• 17 • Shlimazl

1.4K 129 84
                                    

Ağlayarak çaresizce kolumu kurtarmaya çalıştım. "Bırak beni, en yakın arkadaşım tehlikede. İstemiyorum, ona zarar gelsin istemiyorum, gideceğim." Hitoshi'nin son kez duyuldu iğrenç sesi. "Elbette geleceksin sevgilim. Seni bekliyor olacağım."

~~~

Shlimazl: İbranice; sürekli şanssız olan biri.

Çırpınarak beni omzunda odaya götüren Katsuki'den kurtulmaya çalışıyordum. "Bırak beni yoksa kulaklarının içinden sıcak ağdayı beynine kadar döker soğur soğumaz beyninle beraber hepsini çekerim hızla." Katsuki derin bir iç çekti yorgunca. "Bebeğim, yurtta öğretilenlerden sana düşeni almışsın anlaşılan." Sırtını tokatladığımda kalçamın altını sertçe ısırdı. Yüksek sesle inleyince güldüğünü duydum. "Ben sana ne dedim? Bir daha vurursan ısırırım demedim mi?" Çığırından çıkarak ağzıma geleni saymaya başladım. "Göğüs uçlarına kızgın yağ dökeceğim, derini jiletle yavaşça soyduktan sonra üstüne tuz basacağım, kaslarını baklava dilimi gibi kare kare kesip çıkaracağım, tırnak uçlarına vidayı hizalayıp çekiçle vurarak parmağından ayıracağım-" Aniden elini paçalarından şortumun içine sokarak kalçamı avuçladığında sesimi kestim.

"Eğer beni nakavt etmek istiyorsan bunu yatakta yapmanı tercih ederim. Bu tehditkar duygunun feromonlarına nasıl yansıdığını, ne kadar seksi koktuğunu biliyor musun? İstiyor musun bana işkence etmeyi?" Parmağını deliğimin etrafında gezdirmeye başladığında ürpererek titredim. Terbiyesiz herif. "Hayır, hayır istemiyorum vazgeçtim." deyip kapattım çenemi. Elini kalçamdan tekrar çıkarıp "Sen bilirsin." dedi.

Odama geçip beni yere indirdiği gibi kapıyı arkamdan tekrar kapatıp üstüne kilitledi. "Biz mantıklı bir çözüm bulana veya sen sakinleşip bize yardım etmeyi tercih edene kadar kapıyı açmayacağım anladın mı beni?" Kapıyı hırsla yumruklamaya başladım. Bencil, pislik, hayvan. Ailem diyebileceğim tek arkadaşım orada can çekişiyor gösterdiği tavıra bak. Halimden anla biraz, bencil. "Beni bir yere kapattığında kaçacağımı biliyorsun. Kaçacağım, görürsün." diye bağırdım. "Evet evet, eminim kaçarsın."

~~~

Eski evimin önüne geldiğimde sokakta kimsecikler yoktu. Gerçi saat sabahın üçüydü. Evin ışıklar kapalı çıt çıkmıyordu içeriden. Bahçe kapısının önünde ellerimi ceplerime atmış bekliyordum. Yapmak zorundaydım, buraya gelmek zorundaydım. Benim yüzümden artık kimsenin canı yansın istemiyordum, özellikle de en yakın arkadaşımın. Benim başıma gelebilecek her şey gelmişti zaten daha ne olabilirdi? Kimse daha fazla acı çeksin istemiyordum. Tırnaklarımı kemirirken Hitoshi'yi beklemeye başladım. Yorulmuştum artık bu kaostan. Sıkıntıyla boynumdaki omega tasmasıyla oynadım.

Bu evde üvey annemle olan anılarım hariç boktan zamanlardan başka hiçbir halta sahip değildim. Evin etrafında dolaşıp kaçtığım penceremin önüne geldim, kapalıydı. O günü anımsadım aklımda. Bu ev acıdan başka bir duygu içermiyordu. Bu evde dövülmüştüm, kesilmiştim, yakılmıştım, kemiklerim kırılmıştı, satılmıştım... Daha ne olabilirdi ki? Sahi neden yapmıştı bunu bana? Neden bu evde bu kadar şiddet görmüştüm bilmiyorum ama tüm bunlar başıma gelse de uğraşmayı bırakmamış sevilirim umuduyla daima çaba göstermiştim aptal gibi. Beni tüm bunların arasından çekip çıkaran kişi...

"İzuku." Üvey babamın sesini duymamla kafamı hızla sesin geldiği yöne çevirdim. Şaşkın bakışlarla bana bakıyordu. Yüzümü ve bedenimi hızla süzdü ben olduğumdan emin olmak istiyormuş gibi. Kalkıp bedenimi ona çevirdiğimde bir adım geriledi refleks olarak. Bunca zaman sonra sanırım beni karşısında bulmayı beklemiyordu. Hayret, ben Hitoshi ona söyler sanmıştım. Ben geldiğime göre beni satması karşılığında alması gereken parasını sonunda alabilecekti çünkü bok kafa.

QuerenciaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin