• 12 • Hamal

1.5K 135 47
                                    

Kalbim deli gibi atarken sessizleştim. İkisi bana anlamayan gözlerle bakarken elimi göğsüme koyduğum an telefonumun zil sesini duydum. Hemen uzanıp kim olduğuna baktım. Çileğim arıyor...

~~~

Hamal : Alpha Arietis. 06° 59' Boğa burcundadır. Mars ve Satürn karakterindedir. Gaddarlık ve acımasızlığı ifade eder. Eğer Güneş ile birleşiyorsa ölüm ile sonuçlanacak çekişme ve ihtirası anlatır.

Başına bir şey gelmemesini dilerken telefonumu açtım. "Alo." Cevap gelmedi. Sanırım yanlışlıkla aramıştı ama telefonu kapamayıp dinlemeye devam ettim. Nihayet biri konuştu. "Cevap vermeyecek kadar heyecanlandın mı yoksa?" dedi farklı bir ses. Hitoshi'nin sesi...

~~~

"Merhaba sevgilim." Hitoshi, mor dik saçları, baygın bakan gözleri ve sırıtan ağzıyla burada karşımdaydı. Ağzımı bıçak açmazken bulunduğum yerde put kesilen vücudumu gördüğünde keyfi yerine gelmiş gibi sırıtması genişledi. Üzerime doğru adımlayarak "Beni gördüğüne sevindin mi?" diye sordu. Yaşadığım şoku üstümden atamadığım için sesim hala çıkmazken dibimde bitti boktan bedeniyle. İğrenç nefesini burnumda hissediyordum. "Cevap veremeyecek kadar heyecanlandın mı yoksa?"

Elini yanağıma uzattığı zaman kendime gelip hızla vurdum eline. "Dokunma." Vurduğum eline gözleri açılmış şekilde baktı bir süre. Ardından ben ne olduğunu anlamadan beni duvara doğru atıp hızla yanıma gelerek çenemi sıktı. "Ya hareketlerine dikkat edersin ya da o parmaklarını kırarım senin." Gözlerimi gözlerinden bir an bile ayırmadan sert çıkarmaya çalıştığım sesimle cevap verdim. "Denesene." Ondan korkmuyorum desem yalan olurdu ama burada bana hiçbir şey yapamazdı.

Eli arasındaki yüzüme bakarken önce kaşları daha da çatılmış sonra gözleri dudaklarıma kaydığında gülümsemişti. Elleri ile bileklerimi yakaladığı gibi beni duvara yasladı. Ne yapacağını tabii ki anlamıştım ama bekledim. "Yakından çok daha kusursuzsun." Yüzümü buruşturmama aldırış etmeden dudaklarını yaklaştırdı. "Tam bir yıldır sevgilim, bu anın hayalini kuruyorum ve şimdi nihayet gerçekleştireceğim." Bekle, bekle...

Bir nefeslik mesafe kala burnunu koparırcasına ısırmaya başladım. Başta dirense de sıkılaştırdığım dişimle bağırarak benden uzaklaştı. Dişlediğim yerlerinden akan kanı görmüş zevkle gülümserken koşar adım kapıya gittim.

Saç köklerimde hissettiğim acı bu kavganın henüz bitmediğinin habercisiydi. Kanayan burnuna aldırmadan beni tekrar yakalayıp tuttuğu saçlarımdan lavabonun ortasına sürüklerken çığlık attım. "Asisin. Bunu sevdim..." kulağıma eğilerek etkileyici olduğunu düşündüğü sesiyle "...ama sadece yatağımızda böyle davranman hoşuma gider. Kalan zamanlarında bana itaatkar olacaksın. Anladın mı beni?" dedi saçlarımı zorlarken. Feromonlarını saçtığında midem bulanmış kusma isteğiyle dolmuştum.

"O yatakta asla göremeyeceksin beni." dedim iğrenen ifademle ona bakıp. "Neden biliyor musun? Benim zaten bir yatağım var." Baygın gözleri anlamamışçasına bana bakarken kocaman sırıtışımla devam ettim. "Ve ben o yatakta her gün Katsuki'nin kolları arasında uyuyorum. Ben o yatakta her gün onun kokusunu soluyorum. Ben o yatakta her gün sözlümle vakit geçiriyorum." Gözbebekleri küçülürken kahkaha atmaya başladım.

Dediklerim doğru olmasa da bu kelimelerimin onu çıldırttığından eminim. Beni saçlarımdan savurup kafamı yere vurdu. Zavallı bok öfkeden feromonlarını kontrol bile edemiyordu. Bunu bilerek yapsa bile benim gibi baskın bir omeganın onun gibi sıradan bir alfanın feromonlarına alt olacağını düşünmesi fazlasıyla aptalcaydı. Bu akılsızlığına karşı zonklayan başıma rağmen uslanmadan yalanlarıma devam ettim. "Senin o hayalini kurduğun kızışma dönemimin her saniyesinde Katsuki'yle birlikteydim."

QuerenciaDonde viven las historias. Descúbrelo ahora