"Akıp giden şu suya atlayamadığım için dünya üzerindeki tüm denizleri kuruttum.
Artık hiç su yok, Alanguva.
Ve biz alev almak üzereyiz."
Yara almış her çocuğa ve yara almış her çocuk için.
18 Mayıs 2015.
Çook çooook uzun bir bölüm, hızlı okumaya çalışırken detayları atlamayın o yüzden.
+1300, +5000
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
56. Bölüm: CENNETTEKİ ELMA BAHÇESİ
*Çelik- Ayrılık Deme Bana*
*Barbaros- Evelallah*
*Buzuki Orhan Osman- Fırtına*
*Ayna- Yeniden de Sevebiliriz*
*Barış Akarsu- Ayrılacağız*
*Manos Loizos- To Zeibekiko Tis Evdokias*
*Mixalis Hatzigiannis- Cheria Psila*
*Mikis Theodorakis- Zorba Dance*
*Yannis Paximadakis- Fragosiriani*
*Reyhan Karaca- Sevdik Sevdalandık*
*Emre Aydın- Ve Gülümse Şimdi*
*Tual- Pencereler*
*Imany Flatov, Karas- Don't Be So Shy (Remix)*
Beş Yıl Sonra
Bahçede ılık bir ilkbahar havası var, aylardan mayıs.
Bu çorak şehre bile ilkbaharın çiçekleri doldu, sokaklarda, kaldırım kenarlarında sararmış sonbahar yaprakları yerine yeni açan çiçekleri görüyorum.
Mayısları severim. Belki de onunla bir mayıs günü tanıştığım için.
Ona dair, onu hatırlatan her şeyi çok seviyorum hala. Tükenmez bir sevgi bu. Derinleştikçe derinleşiyor, dibi göreceğimi sanıyorum ama her ilkbahar bir yasemin çiçeğini kokladığımda daha da dibe batıyorum bu sevginin içinde.
Artık konuşacak kimse kalmadı. Bazen kendi kendime konuşuyorum.
Rüya şimdi ne yapıyor? Nerede uyuyor? Uyuyor mu?
Beni yeniden sever mi bir gün?
Sevse bile bunu ben görür müyüm, ömrüm yeter mi?
Hep bunları soruyorum kendi kendime. İnsan yalnızlaşınca içine dönüyor biraz, konuşacak kimsesi kalmayınca kendiyle sohbet etmeyi de öğreniyor. Belki bir gün duvarlarla da konuşacağım, bilmiyorum.
Rüya'sızlık ne büyük yalnızlıkmış.
Rüya ne yapıyor şu an?
Yasemin çiçekleri açmaya başladı, fark etti mi acaba? Durup kokladı mı bir tanesini? Kokladıysa ne hissetti?
Bir ilkbahar, işten dönerken ona bir demet yasemin almıştım. O günlerde biraz hastaydı, stresten sürekli kusuyordu. Armağan'a bahçede kitap okurken yakalamıştım onu, yorgun görünüyordu. Ama yasemin çiçeklerini fark edince yüzüne hemen renk gelmiş ve boynuma sarılarak ağlamıştı.
