3.Bölüm

1.5K 103 13
                                    

06.12/2021
Başka bir evrende yeniden doğmak...


Aden 'in anlatımından

Korkma, sakin ol ve sessizce uzaklaş. Gözlerim beni yanıltmıyorsa karşımdaki ejdarha idi. Bana karşı herhangi bir saldırıda bulunmadığına göre henüz farketmediğini düşünüyordum. Bu şekilde titreyerek bana karşı atağa geçmesini beklemek oldukça saçmaydı ve ben bir şeyler yapmalıydım. Ellerim titriyordu, ne yapacağımı bilmiyordum. Yardım isteğimi ve korkumu bir kenara bırakıp mantıklı düşünmeye çalıştım ama mantığım bir süre sonra beni yarı yolda bıraktı. Ve yapmam gereken en mantıktı şeyi yaptım.

Yavaş adımlarla arkamı dönüp sessizce koşmaya başladım.

Koşabildiğim kadar koştum. Nefes nefese kalmıştım ama uzaklaşmış olduğumu düşünüyordum. Sahi burası neresiydi? Dünya da böyle bir yer olduğunu düşünmüyordum. Hem ejdarha diye bir şey günümüzde yoktu. Koşarken etrafımda gördüğüm değişik renkteki ağaçlar ve daha önce görmediğim türdeki zararsız duran hayvanlar işi daha da tuhaflaştırıyordu.

Uzun bir süre koşup ejderhanın beni bulamayacağı bir noktada durdum. Nefes alamadığımı hissedince soluklanmak için bir ağaca yaslandım.

"seni ahmak hemen çekil üstümden!"

Arkamdan gelen ve ormanın sessizliğini bozan kişi ile korkuyla yerimden sıçradım. Sesin kaynağını bulmak için etrafıma baktım fakat  görünürde kimse yoktu. İyice kafayı yediğimi düşünüp tekrar ağaca yaslandım.

"sana diyorum, sana! Yaslandığın ağaçtan çekil!!"

Tekrar aynı sesi duymam ile hemen geri çekildim. Yaslandığım yere baktığımda küçük bir tırtıl gördüm. Acaba bu hayvan mı konuşmuştu? Ah aklımı kaçırıcaktım artık! Bu tırtıl konuşuyordu. Gerçi ejdarha görmüştüm pek bir şey olmamıştı. O korkuyla aklım yerindeyse konuşan tırtılı da kabul edebilirdim. Bu düşüncelerimin saçmalığına güldüm. En azından gülebiliyordum!

"bir de gülüyorsun değil mi? Az kalsın pestilimi çıkarıcaktın."

Gülümseyip ağaca doğru yaklaştım. Onu anlamam oldukça saçmaydı fakat anlıyordum. Neyse ki tırtıl zararsız bir varlıktı. Yine de böyle garip bir yerde hiçbir hayvana güvenemezdim. Zira bu küçücük tırtıl her an bir ejderhaya dünüşebildi.

"özür dilerim küçük tırtıl. Eğer seni görseydim yaslanmazdım. İyi misin?"

Biraz daha yaklaşıp parmağımı ağaca uzattım. Tırtılı parmağıma aldım. Bu küçük havanın zararsız olduğuna karar vermemle birlikte içimde ona karşı bir merhamet duygusu oluştu.

"sen beni duyabiliyor musun?" diye sordu.

"evet."

Kaşlarım istemsizce çatıldı, duymamam mı gerekiyordu? Anlamamıştım.

"normalde periler ve cadılar hayvanlarla konuşamazlar. Sen peri misin yoksa cadı mı?"

Peri mi? Cadı mı? Ne demek istiyordu bu küçük hayvan. Benim yaşadığım dünya da böyle varlıklar yoktu ki.

"Ben peri ya da cadı değilim. Evde otururken kendimi burada buldum. Buraya ait değilim yani."

Parmağımdan yukarı ağır ağır tırmandı, tam avucumun içinde durdu.

"buraya gelen herkes buraya aittir." dedi.

Ben buraya ait değildim, bundan emindim.

"buradan nasıl çıkabilirim? Evime gitmek istiyorum. Hadi söyle bana küçük tırtıl."

ORMAN PERİSİ |TAMAMLANDI|Where stories live. Discover now