4.

16.5K 697 21
                                    

Beyaz Sarayı andıran bu köşkün içinde geçireceğim zamanı heyecanla beklediğimi farkettim. Bay Malik iyi bir adamdı ve beni bütün tehlikelere karşı koruyacağını hissediyordum. Merdiven basamaklarını birlikte tırmanıp büyük kahverengi kapının önüne gelince durduk. Kapı o kadar ağır olmalıydı ki, çok yavaş açılıyordu. Gözlerim dışarıdaki ışığa alıştığından ilk önce içerisini göremedim. Gözlerimi kırpıştırıp ilk adımı attığımdaysa herkesin hazır ol vaziyetinde beklediğini görünce kendimden utandım.

"Hoşgeldiniz efendim." Az önce fotoğrafına baktığım tonton kadın bize doğru yaklaşarak önce Bay Malik'in sonra da benim üzerimdeki parkayı aldı ve asmak için kapının girişinde duran dolaba yöneldi. Gerginlikle terleyen avuçlarımı birbirlerine bastırırken insanların neden bana şaşkınlık içinde baktığından haberim yoktu. Yaşlı kadın eski yerini aldığında küçük kızın bakıcısını, evin bahçıvanını, orta yaşlarının sonunda bir kadını ve kadının yanında yine kendi yaşı kadar olan tekerlekli sandalyeye mahkum bir adamı incelemek için birkaç saniyem olmuştu. Bay Malik koluma girip beni tekerlekli sandalyede oturan adamın yanına sürükleyince kendime gelebildim.

"Babam," dedi nazikçe. Sesinde sertlikten iz yoktu. "Annem," diye devam etti adamın hemen yanında duran kadını işaret ederek.

"Memnun oldum efendim." İkisinin de elini sıkarken gülümsemeye çalıştım ama nedense gergindim. Ailesi beni sevmemiş miydi yoksa sadece alışmaya mı çalışıyorlardı bilmiyorum ama şaşkın bakışları beni daha çok geriyordu.

"Bay Gilbert," diye devam etti. "Evimizin bahçesinden sorumludur." Başımı yaşlı adamın gülümseyişine doğru salladığımda bana gülümseyenin sadece o olduğunu farketmek canımı yakmıştı. "Ve Bayan Susan," dedi kolunu belimin çevresine sararken. "Bahsettiğim gibi, Suri'den sorumlu."

Bayan Susan alımlı bir kadındı, daima bakımlı görünen saçlara sahipti ve disiplinli bir duruşu vardı.

"Son olarak," tonton ve yaşlı kadını gösterip rahatladığını belli eden bir nefes verdi. "Madam Margaret, evimizin yemeklerinden sorumludur."

Madam Margaret diğerlerinden farklıydı, meraklı ve gözlemci bakışları ona her şeyi anlatma ihtiyacı doğurmuştu içimde. Ama bunu yapmamalıydım, Bay Malik'i pişman etmek istemiyordum.

"Suri nerede?" diye sordu Bayan Susan'a. Herkes etrafta göz gezdirmeye başlamıştı, küçük Suri'yi şimdiden merak ediyordum fakat o ortalıklarda görünmüyordu. Bay Malik canımı yakmadan kolumdan tuttu ve beni mutfağa doğru sürükledi.

"Söylemeyi unuttum," gözleri mutfak zemini üzerinde geziniyordu. "Suri konuşamıyor, ama yazmayı biliyor. Genellikle yanında hep bir kağıt ve kalem bulundurur." Cümlesini tek solukta bitiriverdi, sanki çok sakıncalı bir şey söyler gibi. Hayretimi gizleyemeden bakışlarımı merdivenlerin başında beliren ayak sesleri eşliğinde çevirdiğimde onu gördüm. Babasınınkileri andıran koyu renk uzun saçları beline kadar dökülürken boncuk mavisi gözleriyle etrafı süzüyordu. Bir tuhafık olduğunu sezinlemişti, gözleri etrafta bir şeyler arıyor gibiydi. Onu daha fazla merakta bırakmak istemedim, mutfak kapısının önüne çıktığımda dikkatini dağıtmış ve bana bakmasını sağlamıştım. Bayan Susan ve benim aramda durmuş, bir ona bir de bana garipser bakışlar atıyorken Bay Malik araya girdi.

"Konuştuğumuz gibi Suri, hatırlıyorsun öyle değil mi?"

Babasına utangaç bakışlar atıp dururken onun bir an için korktuğunu düşündüm. Babasından korkuyordu..

"Merhaba," elimden gelen tüm içtenliğimi takınarak dizlerimin üzerine çöktüm. "Sen Suri olmalısın?"

Herhangi bir tepki vermesini bekliyordum ama bunu değil.. Minik ayaklarını hızlandırarak yanıma yaklaştığında uzattığım elimi sıkacağını düşünmüştüm fakat o boynuma öyle bir atladı ki, bir an için sendeledim. Herkes şaşkınlık içinde birbirine bakarken Suri benden biraz uzaklaşarak minik elini yüzümde dolaştırdı. Göz ucuyla Bay Malik'e baktığımda sersemlemiş bir halde ikimizi izlediğini fark ettim. Yanağımda dolaşan küçük eli yakalayıp üzerine sevgi dolu bir öpücük kondurduğumda bu onun hoşuna gitmişti. Hissedebiliyordum, Suri acı çekiyordu, bu evdeki herkes gibi. Garip bir şeyler sezinliyordum, sakladıkları bir şeyler olduğuna yemin edebilirdim. Elimden gelen tek şeyi yaptım, Suri'ye gülümsedim ve kollarımı çevresine sardım. Bir şeyler döndüğü artık kesindi, yapılması gereken bunu bulmaktı ve yine ben yapacaktım..

Ufaklık | zm Where stories live. Discover now