40. Bölüm: VEDA BUSESİ

26.3K 1.8K 3.2K
                                    

Herkese selam!

Sınavlarım yüzünden bir gecikme yaşandı, çok üzgünüm ama siz ilginiz ve geçen bölüme verdiğiniz oylarla beni çok mutlu ettiniz! Bu yüzden 41. Bölüm daha erken gelecek.^

Geçen bölüme 610 oy gelmiş, o zaman bu bölümün sınırı da 600 olsun mu? jsjsdf yorum sınırı koymuyorum bu sefer, içinizden geldiği gibi yazın. Beni yine yoruma boğun ama ajfhjbj

Buyurun, bölüm sizindir.🦌

40

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

40. Bölüm: VEDA BUSESİ

*Nilipek – Son Mektup*

*Pamela Spence – Veda Busesi*

*MaNga – Işıkları Söndürseler Bile*

"Ben senden vazgeçmem,

Işıkları söndürseler bile,"

Kafamın içi sessizlikle doluydu.

Eprimiş, eski püskü, sahipsiz kumaş yığınları gibi içimde birikiyordu kırgınlık.

Hayal kırıklığının, bir bıçak yarası gibi acıtabileceğini hiç düşünmemiştim. Aslında daha önce hiç bıçakla yaralanmamıştım ama bana birisi kalbime bir bıçak saplamış gibi gelmişti o an.

Her şey bitmiş gibi geldi, sanki bir daha bulutsuz bir gökyüzüne, dalgalanan denize, cama vuran yağmur damlalarına, tarlalar boyunca sürüp giden virajlı kasaba ve yazlık yollarına, evlerin çatılarına yuva yapan kargalara ya da herhangi bir şeye bir daha eskisi gibi bakamayacağımı sandım. O an her şey değişti.

İnsan, kalbinde en çok kim varsa, onu kaybettiğinde gözlerini de kaybettiğini düşünür. Gözler ve kalpler arasında tuhaf bir bağ vardır. Kalbim kırıldığı için bir daha göremeyeceğimi sandım. Görsem de eskisi gibi bakamayacağımı sandım. Belki de haklıydım.

Kalbimden yükselen sessizlik ve kırgınlık gözlerime bir bağ gibi örtüldü.

Yiğit, sanırım buna daha fazla dayanamadığı için, bana bakmayı bıraktı ve içeri girdi. Hemen arkasında Giray ve Berna vardı, Derin hala duvara sinmiş, öylece bana ve olanlara bakıyordu.

Birkaç saniye sonra Evren hızla yere kapaklandığında üzerinde Yiğit vardı. Onun yüzünü ne hale getirdi, kaç yumruk attı ya da onu kaç kez tekmeledi, bilmiyorum. Kontrol edilemez bir canavar gibiydi.

Parkelere Evren'in kanı sıçrarken Berna ağlayarak Yiğit'i durdurmaya, Giray da Berna'yı çekmeye çalıştı. Sonuç olarak ikisi de başarılı olamadı. Ne Yiğit, ne de Berna durdu çünkü.

"Bir şey yap!" Berna'nın ağlamaklı sesi bana doğru yükselmişti. "Onu durdur, bir şey yap!"

Hiçbir şey yapmadım.

ÇEHRESİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin