendinden emin sert sesiyle konuştu. "Bundan sonra benimle güvendesin. Seni her zaman koruyacağım."

~~~

Alnilam : Epsilon Orionis. 22° 46' İkizler burcundadır. Jüpiter ve Satürn karakterinde olup, geçici mutluluk ve başarıyı simgeler.

Bu sabahı biraz gergin geçiriyorduk. Çünkü bizimkiler eve geldiklerinde Denki gayet rahat ve normal davransa da Eijirō etrafına kara auralar saçıyordu. Nedenini bilmesek de büyük bir tartışma çıkmasın diye tetikte bekliyor kafalarını dağıtmak için rastgele konular açıyorduk, sevgili olduğumuzu söylesek bile Denki sevinçten havalara uçarken Eijirō kuru kuru tebrik ederek yetinmişti. Denki'nin aşırı rahat tavırları Eijirō'ya daha çok batıyor gibiydi, çünkü sarışın omega su içmeye kalksa korkunç sivri dişlerini sıkıyordu.

Bakışları beni bile ürkütürken Denki bu bakışlar ona gönderilmiyormuş gibi hiç oralı değildi. Yaydığı korkunç feromonlar beni giderek rahatsız etmeye başladığında Kacchan yüz ifademden anlamış olacak ki konuştu. "Öğlen Shōto ofisime uğrayacak, biraz sonra çıkarız. Kendini toparla önemli olduğunu biliyorsun. Bu şekilde feromonlarını ortalığa saçmaya devam edeceksen benimle diğer salona gel, Deku'yu rahatsız ediyorsun."

Eijirō sarışından gözlerini ayırmadan çıktı salondan. O gidince Denki oturduğu yerden kalkarak bana doğru adımladı. Yanıma oturup "Sana bir şey söyleyeceğim ama sakın aniden büyük bir tepki verme." dedi. "Söyleyeceklerin aranızdaki gerginlikle ilgili mi?" Onaylayıp dibinden ayırmadığı çantasına uzandı. Karıştırarak bir şeyler ararken ben de merakla bekliyordum. Bulduğunda bana göstermeden avuçlarına sakladı. "Sana güvenebilirim değil mi? Söz ver." Gözlerine güven veren bir ifadeyle bakıp "Söz veriyorum." dedim. Avucundaki şeyi sıkarak derin nefesler aldı. Neden bu kadar heyecanlanmıştı? "Hadi ama meraklandırma."

"Ben hamileyim!" dedi bir anda. Beynim çalışmayı durdururken gözlerim karnına kitlendi. Hamile? Bebek, onun içinde, minik bir insan, Denki hamile. "OHA-" Bağırmamla son hız ellerini ağzıma yapıştırdı. "Sana ani tepki verme dedim, ne yapıyorsun?" dediğinde kapattığı ağzımla özür dilemeye çalıştım. "Sakinsen geri çekiliyorum." Göz kırparak onaylarken ellerini çekti ve koltuğa attığı hamilelik testini aldı. "Bu ay kızışmaya girmediğim için şüphelenip dün sabah yaptım. Pozitif çıkınca gözlerime inanamadım. Belki yanlıştır diye bir tane daha almıştım ama onda da sonuç aynı." Hala şok olmuş ifademle çift çizgi olan teste bakıyordum. Resmen hamile bu.

"Eijirō neden bu kadar sinirli? İstemiyor mu ya da sen mi istemiyorsun?" Gözlerini yere dikerek "Daha bilmiyor." dedi. "Söyleyemedim, çünkü istememesinden korkuyorum. Ben ne kadar hazır hissedip yapabileceğimi düşünsem de sonuçta çok genciz ve o erken olduğunu düşünebilir. Aldırmak isterse ne yapacağım?" Bir omeganın bebeğine son derece bağlı olduğunu biliyordum. Bu yüzden bu korkusunu normal karşılıyordum.

"Sinirli olmasının sebebi dün evimizde geçireceğimiz tek gündü ama bana bir adım yaklaşmasına izin vermedim. Hatta gece onu koltuğa gönderince delirecek gibi oldu." Denki'nin böyle davranması çok normaldi. Başıma hiç gelmese de biz omegaların bebeğimizi koruma içgüdüsüyle dolup taştığımızı okumuştum. Karşımızdaki kendi alfamız olsa bile fazla tepki gösterebiliyorduk ve Eijirō fark etmediğinden çıldırmıştı. Haliyle onun bu halini gören Denki içgüdüsel olarak uyurken bile ondan uzak kalmak istemişti.

"Deku ne oldu? Neden bağırdın?" Alfalar salona daldıklarında Denki testi arkasına sakladı. "Ne saklıyorsun sen?" dedi sinirle Eijirō. İkimizde mırın kırın ederken kızıl alfa bize doğru atıldı. Denki geriye kaçarken ben de onu arkama alarak korudum. Önümdeki alfa daha da öfkelenince "Bu özel bir durum." dedim. "Onun benim bilmediğim herhangi bir özeli yok, olamaz." Panikle ellerim birbirine dolanırken "Onun değil, benim özelim. Ben de bilmenizi istemiyorum." diyerek durumu kurtarmaya çalıştım. "Senin özelin mi? Hemen ne olduğunu anlat." Al işte, Katsuki bir yerinde dur. "Olmaz bu ikimiz arasında. Şey biz... uygun bir zamanda söyleriz." Dediklerimi hiç dinleyecek gibi durmuyorlardı.