15. Bölüm: MELEK

37K 2.5K 1.7K
                                    

Oy vermeyi unutmayııın🌸

🦌
*Pinhani- Çok Alıştım Sana*

Asya'nın bahçesindeki salıncağa oturmuş, kitap okuyordum.

Yaz kendini iyiden iyiye hissettirmeye başlamıştı, Çeşme buraya ilk geldiğim günkünün aksine artık çok daha kalabalıktı. Sokaklar, caddeler, taş evlerin kafe ve restoranları ayaklarında parmak arası terlik, üzerlerinde birer şortla kendilerini dışarı atan yazlıkçılarla kaynıyordu.

Gece hayatı da eskisine nazaran daha hareketli ve yorucuydu. Artık vardiyalı çalışmaya başlamıştık.

Bir rüzgar esti ve Asya'nın bahçesine denizin tuzlu kokusu geldi, esen rüzgardaki ıslaklık tenime yapışıyordu sanki.

O sırada bahçenin büyük demir kapısı gıcırdayarak açılınca arkamı döndüm ve döndüğüm gibi kaşlarım çatıldı.

"Selam," dedi Ece beni görünce, "sen de mi buradaydın?"

Başımı salladım, Asya'yı ziyarete gelmiş olmalıydı, çok konuşmak istemiyordum.

"Asya içeride," dedim evin yarı aralık kapısını işaret ederek.

"Tamam," diyerek başını salladı Ece ama karşımdaki demir sandalyelerden birine oturdu. "Sen niye artık Yiğit'te kalmıyorsun," diye sordu merakla. "Yoksa o kız mı istemedi seni?"

"Melis mi," dedim bozularak, "Melis'le bir ilgisi yok, kendim ayrıldım evden."

Başını salladı ama huzursuz görünüyordu.

"Gelir gelmez senin bile düzenini değiştirmiş," dedi Ece surat asarak.

Afalladım. Benimle yakınlık kuruyor olamazdı, değil mi?

"Nereden çıktı, hiç anlamadım," diye de devam etti. "Aslına bakarsan hakkında biraz araştırma yaptım."

Yerimde biraz kıpraştım, ilgimi çekiyordu ama ilgimi çekmiyormuş gibi davranmalıydım. Melis ve Yiğit ilişkisi beni ilgilendirmemeliydi.

"Merak etmiyor musun," diye sordu Ece.

"Etmiyorum," diye yalan söyledim. "Benim buraya gelip kimsenin hayatına dahil olmaya niyetim yoktu, en başından beri böyleydi bu. Beni bir şeylerin içine çeken sizsiniz."

Omuz silkti ve bir sigara yaktı.

"Melis Kutlay," dedi Ece aniden. Şaşkın bakışlarımı fark etmiş olmalı ki, "Ne," dedi sonra. "Biriyle paylaşmasam çatlayacaktım. Ayrıca bana hiç oynama ona nasıl baktığını gördüm. Besbelli hazzetmiyorsun sen de."

"Enerji," diye açıkladım, "iyi bir enerji almadım, hepsi bu. Kıza düşman olacak değilim."

"Ben de değilim," dedi Ece hızla, "ne işim olur ki? Sadece biraz bahsetmek istedim."

Başımı kitaba çevirdim ve onu dinlemiyormuş gibi yapmaya başladım. Kitap sayfaları rüzgar estikçe uçuşup duruyor, ben de parmaklarımla okuduğum sayfayı sabitlemeye uğraşıyordum.

"Çok tuhaf," dedi Ece hevesinden hiçbir şey kaybetmeden. "Birbirlerini nereden bulmuşlar, hiç anlamadım. Sosyal medyada Melis'i tanıdığım hiç kimse takip etmiyor, Yiğit zaten sosyal medya kullanmıyor." Bunu bilmiyordum. "Kız mimar, İzmir'de bir ofisi var, Sinan Kutlay'ın kardeşi." Mimar olduğunu da bilmiyordum, öyleyse güzel çiziyor olmalıydı. "Nereden bulmuşlar ki birbirlerini?"

ÇEHRESİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin