• 16 • Vindemiatrix

1.7K 132 103
                                    

Ensesinden sızan kanı temizledim yavaşça. Saçlarını koklayıp işaretini öptüm. Kollarımı beline sararak derin bir uykuya daldım.

~~~

Vindemiatrix: Epsilon Vinginis. 09° 16' Terazi burcundadır. Satürn ve venüs karakterindedir. Zor konumları ifade eder.

Uyandım yüzüme vuran gün ışığıyla. Bütün gün uyumuş muyduk? Gerçi akşama kadar sevişmiştik zaten. Elimle yatağı yokladığımda yanımın boş olduğunu fark ettim. Gözlerimi aralayıp baktım etrafa. Yanımda ve odada kimse yoktu. Sanırım erken uyanıp içeri geçmişti. Bu hareketine ne kadar bozulsam da takmamaya çalıştım. Genleşerek doğruldum yatakta ve banyoya ilerledim. Sıcak suyun altında dün yaşananlar aklıma gelince keyifle sırttım. Küçücük bedeni kollarım arasında eriyip gitmişti saatlerce. Ah, ona tekrar dokunmak için can atıyorum.

Üstümü giydikten sonra ıslık çalarak kurularken saçlarımı gözüm çarşafa kaydı. Toplayıp başka bir tane sermem iyi olurdu. Yine de odanın içinde Deku'nun olduğu belli olan karamsar hisler yayan feromonlar vardı. İyi de dün o da benim kadar zevk almıştı. Her şeyin başından şeyin sonuna kadar. Onu işa...ret...lememin. "İşaretlenmeye hazırsın çileğim." "Bekle, henüz değil." Ben onu işaretledim, işaretledim. Hazır olmadığı halde, yorgunca bana açıklamaya çalıştığı halde.

Korku ve sinirle çekiştirmeye başladım ıslak saçlarımı. Kahretsin, kahretsin ne yaptım ben? Hayır, sonlara doğru aklımı fazlasıyla kaybetmiştim. Nasıl yapardım böyle bir şey? Beni asla affetmeyecek. Hayır, hayır bunu kaldıramam, olmaz. Nerede o? Elimdeki çarşafları yere fırlatıp koşarak çıktım odadan. Eski odasında yok, diğer odalarda da yok, koridorda değil, salonda da gözükmüyor, mutfak da boş. Dün kirlettiğimiz her yeri temizlemiş tek başına ama nerede? Salonda bahçeye açılan cam kapıda hafif esintiyle uçuşan yeşil saçları gördüğümde hem rahatladım hem de korkum daha da arttı.

Buldum ama şimdi ne diyecektim? Kusura bakma yanlışlıkla oldu mu? Hazır değildi, nedenini bilmesem de hiç hazır değildi. Benim istemem bir şeyi değiştirmezdi, onayını almadan yapmam doğru değil, üstelik iğrençti. Biliyordum bu yanlışımın bir omega için çok büyük bir acı olduğunu. Tanrım yardım et bana, ne yapacağım şimdi? Ya benden uzaklaşmak isterse... Hayır, artık izin veremem.

Geri gidip kaçmak isteyen adımlarımla, yavaş yavaş ilerledim yanına. Üstünde uzun kırmızı sweatshirt altında siyah şortu vardı. Bacaklarını kendine çekmiş düşünceli bir şekilde havuzun suyuyla oynuyordu elinde tuttuğu omega tasmasıyla... Sertçe yutkundum, o nereden çıkmıştı şimdi? Adımlarım durduğunda derin bir nefes aldım. Hadi Katsuki, yapmak zorundasın, mecbursun. O da seni seviyor, şimdi olmasa bile zamanla seni affedecek. Onun kalbi çok büyük, senin gibi boktan biri değil git yanına. Nihayet tekrar hareketlendiğimde hızla ulaştım yanına.

Hemen yanına oturduğumda dönüp yüzüme bakmadı bile. Korkuyla dudaklarımı ısırdım bu tavrına. "Deku ben-" "Dün her şey çok güzel gidiyordu biliyor musun?" demesiyle kesti sözümü. "Ben gerçekten o an yaşadıklarımdan pişman değildim. Kızışmamdan dolayı değil yanlış anlama. Bugün de pişman olmazdım eğer... Neyse, bir önemi yok artık." İkimizin de şu an ortak hissettiği duyguydu bu, pişmanlık. "Ama aptal olan benim. Bir alfayla aynı evde kalırken feromonlarımı saça saça ortalıkta geziyorum. Oysa en başından beri..." dedi elindekini göstererek. "En başından beri sevmesem bile bunu kullanmalıydım. Bunu takmalıydım boynuma." Aniden ayağa kalkarak tasmayı fırlatıp attı bana doğru. "Çünkü senin gibi alfalar varken omegalar bu boku takmak zorunda değil mi hayvan gibi? Her an senin gibiler tarafından işaretlenebiliriz çünkü." Telaşla kalkıp ona uzanmaya çalıştım. "Özür dilerim çileğim-" Kendini geriye attı. "Uzak dur benden. Çileğin falan değilim ben senin."

QuerenciaWhere stories live. Discover now